Efendim, borsada ilk çeyrek bilançolarý geldiðinde bir deðerlendirme yapmýþ, bu deðerlendirme “Reisçi yazarlar” tarafýndan infialle karþýlanmýþ... Mesele borsadaki hýzlý yükselmenin nedeninin ne olduðuymuþ ve “Reisçiler” doðal olarak bu durumun ekonominin iyi yönetildiðine delil olmasýný arzuluyorlarmýþ...
Böyle diyor, eski Baþbakanýn “kültür küpü” Baþdanýþmaný Etyen Mahçupyan...
Kültürlü ama galiba ne dediðini bilmiyor.
Ne dediðini bilmediði için, karþý tarafýn neye itiraz ettiðini de bilmiyor.
Esasýnda neyi tartýþýyor ya da tartýþtýðýný zannediyor?
Muhatabýný nasýl çürütmüþ oluyor?
Hangi ekonomik geliþmelere ya da vaki “kötü tablo”ya bakarak ona hak vermeliyiz?
Ne oldu ki ya da bilmediðimiz hangi geliþmeler yaþandý ki, bizden bir “haklýlýktan” seslendiðini düþünmemizi istiyor?
Biz de bunu bilmiyoruz iþte...
Bir tarihte, borsanýn yükselmesini “kötü ekonomik gidiþata” baðlayan bir yazý yazmýþtý.
Kötü olan sadece ekonomi mi?
Baþdanýþmana göre her þey kötü.
Erdoðankötü.
Erdoðan’ýn çevresi kötü.
Memleket kötü.
Siyasi durumumuz kötü.
Merkel’in karþýsýndaki pozisyonumuz kötü.
Üstelik her yanda “popülizm” ve “hamaset” egemen...
Her þey bu kadar kötüyken, borsadaki arýzi yükseliþ nasýl olur da iyiye iþaret olarak yorumlanabilirmiþ! Çünkü sanayi ve hizmet sektörünün genelinde “iflaslar” artabilir, iþsizlik “çift haneli rakamlarda” kemikleþebilir, “genç iþsizliði” yüzde yirmiyi geçebilir, enflasyon yüzde 12’ye, kredi faizleri yüzde 15’e oturabilir, büyümede yüzde 3’te sýkýþýp kalýnabilirmiþ...
Baþdanýþman bu “kýymetli” öngörülerini sýraladýktan sonra memlekette þunlar oldu:
Enflasyon düþtü.
Büyüme rakamý ilk çeyrekte 5’e yükseldi.
Hizmet sektörünün genelinde beklenen iflaslar yaþanmadý.
Ýhracat rakamlarý arttý.
Ýþsizlik çift haneli rakamlarda kemikleþmedi. Bilakis, küçük de olsa bir düþüþ yaþandý.
Bunlar oldu ama Baþdanýþman ýsrarla haklý çýkmak istiyor.
Haklýlýðýný kanýtlamak için de, bazý büyük firmalarýn ve bankalarýn durumunu örnek gösteriyor:
Bu firmalarý ve bankalarý bir araya getirdiðimizde (küresel iþtahýn etkisini de akýlda tutmalýymýþýz) yirmi kadar þirketin ‘sýradýþý’ kârlar elde ettiðini görürmüþüz. Ýþte bu hisselerdeki fiyat artýþý borsa endeksini yükseltiyormuþ.
Bunlarý dedikten sonra da, bütün iddialarýnýn altýný boþaltan þu tuhaf cümleyi kuruyor: “Borsa endeksinin yükselmesi ille de ekonominin kötü yönetildiðine delil teþkil etmiyor...”
Neyi çürütmüþ oldu bilmiyorum ama biz de baþtan itibaren bunu söylüyoruz.
Kendi adýma, hiçbir zaman ekonominin iyi olduðunu söylemedim. Kötü olduðunu da söylemedim. Zaten anlamam bu iþlerden.
Borsadaki hýzlý yükselmenin ekonominin çok iyi yönetildiðine delil teþkil etmesi gerektiðini de düþünmedim. Böyle bir arzuya kapýlmadým.
Diyorum ya, anlamam bu iþlerden.
Sadece, “Neye dayanarak borsanýn yükselmesini kötü ekonomik tabloya baðlýyorsun?” diye sordum. (Ki, bütün dayanaklarý elinde patladý. Bu gol biraz zor çýkar!)
Evet, “kötü ekonomik tablo” borsa spekülatörleri için fýrsat oluþturabilir ama (rakamlar spekülatif deðilken) Türkiye’deki hareketlenmeyi buna baðlamak hakkaniyetle, özellikle namuslu aydýn tavrýyla ne kadar baðdaþýr?
Daha doðrusu, baðdaþýr mý?
Hem hiçbir tahminin tutmayacak ve buna raðmen haklý çýkmak için çýrpýnýp duracaksýn (yazdýklarýnla kendi kendini tekzip edeceksin), hem de “Reisçi” diye saða sola laf yollayacaksýn... “Reisçi” sýfatýný da hakaret niyetine kullanacaksýn.
Biz amatörüz.
Senin akçalý “profesyonel” Davutçuluðunun yanýnda bizimkinin lafý mý olur?