Rus Büyükelçisi’nin öldürülmesi “Türkiye-Rusya iliþkilerini” bozmaya dönük bir provokasyondu.
Ona þüphe yok!
Ýstihbarat dünyasýyla ilgilenenler bilecektir:
Bir “maksat” açýk ediliyorsa, iþin içinde (gizlenen) baþka bir maksat (verilmek istenen baþka bir “mesaj”) vardýr.
Bu ne olabilir?
Suikastin duyulduðu daha ilk saniyelerde, Rus yetkililerden þaþýrtýcý derecede “temkinli” ve “ölçülü” açýklamalar geldi. Denilebilirse, Ankara’dan önce davrandýlar ve suikastin mahiyetini, açýk edilen “maksat”ýn ne olduðunu bildiklerini ima ettiler...
Þunu dediler: “Bu olayýn, Türkiye-Rusya iliþkilerine bozmasýna izin vermeyeceðiz. Terör örgütlerinin provokasyonuna gelmeyeceðiz.”
Bu kadar mý?
Hayýr.
Büyükelçi üzerinden mesaj verenler, suikast için bir Fetullahçý seçmiþti.
Neden?
Klasik bir “Fetullahçý feda eylemi” algýsý yaratmak için...
Neredeyse açýk kimliðiyle eyleme kalkýþan suikastçi (Þaibeli bir sýnavla Polis Okulu’na girmiþ, cemaat evlerinde yetiþmiþ, bir Fetullahçý olan ve suikasti önceden bilen Zaman gazetesi yazarý Abdullah Bozkurt’a kiracý olmuþ, izinli bulunduðu halde darbe gecesi uçakla Diyarbakýr’dan Ankara’ya intikal etmiþ, cinayeti iþleyeceði gün “hastalýk izni” almýþ…) kýsa sürede yakayý ele verecek ya da ölü ele geçirilecek, suikastçinin kimliðiyle ilgili “ortaya saçýlan bilgiler”le birlikte bütün gözler zaten bir “töhmet”le yaþayan FETÖ’ye çevrilecekti.
Soruþturma da, doðal olarak, FETÖ’yle sýnýrlý tutulacaktý.
Murat edilen buydu...
Saldýrý, evet, Türkiye-Rusya iliþkilerini bozmaya dönüktü ama onun da ötesinde, Amerika’nýn Rusya’ya (CIA üzerinden) verdiði bir cevaptý.
Rusya bu mesajý aldýðýný bildirdi ve Türkiye’den soruþturmaya katýlmak için izin istedi.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “iþbirliðine hazýrýz” açýklamasý, bu iznin karþýlýk bulduðunu gösteriyor.
Ortak yürütülecek soruþturma, ortaya “CIA-FETÖ” iþbirliðine dair son derece þaþýrtýcý bilgiler çýkaracaktýr.
FETÖ, evet, Türkiye orijinli bir örgüttür ama zararlarý Türkiye’yle sýnýrlý deðildir. Örgütlü bulunduðu bütün ülkeler için tehdittir ve “zarar potansiyeli” yüksektir.
FETÖ’nün bir “dýþ yapým” olduðunu ve bir “CIA departmaný” gibi çalýþtýðýný söylüyorduk da, tabandaki saf çoðunluðu inandýramýyorduk.
Fetullah Gülen “26 Aralýk’ý bekleyin” demiþti.
Bu tarihi beklemeye gerek yok.
Büyükelçi’nin öldürüldüðü tarih her þeyi açýklýyor ve bir anlamda “sonun baþlangýcýna” iþaret ediyor.
Þaþýrmaya hazýr olsunlar!
Sen kimin emanetisin?
Bir süre “Ýslamcý” etiketiyle bu mahallelerde dolaþýp kendisini Mazlum-Der Baþkanlýðýna seçtiren ve emanet aldýðý derneði kýsa sürede “PKK yancýsý” bir örgüte dönüþtüren HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Büyükelçi suikastiyle ilgili açýklama yapmýþ.
Ýbret niyetine okuyalým: “15 Temmuz’u eniþteden öðrenenler, dün akþamdan beri yaþanan olayýn failiyle ilgili de bütün aileyi gözaltýna alarak, galiba bu vahþi suikasti aydýnlatmak için yengeye baþvurmuþ durumdalar.”
Bu gibi durumlarda bir tek þey söylenir.
Onu söylemeyeceðim.
Bu laubali ve ancak “Ne pis adamlarmýþsýnýz siz!” cümlesiyle karþýlýk görecek açýklamaya (en azýndan) benim söyleyebileceðim bir þey yok.
Bu laubali þahýs önce sahte Ýslamcýlýðýnýn hesabýný versin.
Kim adýna dolaþýyordu bu mahallelerde?
Hangi örgütün ya da kuruluþun emanetindeydi?
Hangi “mutemet el” tarafýndan korunup kollanýyordu?
Dahasý, neredeyse bütün arkadaþlarý tutuklandý, niçin kimse iliþemiyor bu “ayrýcalýklý” duygusu uyandýran þahsa?
Evet, niçin?