ÇİĞ Mİ PİŞMİŞ Mİ YOKSA HEPSİ Mİ?

Bugün size hangi gıda, pişince neye dönüşüyor onu anlatmak istiyorum. Küçük bir liste yaptım. Burada, gıdaların piştiğinde mi yoksa çiğ olarak mı daha faydalı olduğunu görebilirsiniz. Bu listeyi çoğaltmak elinizde! Yediğiniz her gıdayı araştırın, deneyin. Sonuçlarını benimle ve çevrenizle paylaşın. 

Vejetaryenlik, veganlık, onlarca ekole bağlı diyetler ve son yılların en büyük akımı ‘katojenik’ beslenme. Her dönem, içinde bulunduğu dinamiklere göre, alışılmadık yepyeni bir beslenme akımı ortaya çıkarabiliyor. Veganlar kötü şartlarda üretilen hayvansal ürünleri reddederken, bir başka grup hem hayvan yemiyor hem de çiğ beslenmenin en doğrusu olduğunu savunuyor. Geçen gün bir arkadaşım “Ben artık Raw besleniyorum” dedi ve bir gün önce özel bir makinede kuruttuğu meyve dilimlerini anlattı. Kurutma da bir pişirme tekniğidir gerçi ama demek ki ateş işin içine girmeyince onları ‘çiğ’ kabul edip, yiyebiliyorlar. Geldiğimiz noktada ve yılların doğru ya da yanlış birikimi ile çeşitli yemek yeme disiplinleri ve diyetleri mevcut. 

Bugün bunların hiç birini konuşmayacağız. Size hangi gıda, pişince neye dönüşüyor onu anlatmak istiyorum. 

 

NE ARIYORUZ?

Yediklerimizin niteliğini pek çok kritere göre sorgulayabiliriz. Bana göre sağlıkla bağlantısını keşfetmek, yediklerimizi sorgulamamızın en büyük nedenlerinden biri.   

İnsan, hayatta kalmak için yemek yemeğe başladığı zamanlardan beri; kolay ulaşabileceği, lezzetli ve yararlı olduğunu düşündüğü gıdaları aramaya başladı. Binlerce yıl süren bu yolculuk, pek çok şey gibi endüstriyel devrimle birlikte radikal olarak değişti. İşlenmiş gıdalar kana hızla karıştığı için insanların kan şekeri seviyesi hızla yükseldi ve bu onlara ‘enerji’ verdi. İnsanlar bu duruma bayıldılar. 

Geçici ve yanıltıcı olan bu yüksek enerjili besinler, insanların beslenme alışkanlıklarını da hızla değiştirdi. Rafine şeker, yemek yeme alışkanlıklarını değiştirirken ortaya ağır bir fatura çıkıyordu aslında. Böylelikle; nur topu gibi şeker hastalıkları, hipoglisemi ve dolaşım bozuklukları ortaya çıkarken ikinci darbe geldi. Bu, yanlış yağ tüketimiydi. Bunun sonucu ise kalp, damar rahatsızlıkları ve obeziteydi. Böyle bir yazıda anlatılamayacak kadar ciddi ve uzun bu süreç. 

İnsanoğlunun, yüzyıllardır yenilebilen tüm canlıları malı gibi görüp yiyerek tüketmesi ve giderek insan sayısının artması cehennemin kapılarını açtı. Yiyeceği hayvanları büyük rakamlarda üretmeye başlamak yemek meselesinin en can alıcı sorununu doğurdu. Bunun tarımdaki karşılığı genetiği değiştirilmiş ürünlerdi, ki bu ürünlerin sağlığa zararlı olduğu konusu tartışma götürmez.  

Tüm bunları fark eden bir grup insan, bilimsel verileri göz önüne alarak beslenme alışkanlıklarını sil baştan gözden geçiriyor. Ben de uzun süredir bu insanların arasındayım. Yani tek bir beslenme disiplinine körü körüne bağlı olmak yerine dünya için ve kendi sağlığım için en iyisini arıyorum. 

