Çocuðun beðenilme ve takdir edilme ihtiyacý

Bu köþeyi takip edenlerin bildiði gibi çocuklara iyi ve kötü gelen yaþantýlarý tanýmlayýp sýnýflamaya çalýþýyorum. Metot olarak da belgelenmiþ travmatik yaþantýlarý ve olumlu anýlarý kullanýyorum. Dikkatimi çeken þeylerden biri de çocuklarýn “beðenilme ve takdir edilme” gibi temel ihtiyaçlarýnýn karþýlandýðýnda olumlu anýya, karþýlanmadýðýnda ise travmatik anýya dönüþmesi. Bugün size bu durumun örneklerini anlatacaðým.    

*** 

Çocuðun beðenilip takdir edilmesine dair anýlar: “Orta birdeydim köyden þehre gidip geliyordum okul için, 60’lý yýllardý. Ýftiharname almýþtým (takdir gibi üstün baþarýlý belgesiydi). Dedem çok mutlu olmuþ ve benim iftiharnamemi gömleðinin cebine sokup köy kahvesine arkadaþlarýna göstermeye gitmiþ. Sonra orada onu gören komþularýmýz bize tebrike gelmiþti. Büyüklerimin beni takdir etmesi beni okula ve okumaya karþý çok motive etmiþti. “ 

“Çocukluðum bayramlarda ve tatillerde babaannemin evinde geçti. Karnemi ne zaman götürsem yanaklarýmdan öper sonrada komþularýna, benim kýzým çok çalýþkan diye anlatýrdý.”

“Köyümüzde ilkokul yeni açýlmýþ, birinci sýnýfý, köye 5 kilometre mesafede olan Çaykara’da okumuþtum. Köyde okul açýlýnca ikinci sýnýfa oradan devam ettik. 19 numarayla okula ilk kaydolan ben olmuþtum. Ýlk gün öðretmen matematik dersi verdi. Okuldan çýktýk, koþtura koþtura caminin yanýna geldik, yolun ortasýnda taþlara oturduk. Ben hemen bir-iki arkadaþýma kafamdan problem uydurup sormaya baþladým, arkadaþlarým da bilemiyorlar ben de onlara nasýl çözüleceðini söylüyorum. Öyle dalmýþým ki, arkadan öðretmenim gelmiþ beni izliyormuþ onu fark etmemiþim. Sonra gelip baþýmý okþayýp bana aferin dedi. Öðretmenimin benim baþýmý okþayýp takdir etmesi benim sonraki tahsil hayatýma hep yansýmýþtýr. Ýlkokul boyunca hep matematik dersinde sýnýfýn birincisi olmuþumdur.” 

“8 ya da 9 yaþýndayken kýþ tatilinde karnelerimiz iyi geldiði için babam kardeþimle beni Minyatürk’e götürmüþtü.” 

“11 yaþýndaydým, voleybol maçýnda antrenör hocam vardý. Maç sýrasýnda bir yandan hocanýn gözünün içine bakýyordum bana taktik veriyordu ben de ne dediyse yaptým. Maç bittikten sonra takým arkadaþlarýmýn yanýnda da beni övmüþtü. Beni övmesinden ziyade benimle gurur durmasý beni mutlu etti. Bakýþlarýndan da benimle gurur duyduðunu anlayabiliyordum.”   

***  

Çocuðun takdir edilmeyip onaylanmamasýna dair anýlar: “Çocukluðum boyunca babamýn beni takdir etmesini bekledim. Baþarýlý olmamý isteyen biriydi. Elimden geleni yaptým ama ona yetmedi. Zamana zaman yakaladýðým baþarýlarý da tebrik etmedi. Bir yetersizlik duygum hep oldu. Baþarýsýzým ve beðenilmiyorum hislerim çok güçlü. Halen insanlarýn benim hakkýnda ne düþündüðünü merak eder anlamaya çalýþýrým.” 

“Bizim evde dikkati çekebilmemin tek yolu baþarýlý olmaktý. Sýnýfýn en iyi karnesine sahip olmanýz, okul takýmýna girmeniz, koroda þarký söylemeniz gerekliydi. Bunlarýn hiçbirinde en iyi olamadým. Ýyiydim ama en iyi olamýyordum.  Hep annem babam ne diyecek diye düþünürdüm. Gerçek hayatta baþaramadýðým þeyi hayallerde yapmaya baþladým. Sürekli “baþarý hayalleri” kurar oldum. Gerçek dünyadan zihin dünyasýna kaçtým. Hayallere dalmak gerçek dünyada var olan baþarýmýn da azalmasýna neden oldu. Sonuçta evde acýmasýzca eleþtirilmeye baþladým.” 

“Anneme göre benim her þeyim yanlýþ. Yeterince düzenli deðilim daðýnýðým. Elinden iþ gelmeyen biriyim. Pasaklýyým. Arkadaþlarýmý seçmeyi bilmem. Yanlýþ yapacaðýmdan sürekli denetlenmeliyim. Annemin beni beðendiði herhangi bir tarafýmýn olduðu konusunda þüpheliyim. Hayatým boyunca zihnimde yer eden bir beðeni cümlesi olmadý.”