Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý kurulan düzen, kurucudan daha ziyade baþkasýný yani Çin’i bir numaralý zengin olarak meydana çýkardý. Amerika’nýn uzun zamandan beri doðuya kayan ekonomik hatlarýn önünü kesme çabasý, esasýnda Çin’in önünü kesme gayretidir hem de!
Çin; parayý basandan daha fazla rezervleri ile yeni ekonomik sisteme kendi þartlarýný dayatabilecek güç olarak görülse de, esasýnda elindeki rezervin merkezi Amerika’dýr. Dolayýsý ile ABD’nin yaþamasýna, onun para biriminin var oluþuna, en az Amerika kadar Çin taraftardýr.
Lakin Çin savaþmadan kazanma yolunu benimsediði için sessiz devrimlerden yana tavýr sergilemektedir. Evet, bugün cebindeki para herkesten daha fazladýr. Hatta isteyene finansal destek veya yatýrým saðlamaktadýr. Lakin bu durum, küresel medeniyete dönüþebileceðini garantileyen bir durum deðildir!
Çin nüfus etkisi olarak tüm çevre ülkeleri de ürküten bir noktadadýr. Bugün ortaðý ve müttefiki olarak görülen Rusya’nýn bile, ilerideki kâbusu olarak karþýmýza çýkacaðýný da unutmamak lazým. Ayrýca Kazakistan steplerini, Orta Asya topraklarýnýn esas demografik tehdidi olarak yorumlanmakta! Çin’in kendi topraklarýndaki, kendinden olmayanlara karþý baskýcý bakýþ açýsý küresel paraya sahipliðin, küresel medeniyet bayraktarlýðýný da yapabileceði kanaatini oluþturmamakta!
Müslümanlara karþý tutumunu, her ne kadar da radikal içerikli yorumlara baðlasa da, yerine oturmayan bir gerçeklik var ortada.
Çin’in; kendi ülkesinde yaþayan kendi vatandaþlarýyla barýþamayan bir zihniyeti sürdürdüðü sürece, dünyadaki nizama katkýsý olabileceði yorumu, yanlýþtýr!
Doðu Türkistanlý Müslümanlara bakýþ açýsýný gözden geçirdiðimizde, bunu açýk ve net görebiliyoruz. Evet, Amerika bu durumu kendi lehinde cidden kullanmakta… Ona göredir ki; Doðu Türkistanlýlara karþý duyduðu bir sempati söz konusudur. Ona göredir ki; rakibinin yumuþak karnýný ve oradaki zafiyetini iyi bilmekte. Ýþte tam da bu nedenle Çin’in þimdiki küresel olaylara küresel aktör gibi bakma zorunluluðu söz konusudur. Parasý olmasý, “her þeye hâkimiyeti var” anlamý taþýmamakta! Yeni ticari hatlarýn, özellikle yeni Ýpek Yolu Projesinin; “tek yol, tek kuþak” fikrini sahiplenmeye çalýþan Çin, öncelikle içindeki kendi kültüründen olmayanlara bakýþ açýsýný tolere etme mecburiyetindedir. Aksi takdirde rakibinin durmadan bu durumu kullanarak dengeleri etkileme gayreti, sadece Çin’i deðil, küresel sistemi de etkileyecektir. Küresel medeniyet olma kabiliyeti, her devletin geleneðinde yoktur. Kendinden olmayanlara da, en az kendin kadar kapý açmayý becerenler, küresel medeniyetin temsilcisi veya hamisi olabiliyorlar. Amerika’yý, Çin’den farklý kýlan, her ne kadar da bunu göstermelik yapsa da, halen kendinden olmayanlara saygý duyma becerisi ile alakalýdýr. Anlaþýlmasý gereken bir durum var. O da þudur ki; küresel medeniyet alt yapýsý olmayanýn elinde ne kadar para olursa olsun, onu kalýcý küresel aktör yapmaz ve yapamaz! Esasýnda Çin’in bu konu üzerinde düþünmesi gerekmektedir…