Millet 7 Haziran’da iktidar partisine, 1 Kasım’da da muhalefet partilerine uyarıda bulundu.
İktidar partisi bu uyarıları büyük oranda
değerlendirdi, öz eleştiri yaptı ve karşılığını aldı.
Şimdi muhalefet partileri bu öz eleştiri sürecini yaşıyor.
CHP ve MHP yönetimleri öz eleştiriden ziyade sorumluluğu başkalarına yükleme yolunu seçmiş gözüküyorlar.
Bu da doğal olarak parti içi muhalefeti harekete geçiriyor.
***
İç hareketliliğin en yoğun yaşandığı parti hiç şüphesiz CHP.
Daha seçimlerin kesin sonucu açıklanmadan kurultay çalışmaları başladı bile.
Bugüne kadar üç CHP’li genel başkanlığa adaylıklarını ilan ettiler.
Eski İstanbul Milletvekili Umut Oran, İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbay ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce.
Kurultaya kadar yeni adaylar da çıkabilir. Kılıçdaroğlu’nun da muhtemel adaylığı düşünülürse şimdiden en az dört adayla kurultaya gidilecek demektir.
***
CHP eski Manisa Milletvekili Şahin Mengü bir aralar “CHP, mezhep partisine dönüştü” demişti.
Bir Alevi dedesinin oğlu olan bir başka CHP milletvekili de özel sohbetimizde (sohbet özel olduğu için adını açıklamıyorum) partisinin bir mezhep partisine dönüştüğünü dolayısıyla iktidar olamayacağını doğru olanın toplumun her kesimine açılması gerektiğini bizzat bana söylemişti.
Bunu sen mi söylüyorsun? dediğimde de, “Siyaset yapıyorsak toplumu kucaklamalıyız” cevabını vermişti.
Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun CHP örgütündeki gücü bence tartışılmaz. Yine aday olursa büyük ihtimalle koltuğu kimseye kaptırmaz.
***
Fakat genel başkan olduktan sonra girdiği seçimlerin hiçbirinde arzulanan başarıyı gösteremediği için örgüt desteğini çekebilir ya da kendisi çekilebilir!
İşte o zaman öteki genel başkan adaylarının önü açılmış olur.
Adaylardan Umut Oran 2008 yılındaki kurultayda Deniz Baykal’a karşı da aday olmuştu. Baykal karşısında şansı yoktu.
Şimdi de şansı olacağını tahmin etmiyorum. Olsa bile CHP’yi büyütme ihtimali yok. Çünkü halktan ziyade burjuvaya daha yakın bir isim.
Halka yakın olamayan liderlerin partilerin büyütmesi mümkün değil. Kılıçdaroğlu’unun da en büyük eksiği halkın dilinden anlamaması ve halkın seviyesine inememesidir.
İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbay’ın da bence şansı yok. Onun eksikliği de diğerlerinden farklı değil. Kazara genel başkan olsa bile CHP’ye katacağı bir şey görünmüyor.
Her şeyden önemlisi ne Oran’da ne de Balbay’da siyasetçi kumaşı yok, varsa da ben göremiyorum.
***
Geriye Yalova Milletvekili Muharrem İnce kalıyor.
İnce de bir önceki kurultayda genel başkanlığa aday oldu ve hatırı sayılır bir oy (415) aldı.
Adaylar içinde siyasetçi kumaşı olan tek isim bence Muharrem İnce.
Her şeyden önce halk adamı, halkın dilinden anlıyor, halkın seviyesine inebiliyor.
Kendisini ‘Kamyoncu Şerif’in oğlu’ diye tanıtabiliyor. Heyecanı var. Tabanını da heyecanlandıracak enerjisi var. Halkın dilinden anladığı gibi örgütü de yakından tanıyan örgütün de kendisini tanıdığı bir isim.
İmam Hatip lisesinde öğretmenlik yapmış olması sebebiyle başkalarının hassasiyetlerini de bilen bir isim.
***
Bence üç muhalif aday arasında şansı en yüksek olan tek isim Kamyoncu Şerif’in oğlu Muharrem İnce’dir.
Genel başkan olması halinde CHP’nin arkaik söylemlerinden uzak durursa CHP’yi halka açabilir ve oyunu da artırabilir.
Genel başkan olması ve CHP’yi halka açması halinde ülkenin sosyal barışına da katkıda bulunabilir.
Kısacası ben, İnce’nin genel başkanlığından hem CHP’nin hem de ülkenin faydalanacağını düşünüyorum.
CHP’ye İnce ayar lazım diyorum.
