Fadime ÖZKAN
Fadime ÖZKAN
fozkan@stargazete.com
Tüm Yazıları

CHP’nin kantin solculuğu ve teröre destek bildirisi

Cumhuriyeti kurmakla övünmek dışında hayra dalalet bir icraatına rastlanmayan CHP, teröre verdiği desteği önceki gün bir bildiriyle “taçlandırdı”.

15 Temmuz’a ve terör saldırılarına karşı tavır alışta önceliği MHP’ye kaptıracak kadar ağır kalan CHP, terörden suçlananlar için “acil” olarak toplandı. 

CHP Merkez Yürütme Kurulu’nu alarme eden şey; HDP’lilerin PKK’ya üye olmak, lojistik sağlamak ve propagandasını yapmak iddialarıyla tutuklanması; Cumhuriyet gazetesi yazarlarının ise PKK ve FETÖ’ye hizmet suçlamasıyla hukuk karşısına çıkarılmasıydı.

CHP bildirisinin gerçeklikten kopukluğu ve tepkiselliği, -Başbakan Binali Yıldırım’ın isabetle vurguladığı gibi- üniversite kantinlerinde rastlanan ve zihinsel-fikirsel gelişimini tamamlamamış olmalarıyla ayırt edilen ham solcuların fakülte bahçesinde üç-beş kişiye okuduğu metinleri çağrıştırıyordu.

Nitekim bildiri Cumhuriyeti kuran partinin “beyin takımı”nı da ifşa etti. 

Bu trajikomik metne göre Savcılık, Cumhuriyet gazetesine yönelik hukuki soruşturmayı derhal durdurmalıydı! HDP’lilerin tutuklanması anayasaya aykırıydı! Halkın direnme hakkı vardı ve CHP öncülük yapacaktı!    

Ülkenin ana muhalefet partisinin bu seviyede olması, Türkiye’nin en büyük dramıdır.

CHP’nin “sittin sene” neden hükümet olamadığının ve olamayacağının da belgeli bir ispatı. 

Aklıselim sahibi herkes gibi MHP lideri Bahçeli’nin yaklaşımı da dün bu yönde oldu. 

Grup toplantısında durumu “CHP’nin bölücü hainlere destek olması siyasi tarihimize kara leke olarak geçmiştir. CHP’nin bölücülerin avukatlıklarına soyunması mazur görülemeyecektir” diyerek tasvir etti. 

Katil PKK’ya Avrupa desteği

Avrupa ülkeleri teröre desteklerini HDP-PKK birlikteliğini de ortaya sererek sürdürüyor. 

Bir haftadır Avrupa’nın sekiz başkentinde katillere methiyeler düzülüyor. HDP için sokağa dökülenler askerleri polisleri sivilleri çocukları katleden teröristlerin fotoğraflarını, PKK flamalarını taşıyor. 

Hiçbir resmi uyarıyla karşılaşmadan hem de. Bilakis belediyeler yürüyüşler için cadde meydan tahsis ediyor, Paris büyükelçiliğimize saldıranlara müdahale etmeyen polis, terör destekçilerine eşlik ediyor. 

Belçika PKK’nın terör örgütü olmadığını açıkça iddia edebiliyor artık. Dün de Almanya “Türkiye’deki hükümet karşıtlarının Almanya’ya sığınabileceklerini” açıkladı.

Bu durum yeni bir evredir. Batı dünyası çifte standardının ifşasından sakınmıyor artık.

Gerekçesi; Türkiye’de “muhalif” diye adlandırdığı terör destekçilerinin ifade özgürlüğünün kısıtlanması.

Peki... Teröre desteğin özgürce ifade edilebilmesi gerektiğini savunan Avrupa, öldürülenlerin yaşam hakkı başta olmak üzere hak ve özgürlüklerini niye savunmuyor?

4 Kasım’da PKK bombasıyla annesini kaybeden çocukların anneleriyle mutlu ve güvenli bir ömür sürme hakkını niye görmüyor? Anne özlemi duymama, anne kokusuyla uyanma hakkını? Saldırıda tek gözünü kaybeden üç yaşındaki bebeğin ömür boyu aynaya her baktığında, başkaları onun yüzüne baktığında aynı acıyı hissetmeme ve bu kayıptan dolayı dünyaya öfkelenmeme hakkını neden savunmuyor?  

Türkiye’nin kendi vicdanından başka pusulaya ihtiyacı yok.  

Alman Sarayı’ndaki soytarı

Vatana ihanetten hüküm giyen kaçak Can Dündar önceki gün Alman Sarayında kabul edildi. 

Yıllarca ağlamaklı sesiyle Kemalizm propagandası yapan, Atatürk üzerinden para kazanan Can Dündar, son yıllardaki terör hizmetinin ve ülkesine ihanetin bedelini Avrupa’dan ödül ve nişan formunda peşin olarak aldı. 

Almanya ayrıca hakkında yakalama kararı bulunan Dündar’a pasaport da verdi.

Saray fotoğraflarını twitter’dan hemen paylaştı Dündar. 

Belli ki heyecanı zavallılığını örtmeye yetmiyor. Saraya kabul edilişindeki zilleti, Alman Cumhurbaşkanının aşağılayıcı bakışını, Gauck’un eşinin Dündar’ın omzuna pat pat vuruşundaki küçümsemeyi fark etmiyor. 

Demek ki layığı budur.