CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK terör örgütü tarafýndan kaçýrýlarak bir süre misafir edildikten sonra serbest býrakýlmasý, bazýlarýnýn zihinlerindeki ‘arýzalý’ düþünceleri bütün çýplaklýðý ile ortaya çýkardý.
Belli ki PKK, üç beþ mafya bozuntusunun bile yapabileceði bir eyleme imza atarak, bir güç gösterisi ve ‘þov’ yapmak amacýyla Hüseyin Aygün’ü kaçýrmýþtýr.
Maalesef neresinden bakarsanýz bakýn, ‘Kürtçülük’ hareketinin gelip geleceði nokta bir çapulculuk olmuþtur.
Gerçi bütün bunlar, zaten PKK’nýn bildiði yöntemler. Yol kesmek, mayýn döþemek, adam kaçýrmak, sivilleri katletmek...
Ýþin trajik tarafý, Kürt siyasi hareketi içinde olanlarýn, yol kesip Kürt kaçýrma eylemlerinden siyaset üretme zavallýlýðýdýr.
***
Kim ne derse desin, PKK’nýn Þemdinli’de Türk ve Kürt gençlerinin hayatý pahasýna estirdiði terör, Kürt siyasi hareketinin üzerine ‘Kürt faþizmi’ damgasýný yapýþtýrmýþtýr.
Kürt siyasi hareketlerinin lojistik desteði ile oluþturulan bu görüntü, geçmiþte büyük baský ve zulümlere maruz kalan Kürt halkýna yapýlabilecek en büyük kötülüktür.
BDP dahil bütün Kürt siyasi hareketleri, PKK’nýn Kürt halkýna ihanetlerini ve çapulcu eylemlerini sadece seyrediyor. Dolayýsýyla, kendilerini de siyaseten iptal ediyorlar.
Artýk bunu biliyoruz. Ýþin tuhaf tarafý, CHP Denizli milletvekili Ýlhan Cihaner’in, Hüseyin Aygün’ün kaçýrýlmasýný PKK ile ayný dili kullanarak deðerlendirmesidir. Ýþte bunu anlamak mümkün deðildir.
PKK’nýn Aygünle ilgili açýklamasý aynen þöyle:“Devrimci hamle ve operasyon çerçevesinde Hüseyin Aygün bir süreliðine alýkonulmaktadýr. Meclis Baþkaný Cemil Çiçek, AK Parti sistemi tarafýndan haksýz yere alýkonulan 9 milletvekilini halkýn iradesine saygýsýzlýk olarak görmeyip, hareketimiz tarafýndan bir milletvekiline dönük gerçekleþen bir günlük tutuklamayý milletin iradesine saygýsýzlýk olarak göstermesi Türk Devletinin çifte standartlý mantýðýný ortaya koymuþtur.”
PKK ile ayný dili kullanan Ýlhan Cihaner de satýr satýr þu açýklamayý yapýyor:“Tunceli halkýnýn siyasi iradesine saygý” diyerek kaçýrdýðý milletvekili býrakýrken ileri demokrasinin ÖYM’leri TBMM’nin 8 milletvekilini, parti baþkanlarýný, öðrencileri, yurtseverleri zindanlarda tutmaktadýr.”
PKK ile Cihaner’in açýklamalarý týpa týp ayný. Sanki Cihaner, PKK’nýn açýklamalarýný fotokopi yapmýþ gibi. Ýki açýklamanýn da satýr aralarýný dikkatle okuduðumuzda, Cihaner’le PKK’nýn ‘ileri demokrasi’ anlayýþlarýnýn örtüþtüðünü görüyoruz.
Doðrusu, CHP’nin ve Ýlhan Cihaner’in Ergenekon’u savunma konusunda gösterdikleri baþarýlý performansý biliyorduk. Þimdi, PKK’nýn da Ergenekon’a en açýk biçimiyle destek verdiðini görmüþ olduk. Gerçi bir mahzuru yok, nasýl olsa ikisi de terör örgütü...
Kandil’le ayný ‘ileri demokrasi’ anlayýþýný paylaþan Ýlhan Cihaner’e ve bu arada CHP’ye bir gerçeði hatýrlatmakta yarar var. CihanerErgenekon’u savunmak uðruna, Kandil’in ‘ileri demokrasi’ anlayýþýna sempati besleyebilir. Ama bu “Kandil dili” CHP’ye uymaz ve de zarar verir.
Kaldý ki, Hüseyin Aygün’ün kendisini kaçýran teröristler için, “Son derece saygýlý bir tavýr gördüm. Genç arkadaþlar ateþkes için ricacý oldular” þeklindeki ‘Kandil romantizmi’ni çaðrýþtýran ifadeleri, zaten CHP’nin epey baþýný aðrýtacak gibi görünüyor.
CHP unutmamalý ki, Kandil’in terör tesislerinde Ýsrail’in ve eli kanlý diktatör Esad’ýn ortaklýðý vardýr. Dahasý, bütün Türkiye düþmanlarýnýn ortaklýðý vardýr. PKK-Ergenekon kardeþliði birilerinin iþine yarayabilir ama CHP’nin deðil...