Evet efendim bu arayışın bir sonucu olarak; gıdaların çiğ olarak mı yoksa pişmiş halleriyle mi daha faydalı oldukları meselesine çok fazla kafa yoruyorum. Bugün size yerim yettiğince küçük bir liste yaptım. Buradan, gıdaların piştiğinde mi yoksa çiğ olarak mı daha faydalı olduğunu görebilirsiniz. Bu listeyi çoğaltmak elinizde, yediğiniz her gıdayı araştırın, deneyin ve sonuçlarını benimle ve çevrenizle paylaşın. Ancak böyle ortak bir akılla kendimize yeni bir beslenme modeli oluşturacağız ve gelecek nesillerin daha sağlıklı ve saygılı beslenmesini sağlayabileceğiz. 

 

Karnabahar 

Turpgil ailesinden olan karnabahar, brokoli ve lahana sağlık için çok faydalı sebzeler. Tüm turpgiller gibi kanserle mücadele eden maddeler içermekte. Lif oranları ve besin değerleri çok yüksek. Yapılan araştırmalar bu ailenin fertlerinin çiğ olarak yenmesinin daha faydalı olduğunu ortaya koymakta. Roswell Park Kanser Enstitüsü’nün 2008 yılında açıkladığı bir çalışmada, pişirmenin bu sebzelerin besin değerine zarar verdiği ve turpgillerden olan sebzelerin çiğ olarak tüketilmesinin başta mesane kesesi kanserine yakalanma riskini azaltabileceği açıklanmıştı. 

 

Yumurta 

Yapılan araştırmalar pişmiş yumurtanın antioksidan seviyesini yüzde 50 oranında kaybettiğini gösteriyor. Yine de ortak görüş yumurtanın pişirilerek yenilmesi yönünde. Çünkü çiğ yumurta tüketmenin sakıncaları da var. Çiğ yumurtadaki salmonella mikrobu bunlardan biri. Diğeri ise çiğ yumurtada bulunan ‘avidin’ maddesinin yumurtadaki B7 vitamini emilimini engellemesi. 

 

Meyveler 

Bir çoğu yüksek miktarda C vitamini içerdikleri için ısı onlara zarar veriyor. Ayrıca pişirilen şekerli meyvelerde glikoz, fruktoz oranı hızla yükseliyor. Yani bir meyveyi pişirdiğimizde besin değerini yok ederken daha da kötüsü onları zararlı hale getiriyoruz. 

 

Domates 

A, B, C vitaminleri, bol miktarda mineral barındırıyor ayrıca likopen, potasyum, folik asit açısından da zengin bir sebze. Cilt için muazzam bir besleyici olan likopen değeri domates pişirildiğinde 4-5 kat artmakta. Güçlü bir antioksidan olan likopen bazı kanser türleri ve kalp damar hastalıklarına karşı etkili. Bu nedenle çiğ domates yerine salçasını veya pişirilmiş domates yemek daha akıllıca bir seçim. 

 

HAMİLELİK MASAJI AĞRILARI AZALTIYOR 

Hamilelik süreci bir kadının hayatındaki en özel ve en önemli dönemlerin başında gelir. Bu süreçte vücut büyük bir değişim yaşar. Hormonların değiştiği, duyguların, tepkilerin daha belirgin olduğu bu dönemde vücut yaşadığı değişikliğe ağrılarla tepki vermeye başlar. Lady Sauna&Spa Merkezi’nde uzman terapistler eşliğinde yapılan hamile masajıyla bebek bekleyen kadınların ağrılarının azalmasına yardımcı olunurken aynı zamanda psikolojik olarak rahatlamalarına da destek olunuyor. Yapılan düzenli masaj uygulamalarında kan dolaşımının artmasıyla anne adayının sıklıkla yaşadığı sırt ağrıları, uykusuzluk, eklem ve kas dokusunda meydana gelen ağrılar uzman eller sayesinde gideriliyor. Bölgesel ve lokal olarak yapılan uygulamalarla özellikle varis ve çatlakların oluşmadan önlenmesi sağlanıyor. Ayak masajı uygulaması da yapılan merkezde, anne adaylarının en çok yaşadığı sorunlardan biri olan ayak ve ayak bileklerinde meydana gelen ödem, şişme ve buna bağlı oluşan rahatsızlıklar düzenli masaj uygulamalarıyla sona erdiriliyor.