Çıraktan ustaya yemekler

Çocuğunuz  tüm salonu adeta duvar kağıdı gibi elindeki boyalarla boyayarak mahvetseydi tepkiniz ne olurdu? Bir duvar kağıdı formatında, devasa bir çalışmadan söz ediyorum. Yetişemediğim yerler için koltuğun tepesine tüneyerek incelikle yaptığım, görenlerin donakaldığı bir çalışmadır kendisi. Anlatılası bir durum değil yani. Annemin tepkisi şöyleydi: “Fena değil ama bunu hocana gösteremezsin.”

Bu en uç örnekti ama resim merakım yüzünden çizip boyamadığım bir yer kalmamıştı evde. Annemin her defasında tepkisi son derece soğukkanlıydı. Dışarıda kar var diye ablamla halıları kaldırıp evde paten yaptığımız günü söylemiyorum bile. Bu yüzden bir fiske bile yemedim. 

Şimdi düşündüğümde annemi anlatan en önemli kelimelerden birinin ‘sabır’ olduğunu anlıyorum. Annem müthiş bir kadındır. “Anne” denince aklıma annem gibi kadınlar gelir. Sabahın köründe okula giderken yumurtası, sütü eksik olmayan kahvaltı sofraları; beslenme çantama koyduğu sürprizler; öğlen okuldan eve döndüğümde sadece benim için hazırlanmış sofra ve her seferinde yanında bana yazdığı küçük bir not. Senelerce bitmeyen bir adanmışlık. 

ENGİNARI LOKUM GİBİ YAPAR

Hala ziyarete gideceğim zaman kaldığım her gün için en sevdiğim yemekleri sıraya koyar. Hiç üşenmez. Bir de der ki “Sen artık benden güzel yapıyorsun ama dinlen, hem özlemişsindir.” Ah Aysel Hanım, hem de ne çok özlüyorum bir bilsen...

Her annenin yemekleri çocuğuna en güzeli gelir ama Aysel Hanım’ın yemekleri tüm arkadaşlarımın da efsanesidir. Kocam, geçenlerde bir arkadaşımıza İzmir enginarını anlatıyordu “Aysel anne bir enginar yapar ki lokum, lokum!” derken buldum onu...  Yaaaa işte böyle Aysel Hanım, senin yemeklerini tadanın şakülü kayıyor.

Şimdi ‘annemin yemekleri’ diye bir kitap yapsam onun yaptığı lezzeti yakalayabilir miyiz? Hiç sanmıyorum. Ben ondan hiçbir tarifi tam alamam. Sakın yanlış anlamayın, bayılır paylaşmaya ama ona önemsiz gelen öyle tüyoları vardır ki söylemeyi unutur. Yemeğe imzasını atan da o tüyolarıdır zaten. Sanırım kendi mutfağımın tüm sırlarını sizlerle paylaşmamın sebebi bu. Aslında yemek yapmaya olan ilgim onu izleyerek başladı. Onunla alışverişe giderek de çok şey öğrendim. Et nasıl seçilir, enginarın iyisi nasıl anlaşılır?

BENDEN SANA KÜÇÜK BİR SOFRA

Ve annecim, şimdi bu sofra senin için. Aramızda kilometreler var ve annem ağır bir grip geçiriyor. Şu anda eminim en çok istediği şey tavuk suyuna şehriye çorbası. Her çocuk gibi ben de bilirim annemin sevdiği tatlıyı, salatayı her yemeği...

Derler ya “Sırtımda taşısam bana yaptıklarının karşılığı olmaz” diye, aslında aynen öyle hissediyorum ama benden küçücük bir sofra işte! Bugün senin için yazıyorum annem... En sevdiklerini tek tek paylaşıyorum. Sanırım ilham gelerek hazırladığım balık çorbama da bayılacaksın! Senin ve tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun. 

ZUZU’NUN YAVRULARI CİCİ ANNE ARIYOR

VE yılın ilk bahar müjdesi! Star gazetesinin güzeller güzeli kedisi Zuzu, geçen hafta yeni bebeklerini dünyaya getirdi. O henüz çiçeği burnunda bir anne. Annelerin en tatlılarından. Annem derdi ki “Kediler, köpekler anne olmasın.” Kediler hakikaten bir başka düşkündür bebeklerine, bir dakika ayrılmıyor bebeklerinin başından. Patilerinin arasındaki minik yumaklara bir itina, bir sevgi anlatamam. Kutusu, yemekleri, tüm ihtiyaçları fahri anneleri olan ekimizin biricik sevgili görsel yönetmeni Mana Güzey tarafından tam tekmil hazırlandı. Anneleri gibi onları pamuklara sarıp sarmalayacak sahiplerinin olması gerekecek ki başlarına bir iş gelmesin buralarda. Bu güzeller güzeli melekler için bir ömür cici anneliğe adaysanız maillerinizi bekliyorum!

Anneler Günü Mönüsü

* Balık Çorbası 

* Ispanakla karışık ot haşlama 

     (Limonu mutlaka sofrada eklenecek.)

* Havuç salatası

    (Üzerinde mutlaka hurma zeytin bulunacak.)

* Kalkan balığı tava

     (Yanında tuzla ovulup buharda 

     haşlanmış patates olacak.)

* Herhangi bir meyve tatlısı

    (Balkabağı veya ayva olabilir ama ne 

    olursa olsun üzerine mutlaka suda 

    beklemiş bol ceviz ilave edilecek.)

Balık çorbası

MALZELEMER:  * 4 iskorpit balığı* 1 levrek * 1  kök kereviz * 200 gr beyaz midye (vongole) * 1 kuru soğan* 1 patates * 1 limon * 2 yemek kaşığı un * 1 litre su  * Taze soğan, maydanoz, tuz ve karabiber

Yapılışı: İskorpitleri ve levreği bir litre suda 15 dakika haşlayın. Balıkların kılçıklarını temizleyip iri parçalar halinde tencereye alın. Suyunu (kılçık olmadığına emin olun) blenderdan geçirin ve balığın üzerine aktarın. Tekrar ocağa alın, kaynamaya başladığında un ve limonu çırpıp ekleyin, biraz kıvam aldığında vongoleleri ekleyip 1-2 dakika midyeler açılana kadar bekletin ve kaselere paylaştırın. Üzerine ince kıyılmış taze soğan ve maydanoz serpip servis yapın.

NOT: Vongole yerine başka bir midye çeşidi de kullanabilirsiniz. Midyeleri satın aldıktan sonra suda ve buzdolabında mufafaza edin. Açık olanları atın. Midyeler tamamen kapalı olmalı, haşlandığı zaman açılmalı.

Kabak tatlısı

MALZELEMER (6-7 KİŞİLİLİK): 

* 4 dilim balkabağı  * 2 su bardağı toz şeker * 2 yemek kaşığı kireç 

* 1 çay bardağı su * Yarım limon suyu * Yeteri kadar kırılmış ceviz 

* Taze süt kaymağı

Yapılışı:  Kabağı dilimleyip yıkayın. Kireci beş litre suyla karıştırıp bir saat dibe çökmesini bekleyin ve suyunu başka bir kaba alın. Kabakları içine atıp bir saat bekletin ve çıkarıp yıkayın. Bir tencereye kabakları dizip şekeri dökün, kapağını kapatıp bir gece buzdolabında bekletin. Ertesi gün ocağa alıp bir çay bardağı su ekleyerek yumuşayana kadar kısık ateşte pişirin. Limon suyunu ekleyip iki dakika sonra ocaktan alın. Kaymak ve cevizle servis edin.