Çim ama, o biçim!

Artık Anadolu kulüplerinin de yeterli, güzel ve modern statları var. Süper Lig’den vazgeçtim; diğer alt liglerde oynayan bir çok kulüp de yeni ve kaliteli statlara sahip... Daha güzellerinin de inşaatları sürüyor.

Ancak ne kadar modern olursa olsun, tüm statların ortak derdi; çimler... Bakımını ciddiye almıyoruz, yeterli yatırım yapmıyoruz ve uluslararası kalite standardını bir türlü tutturamıyoruz. Bu yüzden de, (Özellikle kış aylarında) çok kötü zeminlerde maç oynamak zorunda kalıyoruz.

Bir ülkenin tamamına yayılan statlarındaki tüm çimler, nasıl oluyor da aynı kaderi paylaşır?

Serildikten üç-beş aya kadar gözleri okşayan yeşil zeminler, o süreden sonra neden kalitesini kaybeder?

Çim için sarfedilecek çabanın ve yatırımın gerekliliği ya da sürekliliği konusunda zihnimizde yeralan mental boşluk; işin ciddiyetini kavramamıza engel oluyor. Elbette hepimiz yeşil çim istiyoruz ama; bu isteği bilinçle beslemediğimiz için, kalitedeki sürekliliği de sağlayamıyoruz.

***

Trabzonspor tesisleri, Türkiye’nin modern anlamda ilk kez çim uygulamasına tanık olmuş bir antrenman sahasına sahiptir. Mehmet Ali Yılmaz’ın başkanlığı döneminde yapılan çim zemin, gösterişli bir törenle hizmete girmişti ama; büyük bir sırrı içinde barındırıyordu. Çimler yanlış sulama ve bakım nedeniyle tamamen sararmıştı. Törende yeşil görünsün diye, Karadenizli pratik zekasıyla sararan zemin yeşile boyanmıştı. “Bakımı sürüyor, zarar görürür” gerekçesiyle kimse zeminin üstüne alınmadı. Herkes uzaktan baktı ve şaşılacak şekilde (Başkan Mehmet Ali Yılmaz dahil) kimse ne olduğunu anlamadı.

O dönem televizyonlarda program yaptığım için, törene katılmak üzere Trabzon’a gitmiştim. Sabah otelden erken kalkıp bir daha uyku tutmayınca; o gün açılış töreni yapılacak “Türkiye’nin ilk çim zemini”ni bir an evvel görmek umuduyla, sabahın epey erken saatlerinde tesislere gitmiştim ve boyama işlemini kendi gözlerimle görmüştüm. Beni farkedenler paniğe kapılıp etrafımı sardı, kimseye bir şey söylememem için benden yemin aldılar. “Başkan bunu duysa hepimizi kulaklarımızdan tavana asar” diyorlardı.

Onları ele vermedim. Tören de, yeşile boyanmış çimlerle çok gösterişli bir şekilde yapıldı (!)

Bu sır tam 25 yıl saklandı.

***

Anlayacağınız, çimler konusundaki özrümüz ruhumuzda yatıyor... Avrupa’nın en sert kışının Rusya’da geçtiğini herkes biliyor ama; şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, tüm statları her koşulda yemyeşildir. Önemli olan elbette yapmak, ama daha önemlisi bakmaktır.

Gel de bunu bizimkilere anlat!