Çýplaklýðýn taarruzu

Erkekliðin (erillik) tahakkümünden bahsediliyor. Erkeðin hiyerarþik, ataerkil, gelenekçi tutumlarýyla diþil insanlar (kadýnlar) üzerinde baský yaptýðý söyleniyor. Hatta toplumsal cinsiyet eþitlikçileri, kadýn-erkek iliþkisini tamamen bu bakýþ açýsýyla ele alýyorlar. Fakat pratikte yaþadýðýmýz baþka önemli geliþmeler var. Özellikle son bir iki yýldýr bir hayli belirgin pratikler bunlar. Diþiliðin beden üzerinden taarruzu!

Kýzlar ve kadýnlar göbeklerini açýyor, bedenlerinin çoðunu görünür hale getiriyorlar ve bacaklarý-kollarýyla çýplak halde dolaþýyorlar. Bu çýplaklýk, cami avlularýna kadar sarkýyor. Ýlginç bir biçimde baþörtülü, vücudu tamamen kapalý olan kýzlar ve kadýnlar da çýplaklýðýn aylaklýðýný yaþayanlarla beraber olmaktan hiç rahatsýz olmuyorlar. Sakallý dindar erkekler de öyle. Baþörtü, artýk utanma duygusunu taþýmýyor üzerinde. Elbette utanma salt baþörtü veya çarþafla ilgili bir duygu da deðil. Ama bedeni, çýplaklýðý anlatýyoruz.

Beden, utanma konseptinden çýkýyor. Kendisini açan, gösteren, sahneleyen bir alana dönüþüyor. Kamusal alanlarda sýnýr tanýmaz performanslara giriyor. Bunlar belki de kadýnýn realitelere karþý tenle ortaya çýkan baþkaldýrýlarý. Patronun, kocanýn, babanýn ürettiði sýnýrlamalarý, yaþadýðý sorunlarýn kökeni olarak algýlýyor. Siyasete muhalefetini de tenle yapýyor. Yeni popüler kadýn kültürü bunu destekliyor.

Herhalde kadýnlar, toplumsal hayatýn ürettiði mutsuzluklarý bedensel özgürlükleriyle aþabileceklerini düþünüyorlar. Bundan dolayý da bedeniyle ayrýcalýðýný ve serbestliðini göstermek istiyor. Haz ve estetiðini ten üzerinden anlatýyor. Erkeðe karþý özgürlük ve kendisi için özgürlük..."Ben böyle istiyorum" bilinci... Fakat temelde yine erkekler iktidarýnýn ürettiði bir ten sunma gayreti hâkim. Çünkü reklam, sinema, popüler kültür, siyasi deðiþim aktörleri, sosyal medya fenomenlerinin çoðu erkek. Onlar insanýn temel içgüdülerini yönlendirme peþindeler. Bunu paraya çevirmeyi iyi biliyorlar. Kadýn bedenini cinselliðe boyayan "ten endüstrisini" kurmuþlar. Moda, giyim, parfüm, plaj, tatil, turizm alanlarýndaki tüketim ve beðeni talebinin üretilmesi bu endüstri ile gerçekleþiyor.

Kadýnýn bu açýlmasý-saçýlmasý, ciddi anlamda bir taarruzdur. Tenin, arzunun ve cinselliðin taarruzudur. Bütün erkekler, tensel tazyike maruz kalýyor. Gözünü nereye çevirirse çevirsin çýplaklýðýn tazyiki altýndadýr. Metroda yürürken, kafede otururken, kampüslerde yaþarken, sokaklarda dolaþýrken her an bu tensel baský altýndadýr. Uyarma, etkileme, hayran býrakma, istekli kýlma, þaþýrtma, dikkat çektirme taarruzlarý ile yüz yüzedir. Yollarda, billboardlardaki kadýnlarýn kýþkýrtýlmýþ çýplak imgeleri de sürücülere yoldaþlýk yapýyor!

Bütün erkekler tensel taarruzun karþýsýnda bir ava dönüþüyor. Diþilik, Foucault'un dediði gibi bir panipticon (büyük göz) haline gelir. Kadýn, ten kesilir. Tensel göz, eril olaný kontrol etmek, uyarmak, etkilemek ve þaþýrtmak için tazyik halindedir. Ýçgüdüleri mutlak, hegemonik ve tartýþýlmaz alana çevrilir. Büyük bir cüretkârlýk! Bu cüretkârlýk ahlaký ve inancý hiçe sayýyor. Utanmanýn bütün kodlarýný alt üst ediyor. "Umurumda mý utanma", diyor.

Kadýn ya da erkek toplumda yaþar. Baþkalarýný (toplumu) mutlak görüp özneliðini yok saymak ne kadar sorunluysa, ayný þekilde baþkalarýný (insanlar) tamamen yok sayarak özne olmaya çalýþmak da ayný düzeyde sorunludur. Özne ve toplum iliþkisi dengeli, karþýlýklý açýk algýya ve karþýlýklý kabule (Hegel buna tanýnma der) dayanýr. Hem erkek hem de kadýn toplumla etkileþim sonucunda "tanýnma" imkânýna kavuþur. Özne, toplumsal uzlaþýyý ve ahlak sýnýrlarýný tanýmaz ve tenselliði merkeze alýrsa taarruz üretir. Yaþadýðýmýz ve kadýn üzerinden ortaya çýkan çýplaklýk taarruzu budur.

