Hazin, ama gerçek: Muhalefet süreç þaþkýnlýðý yaþýyor; bu sebeple sürekli zigzaglar çizdiði gibi bazen partilileri tarafýndan bile tepkilerle karþýlaþýyor... Böyle giderse, ister baþarýyla sonuçlansýn ister baþarýsýzlýkla, sürecin en büyük kaybedeni muhalefet olacak...
Baðlam ‘süreç’ olduðunda, ‘muhalefet’ dendiðinde, bunu CHP olarak anlamalýsýnýz....
MHP’nin durumu daha farklý çünkü. Terörü bitirmek için gösterilen çabalarýn aldýðý biçim açýsýndan sürece destek vermesi MHP’nin doðasýna aykýrý. MHP’nin desteðini kazanmak için vurdulu kýrdýlý çözüm arayýþlarý, hamasi çýkýþlar, yok etme üzerine oturan söylem yeterli; “Buluþalým, görüþelim, anlaþalým” biçiminde yaklaþýmlar MHP’ye yakýþmaz.
Kýnamak için söylemiyorum, bir olguyu belirtiyorum.
CHP öyle deðil. CHP’den herkesin beklediði, terörü geride býrakmayý getirebilecek çabalara fiilen katýlmasa bile, sürecin baþarýya ulaþmasý yolunda teþvikçi olmasýdýr. Silâhlar sustuðunda “Bu bizim de katkýmýzla oldu” diyebilmek ister CHP’liler...
Ýktidar partisi için hava hoþ. O kendi adýna hesabýný yapmýþ, riskleri tartmýþ, atacaðý adýmlarýn maliyetini hesaplamýþ ve tek baþýna yürümenin daha kârlý olacaðý sonucuna varmýþ görünüyor. Bu açýdan sürecin teþvikçileri arasýnda CHP’nin bulunmamasýný dert etmiyor Ak Parti ve hükümet...
Sözcülerinin dediklerine bakýlýrsa CHP’yi rahatsýz eden de iktidarýn bu aldýrmaz tavrý. “Bize hiçbir bilgi verilmiyor” diyorlar... “Masada ne olduðunu bilmiyoruz ki neyi teþvik edeceðiz?” tavrý hâkim söylemlerine...
Oysa süreç ‘güven’ üzerine oturuyor. Ak Parti hükümete, hükümet de Baþbakan Erdoðan’a ‘güven’ duyuyor bu konuda. Taraflar da sonunda karþýlarýnda oturan temsilcilerin kendilerine oyun oynamayacaðý ‘güveni’ içerisinde görüþmeleri yürütüyorlar. Saðdan bak iki-üç, soldan bak yine iki-üç kiþi bütün tabloyu görebiliyor bu süreçte.
Eðer nihayetinde baþarý gelecekse, bu, sürecin az kiþinin sorumluluðunda yürütülmesi ve baþýndan sonuna ‘güven’ üzerine oturmasý sayesinde gerçekleþecek...
Görüyorsunuz, tabloda CHP’nin mutlaka bilgilendirilmesini makul gösterecek bir yön bulunmuyor. CHP yöneticileri kendilerini süreçte sorumluluk taþýyanlarýn yerine koyarlarsa neden seyircilikle yetinmeleri gerektiðini anlayacaklardýr. CHP’ye güvenilmediðinden deðil, sürecin özelliði belli bir noktaya kadar kimseye güvenilmemesini gerektirdiðinden böyle davranýlýyor...
Herhalde sürecin belli bir noktasýnda CHP de bilmesinde yarar olan bilgilerle tanýþacaktýr.
Belki böylesi CHP için daha doðru...
Zor olduðunu biliyorum bir muhalefet partisinin iktidarýn yürüttüðü karmaþýk sürece destek vermesinin; hem zor hem de riskli. Ýktidarýn kendisi muhalefete ‘güven’ duymuyor ve yürüttüðü sürecin mahrem unsurlarýný paylaþmýyor, ama kendisine ‘güvenmesini’ istiyor muhalefetten... Ayrýca, iktidar-muhalefet iliþkilerinin yapýsý da, aralarýnda çýkar çeliþkisi bulunduðu için, birbirine güvenmemeyi gerektiriyor.
Ne olacak peki? Olacaðý þu: CHP süreci yürütenlere ya ‘güven’ duyacak ve süreç baþarýyla sonuçlanýrsa desteðinin karþýlýðýný vatandaþtan talep edecek; ya da þimdi yaptýðý gibi sürece uzak durup baþarýya ulaþmamasý için dua edecek, hatta sürecin baþarýsýzlýða uðramasý için çaba gösterecek...
Ve tabii, baþarýsýzlýk durumunda kendisine çýkarýlacak faturayý da göðüsleyecek...
Ölümlerden ölüm beðen CHP...