Fransa Cumhurbaþkaný Macron, “Bizim sorunumuz Türk halký ile deðil, Erdoðan’la…” deyince bir tepki de CHP’den geldi.
CHP Grup Baþkanvekili Engin Özkoç, dün Meclis'te düzenlediði basýn toplantýsýnda, "Herkes ve tüm dünya þunu bilmelidir, hiçbir ülkenin devlet baþkaný, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaþkanlýðý makamý için yakýþýksýz bir üslûpla asla konuþamaz.” dedi.
Ne düþünüyoruz, “iþte bu ya…”
Sonra bir dakika diyoruz. Macron’larýn aðzýna bu laflarý baþta CHP, muhalefet vermedi mi?
“Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaþkanlýðý için yakýþýksýz üslubu”, CHP lideri Kýlýçdaroðlu baþlattý.
Halkýn seçtiði Cumhurbaþkanýna “sultan”, “padiþah”, “diktatör” deyip durdular. Beþtepe’deki Cumhurbaþkanlýðý külliyesi için “Saray” diyenler de bunlardý… “Saray sosyetesi” çirkinliðini de CHP icat etti.
Dýþarýsý-içerisi Erdoðan düþmanlýðýnda birleþti.
Macron da, Kýlýçdaroðlu da, milletimize karþý demokrasi ayýbý iþliyorlar.
Sayýn Erdoðan’ý Cumhurbaþkaný olarak hem de ilk turda halk seçti.
Demokrasiye saygý, halkýn iradesine saygýyý gerektirir.
Ama bizim bir muhalefet problemimiz var.
Problem, ana muhalefet partilerinin liderlerinden baþlýyor.
Þahýslarýndan bahsetmiyorum. Duruþlarýndan, çýkýþlarýndan, plan ve projelerinin olmayýþýndan bahsediyorum.
CHP lideri en somut örnek. Deniz Baykal, bir FETÖ komplosu kaseti ile sahneden indi. Yerine aniden proje uygulamasý gibi Kýlýçdaroðlu geldi.
Hadi geldi, delege iradesiydi falan… Ama koltuðunda hiçbir baþarý gösteremedi. 9 defa seçim kaybetti, buna raðmen 7. defa Genel Baþkan seçildi.
Bunda bir gariplik yok mu?
Muharrem Ýnce neden yollara düþtü?
CHP’nin bir iktidar iddiasý da yok. Bunu Kýlýçdaroðlu’nun kendisi açýkça ifade ediyor. CHP’nin 97. Kuruluþ Yýl Dönümü konuþmasýnda geçen gün bir daha tekrarladý: “Ýlk seçimlerde dostlarýmýzla birlikte iktidar olacaðýz…”
“Dostlarýmýz” dediði kim?
HDP, ÝYÝ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi…
Nereden dost oluyorlar?
1. Batýlý liderler gibi “Erdoðan’sýz Türkiye” istiyorlar. Ýþte son olarak Fransa Cumhurbaþkaný Macron, “Biz Avrupalýlar, Türk halkýna deðil Erdoðan hükümetine karþý açýk ve sert olmalýyýz.” diyor.
2. Muhalefet liderlerinin iþi gücü Erdoðan düþmanlýðý. Hele AK Parti’den ayrýlanlarýn kurduðu iki partinin lideri, Erdoðan’ýn þahsýna, hakaretlere kadar varan üslupla saldýrýyorlar. "Tayyip Erdoðan gitsin de nasýl giderse gitsin" diyenlerden bu millete hayýr gelir mi?
3. Hepsi Türkiye’nin iyi yönetilemediði algýsý için çýrpýnýyor. Yapýlan hiçbir hizmeti görmüyor, dýþ politikada bile milli menfaatlerin karþýsýnda yer almaktan çekinmiyorlar. HDP isi her millî meselede baþka bir ülkenin partisi gibi davranýyor.
4. Hepsi kaostan ve yabancý ülkelerin Türkiye’ye baskýlarýndan medet umuyorlar. Gözleri hep dýþarýda.
5. Milletin sevincine ortak olmuyorlar. Yahu Karadeniz’de doðal gaz keþfettik, milletin sevincini kursaðýnda býrakmaya kalktýlar.
6. Dýþ politikada asla Türkiye’ye hak vermiyorlar. Hiç, “ABD’nin ne iþi var Irak’ta, Suriye’de? Fransa ne arýyor bizim bölgemizde, Doðu Akdeniz’de?” dediklerini duydunuz mu?
Ne diyorlar; “Türkiye tek kiþinin kararlarý yüzünden yalnýz kaldý, ABD, Fransa, Yunanistan, Ýsrail, Mýsýr, BAE hepsi Türkiye’nin karþýsýna geçti…”
Ne insafsýz bir söz bu. Ne vicdansýz bunu söyleyenler. Saydýklarý ülkeler, Türkiye’nin yanlýþ politikalarýndan deðil, milletimize düþmanlýklarýndan karþýmýzdalar…
Dýþarýda yazýlan senaryolara içeride figüranlýk yapmak mý siyaset?