Meclis Darbe ve Muhtýralarý Araþtýrma Komisyonu, yoðun ve yorucu bir çalýþmanýn ardýndan raporunu Meclis Baþkaný’na sundu. Hiç kuþku yok ki bu komisyon, demokrasimize bir hançer gibi saplanan darbelerle ilgili tarihi bir misyonu yerine getirdi.
Darbelerle yüzleþmenin önemli ayaklarýndan birisini oluþturan bu komisyonun çalýþmalarý, hepimiz için çok deðerli ve de gurur verici.
Ancak öyle anlaþýlýyor ki, galiba herkes için pek deðerli deðilmiþ. Mesela, komisyonun CHP’li üyeleri rapordan hiç de mutlu deðiller. Hatta çok mutsuzlar...
Bu memnuniyetsizliðin sonucu olarak da CHP’li üyeler Meclis Baþkaný’na, ‘ayrýþýk görüþ ve deðerlendirme’ raporu sundular. Bu rapordan anlýyoruz ki, CHP’ye göre darbeler ‘Ýyi huylu’ ve ‘kötü huylu’ olmak üzere ikiye ayrýlýyor.
Mesela CHP’liler, 28 Þubat’ýn, 1960 darbesinin ve 12 Mart’ýn konuþulmasýndan hiç hazzetmiyorlar. Çünkü CHP, Cumhuriyet tarihi boyunca bütün bu darbe ve muhtýralarýn ya destekçisi, ya teþvikçisi ya da alkýþçýsý konumunda olmuþ.
***
Ýþte tam da bu yüzden, yýllar sonra evrildiði, çevrildiði varsayýlan ‘Yeni CHP’ bile, hazýrladýðý ayrýþýk raporda 27 Mayýs darbesine açýk destek veren Ýsmet Ýnönü’ye övgüler dizerken, darbecilerin astýðý Baþbakan Adnan Menderes’i darbenin müsebbibi olarak gösterebiliyor.
Aslýnda bugünkü CHP’nin, 1940’lardaki CHP’den zerrece farký yok. Sadece, zaman zaman bir takým dönemsel illüzyonlar yapýyor o kadar.
CHP dün, rejimin tehlikede olduðu anlarda askerin ‘koruma-kollama’ görevinin olduðuna inanýyordu, bugün de ayný þekilde inanýyor.
CHP’ye göre, 1960 darbesinde siyasi iktidar sorumluydu, 28 Þubat postmodern darbesi bir halk hareketiydi, 27 Nisan bildirisi ise alkýþlamaya deðer bir giriþimdi.
Ýþte, komisyon raporunda darbecilerin fazla hýrpalandýðý kanaatinde olan CHP, önce raporun içeriðine katýlmadýðýný açýkladý, sonra darbelere ve darbeciler için mazeret üreten bir ‘ayrýþýk’ rapor sundu.
Hiç lafý dolandýrmaya gerek yok, CHP açýkça demek istiyor ki: Demokrasiyi gizli amaçlarý için araç olarak kullanmak isteyenlere karþý darbe yapýlabilir.
Ýrtica tehlikesi varsa, rejim elden gidiyorsa darbe yapýlabilir. CHP raporundaki þu ifadeler bunun en önemli kanýtýdýr: “28 Þubat dönemiyle ilgili raporda muhafazakâr kesimle ilgili sorunlara fazlasýyla ‘anlayýþlý’ bir dille yaklaþýlmýþ olmasý raporun tarafsýzlýðý ve güvenilirliði açýsýndan ciddi bir sorun oluþturmaktadýr.” Yani, CHP’ye göre Ýslami görünürlüðü ön plana çýkaran dindarlar, ayný zamanda 28 Þubat’ýn sorumlusudurlar.
Evet anlaþýlan o ki, CHP 12 Eylül dýþýndaki darbe ve muhtýralarýn öyle uluorta konuþulmasýndan pek hoþnut deðil.
Bunun için de, komisyondaki CHP’li vekiller, bu tarihi yüzleþme sürecinde kafalarý karýþtýracak manipülasyonlara baþvuruyorlar. Doðrusu, bir kez olsun kendi partilerinin darbe süreçlerindeki tavýrlarýný eleþtirmek yerine darbelerin maðduru olan kesimleri zan altýnda býrakmaya ve özellikle darbelerle yüzleþen AK Parti’ye yönelik istifhamlar uyandýrmaya çalýþmalarý manidardýr.