Gazetemizin genel yayýn yönetmeni Nuh Albayrak önceki akþam ilk kez açýkladý. Kamuoyu da öyle öðrendi.. Meðer attý mý mangalda kül býrakmayan CHP’li Erdal Aksünger’in içinden yaratýk çýkmýþ.. Bir televizyon programý sýrasýnda hakaretler ettiði Nuh Albayrak’ýn reklam arasýnda da üzerine yürümüþ.. Böyle bir þey olabilir mi? Ne yapacaksýnýz; size oy vermeyenleri, eleþtirenleri, yanlýþlarýnýzý yüzünüze söyleyenleri dövecek misiniz? Nuh Albayrak anlatýnca döndüm o programýn kaydýný buldum. Bu adam apaçýk provokasyon için stüdyoya gelmiþ. Mütemadiyen baðýrýp duruyor. ‘Kes sesini lan’ diyor, ‘sýrýtma öyle’ diyor. Bu sözler karþýsýnda ise Albayrak “Beyefendi lütfen asgari nezakete dikkat edelim” diye yanýt veriyor. Takip edenler bilecektir, þu medya dünyasýna gelmiþ/geçmiþ en kibar adamlardan biridir Nuh Albayrak. Maruz kaldýðý muameleye bakýn. Bu CHP’linin üzerine yürüdüðünü de bugüne kadar anlatmadý. Ama ne zaman ki bu siyasi maganda televizyona çýkýp, ‘siyasi hoþgörü’ , ‘barýþ dili’ falan gibi laflar etmeye baþladý. Ýþte o zaman da Nuh Albayrak o eski yayýný hatýrlatma gereði duydu. Size bir þey söyleyeyim mi. Bu insanlarda en son arayacaðýnýz þey samimiyet. Kamera/motor” dendiði zaman ‘barýþ, sevgi, kardeþlik, güzellik’ derler, ýþýklar kapandýðýnda üzerinize yürürler. Tanýyýn iþte bunlarý..
Bir operasyon gazetesi, Sakaryasporlu futbolculara yapýlan jiletli saldýrý sonrasý geliþmeleri,‘Kürde futbol da yasak’ baþlýðýyla vermiþ. Yani hiç böyle bir saldýrý olmamýþ, insanlar yaralanmamýþ falan. Kürtlere uygulanan baskýnýn bir parçasý olarak haksýz yere suçlamýþlar insanlarý. Bakýn bu son derece tehlikeli söylem bir nesli aldý kopardý bu hayattan. Birilerinin konforu için on binlerce insan sadece bu saçma sapan ve buram buram operasyon kokan tezlerden dolayý öldü. Herhangi bir suçtan cezaevine giren ‘ben Kürt olduðum için buradayým’ dedi. Bir nedenle okuldan ya da memuriyetten atýlan bunun baþýna sadece Kürt olduðu için geldiði tezini yükseltti. Ve bu ‘Faþist devlet’ algýsýný tahkim etti. Dolayýsýyla bir sonraki neslin de öfkeyle büyümesine neden oldu. Bunu da PKK’yý yöneten akýl yaptý. Þimdi ise apaçýk bir jiletli saldýrý vakasý ile karþý karþýyayýz. Birileri yine bunun üzerinden o bilinen söylemi yükseltmeye baþladý. O zaman biz de ister istemez þu soruyu sorarýz. Yoksa bu organize bir iþ miydi? Yani önce böyle bir saldýrý gerçekleþecek. Bunun sonunda muhtemel bir takým geliþmeler olacak.. Birileri de bu geliþmeler üzerine yeni kýyametler koparacak. Belki de savcý dosyayý bu tarafýyla bir kez daha gözden geçirmeli.
Yine bolca feminist söylemin tavan yaptýðý bir 8 Mart’ý geride býraktýk. Kadýnlarýn aslýnda nasýl da önemli, kuvvetli, yetenekli, haksýzlýklara uðrayan, adaletsizlikler karþýsýnda mücadele eden vs.. vs.. olduðu anlatýldý. Ýtirazým yok. Bence ne kadar anlatýldýysa az olmuþ iki katý kadar daha anlatalým. Bu sahiden ‘kadýn olduðu için’ ayrýmcýlýða uðradýðýný düþünenler açýsýndan faydalý olacaksa hiç susmadan konuþalým. Fakat ýskaladýðýmýz bir þey var.. Bu feminist çýkýþlar bir zaman sonra kollektif aklý kaybettirecek bir sonucu beraberinde getiriyor. Erkek ve kadýnýn özellikle aile temelinde korumak zorunda olduklarý bir de sosyal konumlarý var. Ve kadýný erkeðe karþý düþmanlaþtýran bu söylem, bu dengeyi de alt/üst ediyor. Kadýn erkeðe karþý zafer kazanmýþ, onu yenmiþ, alt etmiþ gibi sunulurken müþterek yaþamýn güzelliklerinden ödün vermeye baþladýk. Kadýn erkeðin, yenmesi gereken rakibi deðil çözüm ortaðýdýr. Biraz frenli gidelim.