Milliyet’te Mehmet Tezkan, Trump ile yerleþik ABD medyasý arasýndaki savaþtan yola çýkarak, Türkiye’deki hükümete yakýn medyaya gönderme yapmýþ.. Trump’ýn CNN için söylediði; “Ulusumuzu dünyada çok kötü temsil ediyor” sözünden yola çýkarak CNN’in verdiði cevabý taþýmýþ köþesine.. CNN’in; “ABD’yi dünyaya karþý temsil etmek bizim deðil sizin göreviniz. Bizim iþimiz haber yapmak..” dediðini hatýrlatmýþ ve alkýþlamýþ..“Gazeteciliðin evrensel tanýmý ve iþlevi budur.. Ýktidarlarýn sýrtýný sývazlamak, iktidarlara hoþ görünmek deðil, gerçeði yazmak, gerçeði söylemektir…” Ýyi de sözünü ettiðimiz yayýn kuruluþu CNN be kardeþim.. Kuruluþ ilkesinin gereði olarak 1991 Körfez Savaþý’nda, Saddam'ý kötülemek için 15 yaþýndaki bir kýzý kullanýp, bebeklerin kuvözde ölüme terk edildiði yalanýný söyleyen.. Petrole bulanmýþ karabatak görüntülerini servis eden.. 2003 Irak iþgali sýrasýnda Colin Powell'in Irak'ta kimyasal silah olduðu yalanýný bile bile yayan.. Saddam Hüseyin'in El-Kaide baðlantýlarýyla ilgili yalan ve fabrikasyon haberleri yapan CNN.. Gezi sýrasýnda kadrajýna giren tek bir açýdan kesintisiz yayýn yaparak Türkiye’de iç savaþ çýkmýþ gibi anlatan CNN.. Bize CNN’in ‘gazetecilik’ yapmak misyonuyla hareket ettiði palavrasýný yutturmasýn kimse..
Hesap askýya almak nedir ya hu?
Dev Genç, Twitter hesabýndan, Nuriye ve Semih davasýnýn hakim ve savcýlarýný açýkça ölümle tehdit etti.. Þehit savcýmýz Mehmet Selim Kiraz’ýn alnýna silah dayalý fotoðrafla verilen mesaj, çok açýk.. ‘Nuriye ve Semih serbest býrakýlmazsa siz de Kiraz gibi öldürüleceksiniz’ diyor Dev Genç.. Mesajýn aslýný bulmak için hesaba girdiðim vakit bir de baktým ki Twitter, hesabý askýya almýþ.. Kapatmýþ yani.. Ýlk bakýþta ‘aman da ne güzel yapmýþ’ diye yorum yazmýþ insanlar.. Ya hu delirdiniz mi?.. Ne güzeli? Bu ülkenin namuslu hukuk adamlarýný açýkça ölümle tehdit eden bir teröristi resmen saklamýþ oldular o hesabý kapatarak.. Þimdi yargý arasýn da bulsun bakalým kim yazmýþ o ölüm tehdidini..
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Eðitimde Finlandiya modelinin tartýþýldýðý bugün, Grigory Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabý yeniden gündeme geldi.. Arka arkaya iþgaller yaþayan Suomiler’in, nasýl baðýmsýzlýðýna kavuþtuðunu ve yükseldiðini anlatýyor.. Kitap Türkçe'ye Atatürk’ün emriyle kazandýrýldý.. Cumhuriyetin ilk yýllarýnda Finlilerin verdiði destansý mücadeleden hepimizin alacaðý dersler vardý.. Bir bataklýk, öyle kolayla ‘Beyaz Zambaklar Ülkesi’ olmuyordu… Suomi, ‘bataklýk’ demekti.. Kendilerine böyle diyorlardý.. Bataklýktan çýkmak için topyekun bir mücadele gerekiyordu.. Kavga millet tabanlý olarak verildi.. Atatürk okuyup hayran kaldýðý bu geri kalmýþlýktan kurtulma mücadelesinin Türkiye’ye de örnek olmasýný istiyordu.. Askeri okullarýn müfredatýna zorunlu olarak koydurdu.. Þimdi eðitimde Finlandiya modeli tartýþýlýrken yeniden akýllara geldi bu hikaye.. Peki ‘Finlandiya Modeli Eðitim’ ne?.. Þu… Özel okul yok. Okul rekabeti deðil aksine okul dayanýþmasý var.. Not yok, ödev yok, ders saatleri az.. Öðrenciler günde 4 saat ders yapýyor, küçük çocuklar oynayarak öðreniyor, sýnav yapýlmýyor. Sýnav yapýlan yüksek sýnýflarda ise sonuçlarý açýklanmýyor.. Sahiden bu sýra dýþý sistem ciddi ciddi tartýþýlýyor bugünlerde.. Getirilebilir mi, ülke gerçeklerine uygun mu, bilemem..