Cibilliyetsizin derdi þu: Ýslam ülkeleri neden sessiz?

Obama, “daha kötüsü olmaz” dedirten bir baþkandý...

Neredeyse bütün bir Ýslam coðrafyasýný iþgalle tedip etmiþti.

Daha kötüsü ne olabilirdi?

Daha kötüsü, Ýslam karþýtý söylemleriyle haklý (!) bir þöhretin üzerinde oturan ve ikide bir “size yapacaklarýmýn yarýsý aklýmda bile deðil” diyerek Ýslam dünyasýna ve göçmenlere gözdaðý veren Donald Trump’ýn baþkan seçilmesiydi elbette.

Ýyi de, bu zaten böyleydi...

Dünya (özellikle Ýslam dünyasý) anlayýþ beklemedi. Trump’ýn kuþ konduracaðýný ve yeryüzünü “barýþ havzasý” haline getireceðini düþünmedi.

Bir yeni zamanlar faþisti ve iflah olmaz bir Ýslam düþmaný olarak Trump týynetinin gereðini yapacaktý.

Nitekim öyle þeyler yapýyor.

Bizim meselemiz, “demokrat” ve “Ýslam dostu” bilinenlerle...

En çok Müslüman kaný, Müslüman ismi taþýyan ve “Ýslam dostu bir demokrat” diye pazarlanan Obama döneminde döküldü.

En çok iþgal bu dönemde yaþandý.

Obama yönetiminden müþteki Ýsrail’e en çok bu dönemde savunma yardýmý yapýldý. (38 milyar dolar...)

NATO üyeleri, en çok bu dönemde zarara uðratýldý.

Üçüncü dünya ülkelerine ekonomik yaptýrým en çok bu dönemde uygulandý.

Terör örgütleri bu dönemde palazlandýrýldý.

DEAÞ bu dönemde kuruldu.

PYD, bu dönemde aðýr silahlarla teçhiz edildi.

Ülkemiz bu dönemde bir “iþgal giriþimine” sahne oldu.

FETÖ bu dönemde þýmartýldý.

Daha kötüsü ne olabilirdi?

Evet, Obama’nýn gidiþi “ikiyüzlü demokratlýk bitti” diye nümayiþle karþýlandý ama bu zaten týynetinin gereðini yapacak olan Trump’ý desteklemek anlamýna gelmezdi.

Bütün seçim stratejisini demokratlarýn sahtekârlýðý üzerine kurmuþ Trump’tan beklenen, müttefiklerini hatýrlamasý ve terör örgütleriyle kurulan stratejik ortaklýða son vermesiydi.

Hepsi buydu...

Cibilliyetsiz diyor ki, “Trump duvar örüyor, göçmenleri kovuyor, bazý Ýslam ülkelerine giriþ yasaðý uyguluyor, niye tepki göstermiyorsun?”

Bunlar, Obama döneminin “iþgal” ve “dolaylý katliam” planlarýný desteklemiþ kitleler.

Dýþarýdaki cibilliyetsiz, Trump’la meselesini halletmek için Müslüman kucaklýyor, timsah gözyaþlarý döküyor, “Hepimiz Müslüman’ýz” sloganlarý atýyor...

Ýçerideki cibilliyetsiz ise, Erdoðan’la ve istikbaldeki Cumhurbaþkanlýðý sistemiyle meselesini halletmek için Trump pataklýyor, “Türkiye’nin suskunluðu dikkat çekti” þeklinde operasyon haberleri yapýyor.

Biri þöyle yazmýþ: “Federal Mahkeme Müslüman düþmanlýðýna dur dedi. Amerika’da da hâkimler varmýþ.”

Nereden icap ettiyse, Federal Mahkeme’nin kararýna övgüler düzüyor.

Daha doðrusu Federal Mahkeme’nin kararý üzerinden, FETÖ’ye savaþ açmýþ Türk yargý sistemini eleþtiriyor. (Öyle ya, Türkiye’de hâkimler yok. Olsaydý, bütün darbecileri serbest býrakýr, büyük bir maðduriyete son verirdi.)

Bu cibilliyetsize þunlarý söylemek isterim:

Ýnanç ve deðer tercihlerine savaþ açan sensin...

Baþörtüsü karþýtý nümayiþlerde sahne alan sensin...

Ýkna odalarýný “hukuka uygun” bulan sensin...

Ezan’dan rahatsýz olan sensin...

Temel hak ve hürriyetlere karþý Anayasa Mahkemesi’nin yolunu tutan sensin...

Özgürlüklere karþý tanklarý “güvence” olarak gören sensin...

Müslümanlarýn ve göçmenlerin hukukunu hatýrlaman için, ille de bir manyak Amerikalýnýn baþkan olmasý mý gerekiyordu?

Bir de, Kemal Kýlýçdaroðlu diye biri var.

Bu kiþi, CHP genel baþkanýymýþ.

Birden göçmen dostu kesilen bu zat, “Niçin Müslümanlarý ve göçmenleri kovuyorsun?” diye Amerika’nýn yeni baþkanýna posta koyuyor.

Türkiye’deki göçmenleri ülkelerine göndereceðini söyleyen, üstelik bunu “seçim vaadi” olarak miting meydanlarýnda seslendirmiþ bir adam bu...

Ýçinde “göçmen” geçen cümleler kurabiliyor ve hiç utanmýyor!