CHP’nin yaptýðý düpedüz politik istismar ve ahlaksýzlýktýr

Ben TBMM Ýnsan Haklarýný Ýnceleme Komisyonu üyesiyim. Bu komisyonumuza baðlý alt komisyonlardan biri olan cezaevi komisyonu baþkanýyým. 

Bu komisyonda muhalefet partilerinin milletvekilleri de var.

Biz resmi görevimiz gereði cezaevlerini inceliyoruz.

Cezaevlerinden gelen tutuklu ve hükümlülerin þikayetlerini yerinde görmek için veya cezaevlerinde sorunlarý yerinde tespit etmek için ziyaretler yapýyoruz.

Bu çerçevede cezaevlerinde bulunan herkesle görüþüyoruz.

Hiçbir tutuklu ve hükümlünün örgütsel aidiyetine veya iþlediði suçlara bakmaksýzýn herkesle görüþüyor ve herkesin sorunlarýný dinliyoruz.

Özellikle hasta tutuklu ve hükümlülerle ilgili her birimizin özel hassasiyetleri oluyor.

Bu son derece insani ve ahlaki bir tutumdur.

TBMM adýna yaptýðýmýz bu iþlem görevimizin gereðidir.

Heyetimizin içinde sadece AK Parti’li vekiller yok, ayný zamanda CHP’li, MHP’li ve HDP’li vekiller de var.

Resmi görevimizi ifa ederken görüþtüðümüz tutuklu ve hükümlüler üzerinden baþkaca politik mülahazalar ileri sürmek elbette gayr-ý insani ve gayr-ý ahlakidir. Çünkü hiçbirimiz münhasýran þu veya bu terör örgütlerini ziyaret için orada bulunmuyoruz.

Sözlerimin CHP’liler ve CHP’li kalemþorlar ile Erdoðanfobik eski Türkiye artýklarý tarafýndan baðlamýndan kopartýlarak kullanýlmasý ve en kötüsü de baþka bir mecraya taþýyarak politik bir istismar konusu yapýlmasý tam anlamýyla bir istismar ve ahlaksýz örneðidir.

Güya ben Cumhurbaþkanýmýza/liderimize cevap olsun diye böyle konuþmuþum!

Külliyen yalan ve iftira!

Kaç gündür resmi görevimizle baðlantýlý bu insani ve ahlaki tutuma yaslanan sözlerim üzerinden tepinen CHP’lilere ve bilumum Erdoðanfobiklere hatýrlatmak istediðim birkaç husus var.

Komisyon baþkaný olarak ben ve komisyondaki diðer üyeler münhasýran PKK’lý veya DHKPC’li teröristleri ziyaret etmek için cezaevlerine gidiyor deðiliz.

CHP’nin kurumsal kimliðiyle yaptýðý görüþmeler ile bizim Meclis adýna yaptýðýmýz görüþmeler bu anlamda birbirinin aynýsý gibi gösterilemez.

Biz resmi bir görev ifa ediyoruz.

Baþka türlü hareket etmemiz asla söz konusu olamaz.

CHP gibi münhasýran PKK’li veya DHKPC’li teröristlerle görüþmeye gitmediðimiz gibi CHP aðzýyla onlarý haklý gösteren ve devleti suçlayan beyanlarýmýz da olmadý. Olamaz.

Bu ikisi arasýndaki farký görmeden sadece görüþmeler üzerinden sonuç çýkartmak bir art niyet ürünü deðilse tam bir aymazlýktýr.

Ýkisinin birbirinin aynýsý olmadýðýný anlamak için fazla akýllý olmaya da gerek yok.

***

Söylemek bile gereksiz:

Kýlýçdaroðlu’nun CHP’sinin ziyaretleri ile bizim Meclis komisyonumuzun ziyaretleri ayný kapýya çýkmaz.

Dahasý ve en önemlisi Kýlýçdaroðlu’nun da partisinin de baþta PKK ve DHKPC olmak üzere terör örgütlerine nasýl kol-kanat gerdikleri sýr deðil.

Paralelci çakallar ile ulusalcý-solcular iki þeyi birden yapmaya çalýþtýlar:

- Ýlkin sözlerimi Cumhurbaþkaný’na tepki biçiminde vererek bir çatlak görüntüsü oluþturmaya çalýþtýlar.

- Sözlerimi tashih için yaptýðým açýklamayý Cumhurbaþkaný’ndan gelen tepki üzerine çark etmek biçiminde sundular.

Her iki haliyle tam bir itibar ve kiþilik katli yoluna gittiler.

Kendilerine yakýþýr bir algý operasyonuna giriþtiler.

Fatih Portakal denilen herifin yaptýðý haber-yorum ise tam bir yalancýlýk ve ahlaksýzlýk örneði.

“Cumhurbaþkaný’ndan gelen tepki üzerine Mehmet Metiner sözlerinden çark etti. Biatsa biat dedi” türünden tamamen yalana dayalý yakýþýksýz yorumlar yapan Portakal’a cevaben derim ki, Cumhurbaþkanýmýzdan bana herhangi bir tepki gelmedi. Çünkü Cumhurbaþkaným benim hangi sözü hangi baðlamda söylediðimi bilir.

Madem ki bu konuyu bu þekilde gündeme taþýdýn Portakal, bak o zaman anladýðýn dilden sana cevap vereyim: Þayet Cumhurbaþkaný’ndan gelen tepki üzerine ben çark ettiysem þerefsiz olayým. Ama böyle bir þey olmadýðý halde böylesi bir iddiada bulunuyorsan sen þerefsiz olasýn!

CHP’nin sözlerim üzerinden yaptýðý þey tam bir politik istismar ve ahlaksýzlýk örneðidir.

Portakal gibi zevatýn yaptýðý ise bilinçli bir kiþilik katlidir.

Biz paralelci çakallarýn da, o ulusalcý solcularýn da, Portakal gibi yandaþ gazetecilerin de hangi baronlarýn karþýsýnda nasýl biat ve itaat anlayýþý içinde el pençe durduklarýný biliriz.

Baþka kapýya!