Kimler diyecek?
Ya da kim ‘bu yaptýðýmýz ihanettir” demeli?
Sizce “desinler mi” yoksa “desin mi”?
Týrnak içine alarak baþlýða çektiðim bu açýk çaðrýyý salý günkü AK Parti Meclis Grubu Toplantýsý’nda konuþan Baþbakan Davutoðlu yaptý.
Dünkü gazetelerin çoðu Baþbakan Davutoðlu’nun AK Parti Meclis Grubu’ndaki bir saatlik konuþmasýný bu baþlýkla haberleþtirdiler.
Adý üstünde bir saatlik bir konuþmadan bahsediyoruz...
Davutoðlu, 6-7 Ekim’de yaþattýklarý vahþetle, yaptýklarý vandalizmle, katliamla sadece ‘çözüm sürecine’ deðil ‘demokrasiye’ de ‘ihanet’ ettiklerinin altýný çizdi.
Katýlmamak mümkün mü?
***
Önce isterseniz bir kez daha 6-7 Ekim’de ve sonrasýnda neler yaþandýðýna bir bakalým.
Herþey Kobane bahane edilerek ve Kobane üzerinden savrulan tehditle baþladý.
Kandil tehdit etti, HDP çaðrý da bulundu ve ortalýk kana bulayan süreç baþladý.
Tuhaf bir þekilde Hüda-Par’lýlar hedef alýndý. Saldýrýnýn tek hedefi Hüda-Parlýlar oldu yani. Diyarbakýr ve Mardin’de evleri, iþyerleri ve arabalarý yakýlanlarýn, öldürülenlerin Hüda-Par çevresinden olmasý bu vahþetin önceden planlandýðýný düþündürmedi mi sizde de?
Bir binanýn üçüncü katýndan atýlýp, sonra da baþý taþla ezilerek öldürülen 16 yaþýndaki Yasin Börü, Yüksekova’da üç sivil askerin enselerine maskeliler kiþilerce sýkýlan kurþunlarla öldürülmesi, Yakup Çelik’in infaz edildikten sonra telefon direðine asýlmasý, pazar günü aþeren karýsýna bir þeyler almak için çarþýya çýkan askerin hunharca vurulmasý ve yapýlan diðer vahþice yapýlan katliamlar sonucundaki hayatýný kaybeden 40 can ‘kontrol edilemeyen kitlelerce’ mi öldürüldü? Yapmayýn.
Yakýlan onca araçlarý, kamu binalarýný, kullanýlamaz hale getirilen okullarý ve özel iþyerlerini saymýyorum bile. Sonuçta yakýlanýn da yýkýlanýn da tamiratý, tadilatý ve telafisi pek ala mümkün. Ya giden canlarý?
Peki bütün bu olup bitenlerin sorumlusu kim?
Kandil mi? HDP mi?
Çözüm sürecine ve demokrasiye ihanet edenler kimler? Kimler ihanet ettik itirafýnda bulunacak?
Misal “Bundan böyle her yer Kobane’dir” çaðrýsý yapan Selahattin Demirtaþ ‘Evet, biz ihanet ettik” dese olur mu?
Ya ‘Kobane düþerse çözüm süreci biter’ tehdidi savuran Kandil açýklama yapsa?
Bütün bu olup bitenlerin sorumlusu HDP’nin þuursuzluðundan ve Kandil’in barýþ sürecine zaten baþýndan bu yana karþý çýkmasýndan kaynaklanýyor diyebilir miyiz?
Açýkça söylemeliyim ki, evet, ben 6-7 Ekim öncesine kadar aynen böyle düþünüyor ve buna inanýyordum.
Ama artýk deðil.
Evet Ýmralý’nýn barýþý istediðini sanýyordum...
Evet, Kandil’de bir kanadýn savaþta ýsrar ettiðini düþünüyordum.
Artýk bütün yaþadýklarýmýzýn tek sorumlusunun Ýmralý olduðunu Kandil’in emir kulu olduðuna inanýyorum.
***
Paris suikastýna raðmen barýþta ýsrar eden, BDP’ye ‘Gidin adam olun, siyaset yapmayý öðrenin, demokratik siyaset yapmayý öðrenin’ diye kýzan, siyasi kadrolarýný ikna etmekte zorlanan, Kandil’le ters düþmemek adýna idare etmeye çalýþan bir Öcalan yok.
Hiç bir þey Öcalan’a raðmen yapýlmýyor. Hele hele 24’teki programýma davet ettiðim Muhsin Kýzýlkaya’nýn ‘Ne diyorsunuz Kandil’deki bir sandalyenin yeri deðiþmez Öcalan’ýn haberi olmadan” sözlerinden sonra bütün bu olup bitenlerin asýl sorumlusunun Öcalan olduðu konusundaki inancým pekiþtiðini söylemeliyim.
Baþbakan Yardýmcýsý Yalçýn Akdoðan’ýn Kobane ve 6-7 Ekim olaylarýna dair yaptýðý açýklamadaki ‘6-7 Ekim olaylarýnýn arkasýnda Öcalan var” sözü daha bir anlam kazandý. Sayýn Akdoðan’ýn açýklamasýný ‘Olan bitenin farkýnda olmadýðýmýzý zannetme her þeyin farkýndayýz’ olarak okudum.
Ne yalan söyleyeyim Öcalan’ýn bu iki yüzlülüðünün farkýnda olunmasýna sevindim. Ve bunun çözüm sürecinin önemli aktörlerinden olan Yalçýn Akdoðan tarafýndan yüksek sesle ‘adrese teslim’ olarak söylenmesine de...
Öcalan içeride olduðu için siyasetçilerini ve Kandil’i kontrol altýnda tutmakta zorlandýðýný sanýyorduk/sanýyordum. Ben öyle yorumluyordum.
Öyle ya Selahattin Demirtaþ bir efelenip “açlýk grevi” baþlatýyordu sonra Öcalan bir höd deyince bir anda uslu çocuða dönüþüyor sanýyorduk. Hakeza Kandil’in Ýmralý’ya kafa tuttuðunu zannediyordum.
Sonra Ýmralý Selahattin Demirtaþ’a haddini bildiriyor vesaire.
Yok böyle bir þey...
O halde...
Öcalan’ýn iki yüzlü davranmasýnýn önüne geçilmesi lazým. Ýmralý’ya giden heyette sadece HDP’liler olmasýn. Kardeþi de gidecek olsa ziyaretleri açýk olsun ve ne konuþtuðu ne mesaj gönderdiðini tüm kamuoyu bilsin. 1984 yýlýndan bu yana yapýlan katliamlarýn sorumlusu olan birisinin özel aile ziyaretleri olmamalý. Madem ki bu aile ziyaretleri Kandil’e mesaja dönüþüyor. Açýk olsun her þey...
Öcalan Kürt meselesinin çözümünü Türkiye’nin demokratikleþme sorunu olarak mý görüyor? Yoksa kafasýnda hala demokratik özerklik var? Ana dilde eðitim resmi olarak kabul edilse dahi umurunda deðil mi?
Bilelim.
Ama önce çýksýn ve ‘6-7 olaylarýnýn sorumlusu benim ihanet ettim’ desin.
Evet. Çýksýn ve özür dilesin. Ben ihanet ettim, desin. Herkesin gözünün içine bakarak desin.
Öcalan’ýn yapmasý gereken budur? Ýki yüzlülüðü býrakmalý. Gerçekte çözüm sürecine dair ne düþündüðünü bilmek hepimizin hakký..