Çıkarım varsa, susarım!

Hamza Hamzaoğlu'nu şampiyon oluşundan hemen sonraki söylemiyle çok beğenmiştim. "Dördüncü yıldızı bu yıl tek başımıza biz kazanmadık. Biz o yıldızın yirmide birini kazandık" demişti.

Bir heyecan fırtınası altında iken bu yaklaşımı on numaralıktı.

Galatasaray'a oynatabildiği oyun ile onun olaylara bakış açılarını birbirinden ayırmak gerekiyor elbette. İlkinde gerektiği kadar olamasa da sözlerini seçmekte çok başarılı.

Son maçta oyuncusu Podolski'nin topu koluyla düzeltip kural dışı gol atmasından hemen sonra, "Böyle bir gol yersem benim de canım yanardı" dedi! Bu bir hakem hatasının kendisine olumlu yansımasından çıkardığı sonuçtu.

Hamza hoca bunu söylerken bir önceki haftada, -Deniz Çoban'ın hakemliği bırakması ile sonuçlanan- açık hakem hatasından Rizespor'a puan getiren penaltı golünü anımsadım. Kuşkusuz golün atılışı değil, penaltının doğuşu ve gol olduktan sonraki Rizesporlu Teknik Direktör ve oyuncuların çılgınca sevinişleri gözümün önüne geldi!

O sevinenlerin hiç biri daha sonra, Kweuke'nin sahte bir düşüşle haksız penaltıyı almasından içlerinin acıdığını dile getirmedi! Ya da rakip oyuncu ve teknik adamların yerinde olmak istemediklerini söylemedi!

Sahte düşüş, haksız penaltı, hakemin hata yaptığını toplum önünde itiraf edişi, özür dileyişi bile etkilememiş onları.

Çıkarları vardı, sustular! Yani...

Hani kimilerinin Deniz Çoban'ın özrünü toplum önünde yapmasını hakemlik kurallarına ve raconuna sığmadığını öne atıp, insani değerleri, erdemi boş verişleri var ya... Aynı...

Böyle insani değerlere boş vere vere olaylara bakarsanız toplumu ayakta tutan çivileri yerlerinden oynatırsınız.

Hatalara yalnızca size zarar verdiğinde karşı çıkarsanız; başkalarının canını yakmasına aldırmazsanız toplumun çivilerini yerlerinden oynatırsınız.

Sinsiliğe, acımasızlığa, sıkılmazlığa prim vermiş olursunuz. Erdemler, erdemlilik bunun için değerlidir.

Ve toplumu, toplulukları ayakta erdemler, ahlak tutar. Bunun için Deniz Çoban'ın yaptığı değerli bulunarak ele alınmalı, arkasında durulmalıdır.

Ve emin olun onun bu tutumu, hakemlerin sandığı kadar hakemliğimize zarar vermeyecek, tam tersine saygınlık kazandıracaktır.

Toplum, "demek ki..." diyecektir, "...bizim o çok kızdığımız adamlar hata yaptıklarında bizden çok acı çekiyorlarmış!" Bununla hakemlere, hakemliğe daha sıcak bakacaklardır.