Neredeyse 17 yıldır Avustralya’da olan ve haliyle de görüşemediğimiz bir arkadaşım İstanbul’daydı. Sözleştik, çocuklarımızı da tanıştıralım istedik. Onun oğlu 5 buçuk yaşında. Bizimkilere anlattım önce arkadaşımın oğlumu. “O da Ben10,
Bakugan seviyormuş. Arabaları da elbette” diye. Akşam nasıl yattıkların, sabah nasıl kalktıklarını bilemediler. Ben de o günün nasıl geçtiğini. Elvan’ın elinde dolu bir oyuncak çantası ve Kerem’in cebine doldurduğu arabalarla, vardık buluşma yerine.
Hemencecik kaynaşıverdiler. Ama kızım ne zaman ‘erkek oyunları’nın dışında kaldığını hissetse basar yaygarayı. “Beni oyunlarına almıyorlar. Ben de onlarla oynamak istiyorum!” dedi, başka bir şey demedi. Halbuki diğerlerinin yaptığı da ellerine birer araba alıp görünmeyen pistlerde “Vıınnnn” diye yol almaktı sadece. Oyun Kadıköy sahilinde koşmaca olunca hiç sorun çıkmadı da kızılca kıyamet hamburger yerken koptu. Sık sık hamburger yemeye gitmiyoruz ama bu konuda sürekli “Hayır” demenin isteği ne kadar körüklediğinin de farkındayım. Ara sıra yapılan ufak bir kaçamağın zararı olmadığını düşünüyorum. İşte bu düşüncelerle adım attık hamburgeciye, Kerem daha farklı bir oyuncak seçti ama arkadaşımın oğlu ve Elvan aynı oyuncağı istedi. Bir tane oyuncak kaldığını görünce “Ama onu ben istiyordum. Neden benim değil!” diye bağırıp çağıran gözlerinden yaş fışkıran kızın benimki olduğunu anlamak için birkaç saniye geçmesi gerekti. Az önce güle oynaya masaya oturan, saçları başının yanında iki at kuyruğu yapılmış güzeller güzeli kız, birdenbire kendi çapında küçük bir canavara dönüşmüştü.
SABIRLA 2013’Ü BEKLİYORUM
Hemen kucağıma alıp restoranın tenha bir köşesinde durumu izah etmeye çalıştım ama ne mümkün. “Sen susuncaya kadar bekleyeceğim. Ama buradaki herkes ağlamandan rahatsız oluyor!” deyince, hıçkırıkların arasından anlayabildiğim “Susmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çünkü bu hiç adil değil. O oyuncağı ben istiyordum” sözleri oldu. Bu arada arkadaşımın oğlu da elinde Elvan’ın istediği oyuncak ile gelip “İsterse bunu alabilir” dedi. Ama ben ağlamaya pabuç bırakmaya pek niyetli olmadığımdan, buna gerek olmadığını söyledim. Neyse ki İngilizce olan bu konuşmayı Elvan anlamadı da ikinci çığlık sağanağı engellendi. Sonra güç bela sakinleşti kızım. Yemeğini yedi. İşte tam bu sırada yükseldi içimden “Aslında her zaman böyle değil” cümlesi. Biliyorum, oyunlarda dışarıda kalmaktan hoşlanmıyor, onu dinlesinler istiyor. Ama bu bağıra çağıra kendini ifade etme konusu, hem onu hem beni zorlayacak gibi görünüyor. Sular durulduğunda “Aslında ağlamadan o oyuncağı alıp alamayacağını Tamer’e sorabilirdin. Ama ağladığın için o şansın kalmadı sanırım” deyince, dudakları yine büzüldü ama hakim oldu kendine. “Evet anne, ama şimdilik oynayabilir değil mi?” diye çözüm üretti. Tahmin edeceğiniz gibi beş dakika bile sürmedi ilgisi.
Uzmanlar, çocukluk dönemindeki her yaşın, ilk altı ayının çalkantılı geçtiğini, ikinci altı ayda durulduklarını söylüyor. Elvan’ın dört yaşının ilk altı ayı, iki ay sonra doluyor. Sabırla bekliyorum 2013’ü. Bir de iyi bayramlar...
ANNENİN AJANDASI
Tembel Kasaba’ya hoşgeldiniz
Gün geçmiyor ki yeni kahramanlar çizgi dünyaya katılmasın. Dünyayı daha sağlıklı bir yer haline getirme misyonuyla yola çıkan Tembel Kasaba da bunlardan biri. Renkli karakterleriyle Cartoon Network’te yayınlanan dizide hem gerçek hem de kukla karakterler yer alıyor. Aksiyon ve komedi dolu macera hafta içi her gün 06.25’te hafta sonları ise 07.40’ta ekrana geliyor. Sportacus, Stephanie, Trixie, Pixel, Ziggy, Stingy ve Rezil Robbie, çocukların gündelik hayatta karşılaştıkları zorlukları temsil ediyor.
Epilepsi ve ben
Türk Epilepsi ile Savaş Derneği tarafından Sanofi desteğiyle bu yıl altıncısı düzenlenen Epilepsi ve Ben adlı resim yarışmasıyla Türkiye’de en sık görülen kronik hastalıklardan biri olan epilepsiyle ilgili farkındalık yaratılması amaçlanıyor. 6-11 ve 12-16 yaş arası olmak üzere iki ayrı yaş kategorisinde gerçekleştirilen yarışmada birinciye 2 bin, ikinciye bin 500 TL, üçüncüye ise bin lira ödül verilecek. Yoğun ilgi gören yarışmada ödüller, aralık ayında sahiplerini bulacak.
Beslenme çantası hazır
Annelerin günlük telaş listesinin en başında, sabahları çocuklar için hazırlanacak beslenme çantası geliyor desem, çoğunuz bana katılır herhalde. O halde küçük bir yardım almaya ne dersiniz? Dilek Pastaneleri, çocuklara doğru alışkanlıklar kazandırmak amacıyla beslenme çantalarını birbirinden lezzetli yiyeceklerle tamamlıyor. Özel beslenme mönüsünde sandviç çeşitleri, besleyici börek ve kurabiyelerle taze sıkılmış meyve suları yer alıyor.
Balparmak, arı ürünleri karışımlarından oluşan yeni serisi Apitera ile arıların mucizelerini evlere taşıyor. Bal, arı sütü, polen ve propolisin farklı karışımlarından oluşan dört ürüne sahip Balparmak Apitera’nın “Arı Sütü-Bal-Propolis” karışımı çocukların sağlıklı gelişimine katkı sağlıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan “Doğanın bize sunduğu mucizeler arasında yer alan; bal, arı sütü ve propolis çocukların bağışıklık sistemleri ve sağlıklı gelişimi için eşsiz birer doğal destek. Çocuklarımıza arı ürünleri karışımları verirken güvenilir markaların ürünlerini tercih etmeliyiz” dedi. Bu ürünler sadece eczanelerde, özel soğutuculu dolaplarda saklanarak satışa sunuluyor.