Erkekliðin (erillik) tahakkümünden bahsediliyor. Erkeðin hiyerarþik, ataerkil, gelenekçi tutumlarýyla diþil insanlar (kadýnlar) üzerinde baský yaptýðý söyleniyor. Hatta toplumsal cinsiyet eþitlikçileri, kadýn-erkek iliþkisini tamamen bu bakýþ açýsýyla ele alýyorlar. Fakat pratikte yaþadýðýmýz baþka önemli geliþmeler var. Özellikle son bir iki yýldýr bir hayli belirgin pratikler bunlar. Diþiliðin beden üzerinden taarruzu!

Kýzlar ve kadýnlar göbeklerini açýyor, bedenlerinin çoðunu görünür hale getiriyorlar ve bacaklarý-kollarýyla çýplak halde dolaþýyorlar. Bu çýplaklýk, cami avlularýna kadar sarkýyor. Ýlginç bir biçimde baþörtülü, vücudu tamamen kapalý olan kýzlar ve kadýnlar da çýplaklýðýn aylaklýðýný yaþayanlarla beraber olmaktan hiç rahatsýz olmuyorlar. Sakallý dindar erkekler de öyle. Baþörtü, artýk utanma duygusunu taþýmýyor üzerinde. Elbette utanma salt baþörtü veya çarþafla ilgili bir duygu da deðil. Ama bedeni, çýplaklýðý anlatýyoruz.

Beden, utanma konseptinden çýkýyor. Kendisini açan, gösteren, sahneleyen bir alana dönüþüyor. Kamusal alanlarda sýnýr tanýmaz performanslara giriyor. Bunlar belki de kadýnýn realitelere karþý tenle ortaya çýkan baþkaldýrýlarý. Patronun, kocanýn, babanýn ürettiði sýnýrlamalarý, yaþadýðý sorunlarýn kökeni olarak algýlýyor. Siyasete muhalefetini de tenle yapýyor. Yeni popüler kadýn kültürü bunu destekliyor.

Herhalde kadýnlar, toplumsal hayatýn ürettiði mutsuzluklarý bedensel özgürlükleriyle aþabileceklerini düþünüyorlar. Bundan dolayý da bedeniyle ayrýcalýðýný ve serbestliðini göstermek istiyor. Haz ve estetiðini ten üzerinden anlatýyor. Erkeðe karþý özgürlük ve kendisi için özgürlük..."Ben böyle istiyorum" bilinci... Fakat temelde yine erkekler iktidarýnýn ürettiði bir ten sunma gayreti hâkim. Çünkü reklam, sinema, popüler kültür, siyasi deðiþim aktörleri, sosyal medya fenomenlerinin çoðu erkek. Onlar insanýn temel içgüdülerini yönlendirme peþindeler. Bunu paraya çevirmeyi iyi biliyorlar. Kadýn bedenini cinselliðe boyayan "ten endüstrisini" kurmuþlar. Moda, giyim, parfüm, plaj, tatil, turizm alanlarýndaki tüketim ve beðeni talebinin üretilmesi bu endüstri ile gerçekleþiyor.

Kadýnýn bu açýlmasý-saçýlmasý, ciddi anlamda bir taarruzdur. Tenin, arzunun ve cinselliðin taarruzudur. Bütün erkekler, tensel tazyike maruz kalýyor. Gözünü nereye çevirirse çevirsin çýplaklýðýn tazyiki altýndadýr. Metroda yürürken, kafede otururken, kampüslerde yaþarken, sokaklarda dolaþýrken her an bu tensel baský altýndadýr. Uyarma, etkileme, hayran býrakma, istekli kýlma, þaþýrtma, dikkat çektirme taarruzlarý ile yüz yüzedir. Yollarda, billboardlardaki kadýnlarýn kýþkýrtýlmýþ çýplak imgeleri de sürücülere yoldaþlýk yapýyor!

Bütün erkekler tensel taarruzun karþýsýnda bir ava dönüþüyor. Diþilik, Foucault'un dediði gibi bir panipticon (büyük göz) haline gelir. Kadýn, ten kesilir. Tensel göz, eril olaný kontrol etmek, uyarmak, etkilemek ve þaþýrtmak için tazyik halindedir. Ýçgüdüleri mutlak, hegemonik ve tartýþýlmaz alana çevrilir. Büyük bir cüretkârlýk! Bu cüretkârlýk ahlaký ve inancý hiçe sayýyor. Utanmanýn bütün kodlarýný alt üst ediyor. "Umurumda mý utanma", diyor.

Kadýn ya da erkek toplumda yaþar. Baþkalarýný (toplumu) mutlak görüp özneliðini yok saymak ne kadar sorunluysa, ayný þekilde baþkalarýný (insanlar) tamamen yok sayarak özne olmaya çalýþmak da ayný düzeyde sorunludur. Özne ve toplum iliþkisi dengeli, karþýlýklý açýk algýya ve karþýlýklý kabule (Hegel buna tanýnma der) dayanýr. Hem erkek hem de kadýn toplumla etkileþim sonucunda "tanýnma" imkânýna kavuþur. Özne, toplumsal uzlaþýyý ve ahlak sýnýrlarýný tanýmaz ve tenselliði merkeze alýrsa taarruz üretir. Yaþadýðýmýz ve kadýn üzerinden ortaya çýkan çýplaklýk taarruzu budur.