CHP’yi bitirerek tarihe geçecek!

Uzun yýllardýr siyaset bilimciler/yorumcular yüzde 50 oyla iþleyen bir Baþkanlýk modelinde solun hiçbir zaman iktidar olamayacaðýný hep sað’ýn (batýlý anlamýyla deðil Türkiye’deki geleneksel kullanýmýyla) kazanacaðýný söylüyorlar. Kýlýçdaroðlu’nun CHP’si (geçen Cumhurbaþkanlýðý seçiminde gösterdiði ve bu seçimde sürdürdüðü arayýþla) sað eðilimli isimleri öne çýkararak bu yorumlarý doðrulayan bir tavýr içinde... 

Kýlýçdaroðlu’nun CHP’si þimdiden kendisini ‘sað’a ve ‘sað’ adaylara mahkûm etmiþ, yeni siyasi yapýnýn doðasýna teslim olmuþ durumda... Hatta o derece ki, artýk sað-sol þeklinde iki kutuplu bir siyaset tablosu ve siyasi rekabet alaný yerine saðýn kendi içinde yarýþtýðý bir tablo þekilleniyor.

Böyle bir tabloda CHP anlamsýzlaþmýþ, kendi kendini laðvetmiþ sayýlýr. Her seçimde halkýn genel kabulü ve hoþnutluðu için ‘sað’ bir isim aday gösterilecekse size ne gerek var? 

Kýlýçdaroðlu girdiði hiçbir seçimi kazanamadý, belediye baþkanlýðý adaylýðýnda da, genel siyasette de her seçimi kaybetti. Seçim kazanarak tarihe geçemeyen Kýlýçdaroðlu bu gidiþle CHP’yi bitiren kiþi (son genel baþkan) olarak tarihe geçecek!

Siyasette sadece hoþa gidecek isimlerle halkýn önüne çýkmak deðil, hoþa gidecek fikirlerle (vizyon ve projelerle) halkýn önüne çýkmak gerekir. 

Halka bir fikir sunamýyorsanýz, hoþa giden isim sunmanýz da bir anlam ifade etmez... 

Siyasette güçlü aktör (lider) ve güçlü fikriyat birlikte varolur, güçlü teþkilat ile siyasi harekete dönüþür. CHP’de ne güçlü aktör var, ne güçlü bir fikriyat... 

AK Parti’nin güçlü bir lideri, güçlü bir teþkilatý, güçlü bir fikriyatý ve geleceði kucaklayacak bir vizyonu var (AK Parti’nin klasik anlamda sað parti olmanýn ötesinde merkez siyasetin temsil eden bir konumda olduðunu da biliyoruz). Ayrýca MHP ve BBP ile geliþtirilen iþbirliði de ortak hedeflere yürüyebilecek bir þekilde büyük bir uyum ifade ediyor. Bu ittifak tamamen yerli ve milli zeminde, 15 Temmuz’un demokratik direniþ ruhuyla ortak bir siyasi zemin üretiyor. Ýttifak partilerinin Erdoðan’ý desteklemesi de siyasi tasavvurlarýyla çeliþmiyor. 

Ana muhalefet partisi iktidar alternatifi olarak kendisini görmesi gereken bir partidir ve kendi genel baþkanýný böyle bir yarýþa sokmak durumundadýr. 

Bir partinin seçmeni fikriyatýna tamamen ters bir kiþiye Cumhurbaþkanlýðý seçiminde oy verir mi? 

Kýlýçdaroðlu Meclisin ikinci büyük grubunun baþkaný olarak iddia sahibi olmalý ve siyasi yarýþtan kaçmamalýdýr. CHP farklý partilerle seçim ittifakýna gidebilir, iþbirliði yapabilir ama asýl olan ittifakýn en büyük partisinin baþýndaki ismin siyasi yarýþa katýlmasý ve ittifak bloðunu temsil etmesidir. Eðer CHP, küçük partilerin (kendi fikir dünyasýna yabancý) isimlerinin peþine takýlýrsa, kendi çöküþ sürecini baþlatýyor demektir. 

CHP’liler kendi dünyalarýna yabancý bir isimle kendi siyasi hedeflerine ulaþamazlar, kendi siyasi tasavvurlarýný gerçekleþtiremezler.  

CHP’nin geldiði nokta tam bir tükenmiþlik, acziyet ve siyasetsizlik halidir. 

CHP kendi gelecek tasavvurunu gerçekleþtirmeye deðil Erdoðan’dan kurtulmaya odaklanmýþ durumda.

CHP var olmak için deðil yok etmek için uðraþýyor...

CHP iktidara gelmek için deðil, iktidarý devirmek için çabalýyor...

CHP, sürekli seçim kaybettiði eski sistemi geri getirmek istiyor çünkü yeni sistemde kendisine hiç þans tanýmýyor.

Kýlýçdaroðlu CHP’yi içinden çýkýlamaz bir tükenmiþlik sendromuna sokmuþ görünüyor.