CHP seçmeni kýzgýn, kýrgýn, yýlgýn... Uzun süren bir depresyonun ardýndan Muharrem Ýnce’nin çalýþkanlýðý ve meydan performansýyla ani bir umuda kapýldý, büyük beklentiye sokuldu.
Aslýnda CHP yönetimi ve medyasý tarafýndan açýkça aldatýldý. Kýlýçdaroðlu’nun HDP ile gizli kapaklý, ÝP ile kameralar önünde yürüttüðü al-ver siyaseti sayesinde seçimin ikinci tura kalacaðý ve Erdoðan’ýn kaybedeceði tezi öyle çok tekrar edildi ki yaratýlan simülasyon sonunda gerçek sanýldý.
Gerçek þuydu: Ne Ýnce, Akþener ve diðerleri, ne CHP, ÝP ve diðer Cumhur Ýttifaký karþýtlarý kendi bloklarý dýþýndan oy almýyordu. Nitekim sandýk bunu doðruladý.
Millet ittifakýndaki hareketlenme, çapraz oy geçiþleri yüzündendi. Muharrem Ýnce, Akþener ve Demirtaþ’tan, ÝP ve HDP CHP’den oy aldý.
Ama hiç biri seçim akþamý halkýn karþýsýna çýkamadý. CHP ve ÝP seçim sonrasý içine düþtüðü gayya kuyusundan hâlâ çýkamadý. Þimdi de CHP’de “gizli merkez” tartýþmasýyla çalkalanýyor.
Rasyonel siyasete uzaklar. Seçmeni hasta ediyor, güven ve umut vermiyor, kriz yönetemiyorlar.
Bu açýdan bakýnca 16 yýldýr 81 milyon nüfuslu ülkesini ve 11 milyon üyeli devasa partisini yöneten, krizlerden ve dar boðazlardan selamete çýkaran Erdoðan’ýn büyük liderliðini görüp þükretmemek olmaz.
CHP’deki sorunlarýn üzerine bir de güven bunalýmý çöktü. Parti tabanlarý parti liderine, partililer birbirlerine, seçmen bu partilere güvenmiyor.
Ýç meselelerini bile siyasetin özü olan sözle, konuþup anlaþarak çözmekten aciz partilerin ve genel baþkanlarýn þöyle bir zamanda, þöyle bir coðrafyada büyük sorunlarla ve tehditlerle baþ etmek ve büyüyüp güçlenmek zorunda olan Türkiye’ye dair söyleyecek ne sözü olabilir. Allah korumuþ resmen ülkeyi, bu beceriksizlerden.
CHP koltuk kavgalarýna, küçük hesaplar için edilen büyük laflara, belediye baþkanlýðý yahut meclis üyeliði için verilen vahþi mücadelelere gömülmüþ halde.
Karpuz gibi tam ortadan ikiye ayrýldý! Ýki taraf da diðerini çürük olmakla, kötü kokmakla suçluyor. Kýlýçdaroðlu ve Ýnce arasýnda süren ve güya incelikle yürütülüyormuþ gibi pozlar kesilen yarýþ acayip iddialar, örtülü þantajlar, sýr ifþaatlarýyla sürüyor.
Ama CHP’deki sorunun kurultayla sýnýrlý olmadýðýný artýk herkes görüyor. Kýlýçdaroðlu gitse, Muharrem Ýnce gelse de bir þey deðiþmeyecek.
Ýnce’nin Kemal Bey’den tek farký sokak siyasetini bilmesi, yeri geldiðinde aðzýnýn iyi laf yapmasý…
Bunun dýþýnda ülkenin herhangi bir sorunu, konusu üzerinde 10 cümleye ulaþan anlamlý bir deðerlendirmesi oldu mu? Hangi müktesebata, hangi ekibe, hangi yönetim becerisine sahip? Seçim gecesi krizini bile yönetememiþ biri olarak çok kötü baþlamadý mý lider adaylýðý kariyerine?
Ýyi Parti de büyük bir fiyaskoyla baþ etmeye çalýþýyor; bir tür varlýðýný idrak þaþkýnlýðý.
ÝP’in en kýrýlgan, en “çürük” yeri, lideri. Liderin partiye inançsýzlýðý, partinin lidere güvensizliði.
MHP’de “MHP niye iktidar olmuyor, ben baþbakan olmak istiyorum” diye niza çýkardýðý günden beri müstakbel partisini kendine göre biçen, sonrasýnda saðýna soluna MHP ve CHP’den bazý isimleri iliþtirip “parti iyi oldu” diyen Meral Akþener, seçimlerde yaþadýðý aðýr hezimetin ardýndan çýkarýp attý biçtiðini. Hesap vermeden, ikna etmeden partiyi kendine itaatkar kýlmak siyaseten en kestirme yolu seçti.
Ýþte on günlük bir tiyatronun, aðlaþýp yalvarmalarýn ardýndan güya “güven tazelemiþ” olarak geri dönüyor partiye. Yeniden genel baþkan seçilecek.
Böylece teþkilatlardaki CHP’li-MHP’li itiþmesi, milletvekillerinin kendilerine Meclis’te baþka parti arayýþý gibi yakýn sorunlar bir süre ötelenecek. Partinin kimlik bunalýmý, varoluþ gerekçesinden yoksun oluþu gibi derin sorunlarýn ise üstü þimdilik örtülecek.
Bakalým dikiþ tutma ihtimali çok zayýf olan bu tasarým ne zaman ufalanacak?