Clinton ile buluþma ve terör

Terörizmle Mücadele Küresel Forumu”, Türk kamuoyunda fazla dillendirilmeyen, hayli ilginç bir yapýlanma... 22 Eylül 2011 günü, Amerikan Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton’un giriþimiyle New York’ta hayata geçirildi, ikinci toplantýsý bugün Ýstanbul’da yine Clinton’un katýlýmýyla gerçekleþecek. Çünkü, Türk Dýþiþleri Bakaný Prof. Dr. Ahmet Davutoðlu ile Hillary Clinton, bu, küresel terörizmle mücadelede hemen önemini hissettiren bu giriþimin “eþ baþkanlarý...”

Bazý çevreler, Türkiye, küresel anlam ifade eden bir geliþmede “eþ baþkan” olduðunda hemen huysuzlanýyor, söz konusu Forum’u oluþturan 30 üyeyi sayayým da içleri biraz rahatlasýn: Türkiye ve ABD’nin dýþýnda, Cezayir, Avustralya, Kanada, Çin, Kolombiya, Danimarka, Mýsýr, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, Ýtalya, Japonya, Ürdün, Fas, Hollanda, Yeni Zelanda, Nijerya, Pakistan, Katar, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Ýspanya, Ýsviçre, Birleþik Arap Emirlikleri, Ýngiltere ve Avrupa Birliði bu forumun üyeleri...

Yani... Küresel terörizm konusunda “en hassas” devlet ve kurumlarýn oluþturduðu, dünyanýn bütün bölgelerinden devletleri barýndýran bir örgütlenme... Türkiye ile ABD “eþ baþkanlýðý” iki yýl sürdürecekler, bayraðý baþka ülkelere devredecekler...

“Terörizmle Mücadele Küresel Forumu”, insanlýðýn terörizm denilen “siyasalkanser” ile mücadele için bugüne kadar oluþturduðu en önemli ve kararlý yapýlanma olarak dikkat çekiyor. Dünyanýn “büyük güçleri” ilk kez, bir forumda “ortak mücadele mimarisini” oluþturmak amacýyla bir araya geliyor, bu çalýþmada da “dünyanýn yükselen güçlerini” dýþlamýyorlar...

Artýk, deðiþen kavramlar

Kabul edelim, 1970’lerden günümüze kadar uzanan süreçte, insanlýk terörizmle mücadele konusunda baþarýlý sýnav veremedi... Bu baþarýsýzlýkta en önemli nokta, “senin teröristin benim özgürlük savaþçým” yaklaþýmýnýn “sinsi varlýðýný” korumasýydý...

Özellikle büyük güçler “rakip” gördüklerinde yaþanýlan terörist geliþmeyi kendi dýþ politika hedefleri için “yararlý” bulduklarý sürece küresel terörist kalkýþmayla baþedilmesinin mümkün olmadýðý açýk bir gerçekti...

Forum, ilk kez, bu “çýkarcý” yaklaþýmý sonlandýracak nitelik taþýyor. Çünkü iþ terör denilen belaya gelip çattýðýnda, doðan kara delikte herkesin kaybolma olasýlýðý çok yüksek.

Bunu, artýk, George W.Bush yönetiminin Afganistan ve Irak’ta “küresel terörtehdidi”ni kullanarak baþlattýðý askeri serüvenlerden bir türlü kurtulamayan Amerika çok iyi biliyor...

Ama... Deðiþmesi gerekenler var

Ýþ, devletler arasýndaki iliþkilere geldiðinde konu hemen çatallaþýyor... Þu sözler Ýsrail Dýþiþleri Bakaný Avigdor Lieberman’a ait: “Amerikan yönetiminin bir hata sonucu ölümüne neden olduðu 24 Pakistanlý asker için özür dilemediði bir dünyada, kimse Ýsrail’den Mavi Marmara için özür bekleyemez...”

Daha bir kaç gün önce, El-Kaide’nin “iki numaralý adamý” olarak adlandýrýlan Ebu Yahya el-Libi’yi, Pakistan topraklarýnda gerçekleþtirdiði bir drone saldýrýsýyla öldürmekle övünen Amerika, 28 Kasým 2011’de “hata sonucu” 24 Pakistanlý askeri þehit etmiþ, bu olay karþýsýnda Obama yalnýz “üzüntülü olduklarýný” açýklamakla yetinmiþti.

Lieberman, uluslararasý sularda, bir gemide, silahsýz olarak bulunan 9 masum sivilin ölümüyle bu olayý birleþtirerek, belki de insanlýðýn önündeki en büyük sorunun “teröristleþme eðilimi gösteren devlet mekanizmalarý” olduðunu gösterdi.

Burada, Pakistan’ýn ilk kadýn dýþiþleri bakaný Hina Rabbani Khar’ýn, geçtiðimiz yýl New York’ta “Terörizmle Mücadele Küresel Forumu”nun kuruluþu sýrasýnda yaptýðý konuþmanýn ana noktasýna dikkat çekmekte yarar var: “11 Eylül terör saldýrýlarýndan önce ülkemde yalnýz bir tane bombalý intihar saldýrýsý yapýlmýþtý. Son 10 yýlda tam 300 bombalý saldýrý yaþadýk ve 5 bini güvenlik güçleri olmak üzere 35 bin insanýmýzý kaybettik...”

Sanýyorum, “iç bünyesinin gerçeklerinden çok küresel hesaplaþmalarýn yarattýðý terör dalgasýyla karþýlaþan” Pakistan’ý en iyi anlayacak devletlerin baþýnda Türkiye gelmektedir.

PKK... Nereye?..

“Hassas bölge”den akan “þehit haberleri”, Türkiye’yi geriyor... Belli ki terör örgütü, Türkiye’nin “demokratikleþme kararlýlýðýndan” rahatsýz... Küresel denklemde yerinin olmadýðýný, bir demokrasi ülkesinde silah kullanmanýn giderek yok oluþunu hýzlandýracaðýný anlamýþ durumda, yaþanýlanlar yüksek telaþýn eseri...

Ama canýmýz yanýyor...