HDP seçimlere parti olarak girecek ve barajý aþmak için uðraþacak. Deniyor ki “Türkiye’ye hitap edecek ve özellikle sol oylarý etkilemeye çalýþacak.” Sol oylar denen kitle içinde ÖDP’nin hitap ettiði alan var, muhtemelen onlarla iþbirliði yapýlacak. Ama onlar HDP’ye yetmez. CHP’ye giden sol oylarý da almasý lazým. Dolayýsýyla CHP üzerinde çalýþacak olanlardan birisinin HDP olacaðý açýk.
Ýþçi Partisi’nde de alan geniþletmesi yönünde, mesela isminin Vatan Partisi olarak deðiþtirilmesi ve “ulusalcý” kimliðe vurgu mahiyetinde yeni geliþmeler bekleniyor. Bu noktada Ergenekon-Balyoz davalarýnda yargýlanan birçok emekli askerin Ýþçi (Vatan) Partisi’nden seçime girmesi mümkün. CHP’nin, Ergenekon-Balyoz davalarý sýrasýnda Silivri’ye bunca yatýrým yaptýktan sonra, þu an girdiði “Camia ittifaký” sebebiyle, o alaný, o konuda çok daha tutarlý gözüken Ýþçi Partisi’ne kaptýrmasý çok tabii. Kaldý ki, CHP ile iliþkileri bozulan ulusalcý milletvekillerinin yolunun “ulusalcý kemalist” söylemi en vurgulu biçimde seslendiren Ýþçi Partisi’ne çýkacaðý kanaatini baþýndan beri seslendiriyorum. Ýþçi Partisi’nin Halk Evleri (HE) üzerinde de uzunca bir süredir çalýþtýðý biliniyor. CHP’nin ulusalcý tabanýnýn, özellikle kýyý bölgelerinde Ýþçi Partisi’ne akmasý kuvvetle muhtemel.
Bir de CHP’nin özellikle Ýç Anadolu ve Karadeniz bölgesi için “milliyetçi” tabanýndan söz edilebilir. O taban üzerinde de MHP’nin çalýþtýðýný gözlemliyoruz. CHP vitrinindeki Sezgin Tanrýkulu motifi, bu milliyetçi tabaný MHP’nin mesajlarýna daha ilgi duyar hale getiriyor.
Peki geride CHP’ye ne kalýyor?
CHP’ye “Bir kýsým Alevi” oyunun kaldýðý söylenebilir. Kýlýçdaroðlu, Aleviliðine dair hiçbir vurgu yapmasa, hatta zaman zaman “Muhafazakar dindar kitleye açýlýyor” gibi gözükse de, bana göre onun“Kökten Alevi” vasfý, Alevilerin bir kýsmýnýn onu desteklemesine kafi geliyor. Ancak Alevilerin bir kýsmýnýn HDP’ye yöneleceði de kesin gibi gözüküyor.
Kýlýçdaroðlu’nun bir süredir muhafazakarlara açýlýyor gibi bir görüntü sergilemeye itina ettiði söylenebilir. Bir kere diline-söylemine dikkat ettiði gözleniyor. Laik nutuklar atmýyor. Ýktidara yönelik suçlamalarda zaman zaman terminolojiye hakim olamamaktan kaynaklanan pot kýrmalara rastlanýyorsa da, genelde “Dinde samimiyet sorgulamalarý”nda bulunuyor. Yani dine sahipleniyor görüntüsüne itina ediyor.
Bu arada “Eski müftü” Ýhsan Özkes’e kamuoyu önünde rol veriyor.
Mehmet Bekaroðlu’nu partiye aldý, genel baþkan yardýmcýsý yaptý, onu “Halkla Ýliþkiler” gibi bir statü ile vitrine koydu. Bekaroðlu kendisini “muhafazakar” diye tanýmlar mý bilmiyorum, ama muhafazakar camiada karþýlýðýnýn sýnýrlý olduðunu, hele “Oylar CHP’ye” gibi bir çaðrý söz konusu olduðunda buna iltifat edecek insan sayýsýnýn nadiratýn enderinden olacaðýný söyleyebilirim. “Anti kapitalist Müslümanlar” acaba iltifat eder mi? Þöyle düþünüyorum: Anti kapitalist Müslümanlar Ak Parti politikalarýna itiraz edebilirler, ama kendi karþýlýklarýný CHP’de bulabileceklerine ihtimal vermem.
Ve...
Camia ile iliþkiler.
Silivri ziyaretleri ile bunun taþlarýnýn döþendiði görülüyor.
Camia medyasýnýn CHP eylemlerine gösterdiði ilgiye bakýldýðýnda da alttan alta bir aþk iliþkisinin oluþturulmak istendiði söylenebilir. Camia medyasý bir hayli yaralanmýþ olan tabaný CHP’ye ýsýndýrma turlarý yapýyor, CHP ise Camia ile iliþkilerini kendi klasik tabanýnda kabul edilebilir hale sokmak için çaba sarf ediyor. Çok çok zoraki bir iliþki biçimi bu. Camia açýsýndan da CHP açýsýndan da. Bu iliþki nihai planda nereye varýr, seçim sonuçlarýna nasýl yansýr göreceðiz.
HDP’nin barajý aþýp aþamayacaðý konusu çok tartýþýlýyor ya, CHP’nin seçimlerden sonra ne hale geleceði de en az HDP kadar dikkat çekici olacak, diye düþünüyorum.
- YORGUN OLUNCA...
Cumhurbaþkaný Erdoðan, bütün “Görevde kal, bu görev çok önemli” tarzýndaki ýsrarlarýna Hakan Fidan’ýn “Yorgunum, ayrýlmak istiyorum” diye cevap verdiðini açýkladý. Ýlginç bir durum. Hakan Fidan’ýn bir yandan milletvekili seçildikten sonra önemli (mesela Dýþiþleri Bakanlýðý) bir bakanlýða getirileceði söyleniyor, bir yandan da yorgunluk sebebiyle MÝT Müsteþarlýðýndan ayrýldýðý... Burada ilk akla gelen ifade þu: Dýþiþleri dinlenme yeri olmadýðýna göre... Gerçekten sýkýntýlý bir durum. Gelecek günler açýsýndan Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “sitem”ini önemsemek gerekiyor, deyip noktalayayým.