CHP’nin ünlü bir “Kürt raporu” vardý geçmiþte. Kendi dönemine göre cesur ve radikal tespitler içeriyordu. “Kürt kimliði tanýnmalý!” gibi eski Türkiye þartlarýnda çok radikal bir zihniyet devrimine tekabül eden önerileri içkin bu raporun ýskaladýðý veya üstünü örttüðü asýl gerçeklik “Kürt sorunu”nun nasýl ortaya çýktýðýydý. O raporda asýl bu konuya hiç deðinilmiyordu. Çünkü “Kürt sorunu”nun asýl müsebbibi CHP idi. CHP’nin tek parti dönemindeki farklýlýklarý inkâr temeline oturan tekleþtirici faþizan zihniyeti “Kürt sorunu”nu doðurmuþtu. Bir baþka deyiþle CHP’nin ýrkçý, asimileci ve katliamcý politikalarý Kürt kimliðini ve dilini hayatýn her alanýndan süpürmeyi amaçlayan bir zihniyet zeminine oturuyordu. Nedense CHP’nin “Kürt raporu”nda sorunu var eden zihniyete ve uygulamalara yönelik gönderme olmadýðý gibi en ufak bir özeleþtiri de yoktu. Þayet o raporda CHP sorunu var kýlan geçmiþteki zihniyet ve politikalarýna bir özeleþtiri getirmiþ olsaydý yeni bir siyasetin merkezine kendini oturtabilirdi.
Bugün de hâlâ “Kürt sorunu” diyor. Hâlâ “Kürt raporu”nun güncellenmesi gerektiðini söylüyor. Dün “Kürt raporu”nu hazýrlayan CHP asýl bu sorunun müsebbibi olduðu gerçeðini örtbas etmeye çalýþýyordu. Bugün “Kürt raporu”nun güncellenmesi üzerinden “çözüm süreci” öneren CHP üç gerçeðin üstünü örtmeye çalýþýyor. Bir: Hâlâ “Kürt sorunu”nun müsebbibi olduðunu kabule yanaþmýyor. Ýki: Erdoðan liderliðindeki AK Parti’nin, CHP’nin o rapordaki önerilerinin tümünü gerçekleþtirdiðini, hatta ötesine varan adýmlarla inkârý ve asimilasyonu sonlandýrarak sorunu çözdüðünü gözlerden kaçýrýyor. Üç: CHP “çözüm süreci” baþladýðýnda engelleyici olmanýn ötesinde boþa çýkartýcý bir rol üslendiðini örtmeye çalýþýyor.
Þimdi doðru oturup doðru konuþalým: Türkiye’nin inkârdan kaynaklý bir “Kürt sorunu” var mýdýr? Bence yoktur. Ne vardýr? CHP zihniyetinin var ettiði eski Türkiye’ye ait “Kürt sorunu”ndan beslenerek daða çýkmýþ ve bugün hangi güçlerin taþeronu olduklarý besbelli olan bir “PKK sorunu” vardýr. PKK sadece Türkiye’de deðil Irak’ta, Ýran’da ve Suriye’de de var. Paradoksa bakýnýz ki Kýlýçdaroðlu CHP’si Türkiye’deki PKK’yý mecburen “terörist” olarak görürken Suriye PKK’sýný “meþru ve kahraman halk hareketi” olarak görüyor. Sýrtýný YPG’ye yasladýðýný söyleyen HDP ile YPG’yi “Kendi yurdunu savunan silahlý halk hareketi” olarak selamlayan CHP ayný kulvarda. Þimdi Kýlýçdaroðlu kalkmýþ “Kürt raporu”nu güncelleyeceklerini söylüyor. O zaman þu iki þeyin cevabýný açýk ve net bir biçimde versinler:
Bir: Anadilde eðitimden yana mýsýnýz? Ýki: Özerklik için fikriniz nedir? Devlet okullarýnda PKK/HDP canibinin anadilde eðitim ve özerklik talepleri dýþýndaki taleplerin tümü karþýlandý. CHP bu iki talep konusundaki cevaplarýný mutlaka paylaþmalýdýr. Kürtçe’nin öðrenilmesi veya öðretilmesinden bahsetmiyorum. Bu konudaki yasal engellerin tümünü AK Parti’miz kaldýrdý. Dileyen anadilini istediði gibi öðrenebilir. Devlet anadilin öðrenilmesi için isteyene ders imkâný veriyor. O yüzden sakýn ola ki Kýlýçdaroðlu CHP’si “Kürtçe’nin öðrenilmesi ve öðretilmesi” bahsinde bir tek öneride bulunarak aklýmýzla alay etmesin. Sorduðumuz soru “anadilde eðitim”le alakalýdýr, “anadil öðrenimi” veya “anadil eðitimi”yle deðil! Bu ikisinin farkýný bilmiyorlarsa lütfen güncelleme giriþimine kalkýþmasýnlar!
Diðer asýl sorun olan “PKK’yý silahsýzlandýrmak” veya “daðdan indirmek” bahsinde ne tür çözümlerden yana olduklarýný bilmek isteriz. PKK silah býrakmanýn karþýlýðý olarak kendisinin iktidarda olacaðý özerk/kantonal bir bölge talep ediyor. Kýlýçdaroðlu CHP’si bu talebe “evet” mi der, “hayýr” mý? “Suriye’nin Kuzeyi’nde devlet olmanýza evet diyelim, siz de silahlarýnýzý bize doðrultmaktan vazgeçin” pazarlýðý mý bu? Bilinsin ki Suriye’nin kuzeyinde devlet olmasý halinde PKK’ya bölge altýn tepsi içinde sunulmuþ olur.
Kýlýçdaroðlu CHP’si çok tehlikeli sularda yüzüyor.