Suudi gazeteci Cemal Kaþýkçý cinayeti yeni bir aþamaya geldi.
Suudi Arabistan Baþsavcýlýðý’na göre;
“Ýstanbul’a gelen ekibin amacý Kaþýkçý’yý Riyad’a götürmeye ikna etmekti.
Kaþýkçý boðuþma ve öldürücü dozda ilaç verilmesi sonucu öldürüldü.
Öldürme emrini ekibin baþýndaki kiþi verdi.
Cinayet planý 29 Eylül’de yapýldý.
Ceset parçalanarak konsolosluktan çýkarýldý ve bir ‘yerel iþbirlikçi’ye verildi. Ýþbirlikçinin robot resmi çizildi.
11 zanlýdan 5'i idam cezasýyla yargýlanacak.
Zanlýlar arasýnda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ýn danýþmaný Suud el-Kahtani de var.
Ancak olayda Prens’in sorumluluðu olmadýðýna kanaat getirildi.”
Bu açýklama bazý sorularý cevaplamýyor:
1- Ekibin amacý Kaþýkçý’yý S.Arabistan’a götürmeye ‘ikna etmek’ ise neden aralarýnda ‘Adli Týp Baþkaný’ da vardý?
2- Ekip, Baþsavcýlýk açýklamasýnda bahsedilen ‘ölümcül ilacý’ neden yanýnda getirdi?
3- Ekip, yine Baþsavcýlýk açýklamasýnda bahsedilen ‘cesedin parçalanmasý’ için gerekli aletleri neden yanýnda getirdi?
4- Cinayet planýnýn 29 Eylül’de yapýlmasý ‘ikna heyeti’ iddiasýyla çeliþiyor. Zira 29 Eylül, Kaþýkçý’nýn konsolosluða baþvuru yaptýðý ve 2 Ekim Salý günü için randevu aldýðý tarih.
5- 29 Eylül’de ‘ölüm’ emrini ‘ekibin lideri’ verdi ise daha ‘üst’ makamdan nasýl ‘ikna edin’ emri almýþ olabilir?
6- Baþsavcýlýðýn ‘resmi çizildi’ dediði iþbirlikçinin kim olduðu nasýl bilinmiyor? Kim olduðu, ne kadar güvenilir olduðunu bilinmeyen birine mi bu kadar kritik bir görev verildi?
7- ‘Yerel iþbirlikçi’ye iliþkin ilk bulgular neden Türkiye ile paylaþýlmadý? Ýþbirlikçinin ortadan kaybolmasý mý beklendi? Ya da iþbirlikçi de öldürüldü mü?
Riyad’dan gelecek yeni ayrýntýlar cevaplarý deðil sorularý arttýracak.
Son noktayý Ýstanbul Baþsavcýlýðý koyacak.
Salý günü CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan’ýn “Kaþýkçý cinayetine iliþkin ses kayýtlarýný isteyen ülkelere dinlettik” sözlerine karþýlýk, “Araþtýrma önergesi vereceðiz, ses kayýtlarýný TBMM'ye gelmesini isteyeceðiz” dedi.
Bu cümle ‘devleti yönetmeye’ talip bir siyasi lider için bir zafiyet.
Ses kaydý ‘istihbari çalýþma’ ürünü.
Bu kayýt hiçbir ülkeye ‘verilmedi’, sadece ‘ilgilisine’ yani istihbarat baþkanlarýna ‘dinletildi’.
Onlar ilgili siyasi makamlarý ‘bilgilendirdi’…
ABD Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcüsü Heather Nauert’in ayný gün yaptýðý açýklama, Kýlýçdaroðlu için ‘ders’ niteliðinde: “(Bakan) Pompeo böyle bir ses kaydý dinlemedi, üst düzey bir diplomat olarak kaydý dinlemesi uygun olmazdý.”
Üstelik ABD Dýþiþleri Bakaný Mike Pompeo, eski CIA Baþkaný!
Ama cinayetle ilgili olarak Ankara’ya geldiði halde, ardýndan da CIA Baþkaný Gina Haspel ayrýca gelmiþti.
Haspel, 18 saatlik uçak yolculuðunu boþuna yapmadý.
Kýlýçdaroðlu’nun duyurusuna raðmen CHP’den TBMM’ye böyle bir baþvuru Perþembe günü itibariyle yapýlmamýþtý; dilerim vazgeçerler.
Kýlýçdaroðlu, cinayetten sonra “Türkiye’de yabancýlarýn can ve mal güvenliði yok. Niye izlemiyorsun, takip etmiyorsun?” demiþti.
Cinayetle ilgili Türkiye’ye þaibe bulaþtýrma çabasýný S.Arabistan, Birleþik Arap Emirlikleri ve onlarýn ABD’deki lobileri de denedi. Ama -ortaya çýkan gerçeklerden sonra- baþarýlý olamadýlar.
Onlarýn bile býraktýðý bir ‘iþ’i sürdürmeye çalýþmak izah edilemez.