Seçimin siyasi maðlubu CHP’den “Mutfak, mutfak” sesleri yükseliyor... Ak Parti’nin akýllý danýþmanlarý varmýþ; sosyologlardan, psikologlardan, siyaset bilimcilerden destek alýyormuþ... CHP’nin de Ak Parti’ninkine benzer bir mutfaðý olsaymýþ...
Bu mutfak edebiyatý benim için çok eðlendirici...
Herhalde baþkalarý da vardýr, ama benim tanýdýðým iki CHP’li, Ak Parti’den bakanlarýn, “Keþke bunlar bizde olsa” diye iç geçirebilecekleri çapta iyi birer aþçý... Mutfaksa, iþte size mutfaðýnýzý teslim edeceðiniz iki þef: Binnaz Toprak ile Sencer Ayata... Biri Boðaziçi’nde, diðeri ODTÜ’de profesördü CHP öncesinde... Dünyanýn öndegelen üniversitelerinde misafir öðretim üyesi olarak bulunmuþ her iki hocanýn da siyasete dönük kapsamlý araþtýrmalarý var...
CHP nedense ikisi de Meclis’te CHP sýralarýnda oturan Sencer ve Binnaz hocalarý dinlemiyor, onlarýn görüþlerine kulak asmamayý yeðliyor...
Prof. Sencer Ayatayerel seçimden hemen önce kendisiyle görüþen Habertürk’ten Muharrem Sarýkaya’ya þunu söylemiþti: “Görünen o ki, AKP yüzde 45’in üzerine çýkmaz; CHP de yüzde 27’inin altýna düþmez.”
Yerel seçim sonuçlarýnýn, Ak Parti yüzde 45.5, CHP de yüzde 27.7 oy aldýðýna göre, Sencer Hoca’nýn beklentisi istikametinde gerçekleþtiðini biliyoruz...
Seçime beþ kala sonucunu bilebilen rakip partiden biri, kendisine “Ne yapmalýyýz da CHP’yi vatandaþlar için cazip hale getirip seçimlerde daha iyi bir sonuç almalýyýz?” diye sorulmuþ olsaydý, herhalde tatmin edici bir yol haritasý verirdi. Partide ‘genel baþkan yardýmcýsý’ unvaný taþýyan, uðraþ alaný sosyoloji ve siyaset bilimi olan birine kulak verilmiyorsa, “Mutfak, mutfak” diye çýðrýþmanýn ne anlamý var?
Dün bir gazetede Prof. Binnaz Toprak’la yapýlmýþ bir mülâkat yayýmlandý. Ak Parti’nin ‘halkçý’ bir parti olduðunu anlatmýþ; Baþbakan Tayyip Erdoðan’dan ‘karizmatik’ diye söz etmiþ... Belli ki, gazeteciyle konuþurken hocalýðý siyasetçi kimliðine baskýn gelmiþ...
Kýzacaktýr CHP’liler kendisine, kýzsýnlar... Kýzmak için kendisiyle yapýlmýþ röportajý okumalarý gerekecek ya, umarým, o sayede, partidaþlarý bir hocanýn söylediklerinden dersler çýkarýrlar...
CHP’nin ilk yapacaðý, siyasi muarýzýný doðru okumak bence... Profesör kimliðiyle Binnaz Toprak bunu yapýyor. Okuyalým: “Tayyip Erdoðan karizmatik bir lider. Halk adamý olmasýnýn payý var. Yaptýklarý iyi þeyleri göz ardý etmek gerekmez. / Mitinglerde Baþbakan için çýldýran baþörtülü kadýnlarýn olmasý tesadüf deðil. AKP onlara ilk defa bu ülkenin onurlu eþit vatandaþlarý olduklarýný hissettirdi. Baþbakan’ýn onlarýn anlam dünyasýna hitap eden bir tarafý var. Hayat boyu Türkiye’nin elitleri tarafýndan aþaðýlanmýþ, küçük görülmüþseniz, sizi üste taþýyan bir iktidarý tabii ki desteklersiniz. Refah Partisi döneminden itibaren o güne kadar kendi halinde yaþamýþ mütedeyyin kesimin baþörtülü kadýnlarý mobilize oldu, kapý kapý dolaþtý. Bu çok oy getirdi.” (Ben siyahladým. TK)
Neymiþ, anladýnýz mý? CHP’lilere soruyorum elbette...
“AKP’nin en önemli baþarýsý nedir diye sorarsanýz, orduyu siyasetin dýþýna çekmesidir. Türkiye’de bugün siyaset sýkýþmýþsa, bunun nedeni, 1980 darbesi ve ordunun siyasete müdahalesidir.” Bu cümle de Prof. Toprak’a ait...
Mülâkattan iþime gelen bölümlerini çekip aldýðýmýn farkýndayým; ama CHP’liler bütününü dikkatle okumalý. Meselâ þu bölümü: “Partilere baðlýlýðýn tek bir nedeni yok. Fakirseniz bulgur makarna getiren partiye elbette oy verebilirsiniz. Biz aile sigortasý önerdik, hayali bir þey gibi geldi. Ýnsanlar saðlýk sigortasýndan ya da bize çirkin görünen TOKÝ’lerden çok memnun. Hayatýnda ev sahibi olamamýþ insanlar için hoþ herhalde.”
“CHP deðiþiyor, kimse farkýnda deðil”müjdesini veriyor Binnaz Hoca ve ekliyor: “Ama bu neredeyse 100 yýllýk bir parti ve deðiþim kolay olmuyor.”
Gazeteler Sencer Ayata’yý da bulup konuþsalar ya...