Maduro’nun ne kadar kötü, ne kadar baþarýsýz, kendi halkýna zulmetme konusunda ne kadar cevval bir siyasetçi olduðuna iliþkin Batý basýnýnda yüzlerce, binlerce, hatta on binlerce makale/haber bulabilirsiniz.
Ülkesinin içinde bulunduðu hal (hiç iyi bir hal deðil bu), Maduro’yu oldukça bereketli bir haber/yazý öznesi haline getiriyor.
Hakkýndaki en akýlda kalýcý ve en çok dolaþýmda tutulan iddia, ülkesini yoksullaþtýrmýþ olmasý.
Doðru mu bu?
Birazdan bakacaðýz.
Ýþin “halkýna zulmediyor, despot, diktatör” boyutuna gelince...
Bunun ciddiye alýnýr bir tarafý yok.
Hangi aparatlarla ve yöntemlerle halkýna zulmettiðini, ne tür bir hasar oluþturduðunu henüz (ve yeterince) bilmiyoruz.
Bu konuda tek kaynaðýmýz, yine Batý basýný.
Batý basýnýnda çok sayýda “zulüm/diktatör” haberi çýkýyor ama bu haberler genellikle “ismini vermek istemeyen yetkililere ve görgü tanýklarýnýn ifadelerine” dayandýrýlýyor.
5N1K kuralý fazla iþlemiyor sizin anlayacaðýnýz.
Hatta hiç iþlemiyor.
Ortada “þeytanlaþtýrýlacak” bir denek varsa, bu kural pek hatýrlanmýyor.
Ýnsanlýða “deðerler” armaðan etmiþ ve baþkalarýný bu deðerlerle sýnava tabi tutan Batý dünyasýnýn basýný bu durumda ne yazýk ki.
Biz bu “ismini vermek istemeyen yetkilileri” ve “görgü tanýklarýný”, Maduro haberlerinden önce de tanýyorduk.
Hiç yabancýmýz deðiller.
En son Newsweeek dergisinde çýktýlar karþýmýza.
Dünya barýþý için büyük bir tehdit olan Erdoðan’ýn Kürtleri yok etmeye çalýþtýðýný, “birilerinin” elini çabuk tutmasý (yani Erdoðan’ý indirmesi) gerektiðini fýsýldadýlar Newsweek muhabirlerine.
Haberde “ismini veren” tek tanýk, Fetullah Gülen’e “babam” diyen basketbolcu Enes Kanter’di... Ne tesadüf!
Þunu demeye çalýþýyorum:
Batý basýnýnda yazýlanlara bakarak, “Maduro Venezüella halkýna þöyle zulmetti, böyle diktatördü, þu kýratta bir despottu, tüm muhalifleri hapse týktý” diye yazmak, en hafif ifadesiyle, terbiyesizliktir.
Bu terbiyesizlerden, ülkemizde de var ne yazýk ki.
Halkýna zulmetmekle maruf Maduro, geçen sene Haziran ayýnda bir darbe tehlikesi atlatmýþtý. Darbeye liderlik eden Oscar Perez, daha sonra bir baskýnda öldürülmüþtü.
Batý basýný, bunun muvazaalý bir darbe olduðunu yazdý.
Daha doðrusu, ismini vermek istemeyen yetkililerin ve kimliði meþkuk görgü tanýklarýnýn ifadelerine dayandýrarak, Maduro’nun bu darbeyi muhalifleri sindirmek için kullandýðýný ileri sürdü.
Ne kadar tanýdýk, deðil mi?
Demek ki “kontrollü darbe”, ülkemize mahsus bir þey deðilmiþ. “Evrensel” bir buluþmuþ...
Darbeyi izleyen aylarda, Trump, “Venezüella’ya askeri seçeneði yok sayamayýz” diye bir açýklama yaptý. Yani, Maduro’yu darbeyle tehdit etti. Arkasýndan, “drone”lu suikast geldi.
Batý basýný, buna da inanmadý. Yine “ismini vermek istemeyen bir yetkiliye” dayandýrarak, “Saldýrý yok, gaz patlamasý var; Maduro bu suikastý kullanarak muhalifleri sindirecek” þeklinde haberler yaptý.
Uzatmayalým...
Batý basýný, Venezüella’da bir darbenin altyapýsýný oluþturmak için sürekli “didiniyor.” Bunu bir “sistem”e baðlamýþ durumda. Ama ülkeyi bu duruma getiren “ambargolardan” tek satýr bahis yok.
Batý basýný böyle de, içimizdekiler farklý mý?
Erdoðan’la meselesini Maduro’ya laf sokarak halletmeye çalýþan Davut’çu bir kalem de, ikidir, Batý basýnýndaki aþaðýlýk ezberleri tekrarlayan (kopyalayan) yazýlar yazýyor. Türk matbuatýnda Maduro konusunda kalem oynatan tek yazar...
Maduro ülkesini yoksullaþtýrmýþ... Durumunu kurtarmak için de, kontrollü suikast düzenlemiþ...
Maduro’nun, ülkesini yoksullaþtýrdýðý doðru da, bunda o acýmasýz ve aþaðýlýk ambargolarýn hiç mi payý yok a be vicdansýz izansýz densiz adam?
Niçin CIA verilerinden baþka lafýnýz yok sizin?