Yalta’da II. Dünya Savaþý sonrasýnda bir araya gelen Roosevelt, Churchill ve Stalin yeni dünyanýn haritasýný 4-11 Þubat 1945 tarihleri arasýnda çizdi. Yalta buluþmasýnýn ana maddelerinen biri Ýsrail’in kurulmasýydý. Toplantýda bir Yahudi devleti kurulmasý için bastýran Stalin’dir. “Filistin Araplarýyla Yahudi sorununun tek çözüm yolu bir Yahudi Devletinin kurulmasýdýr!” (Ah Kudüs! Lapierre-Collins S 68-69) Yahudi lobiler ve localar aracýlýðýyla dünyanýn bütün önemli güçlerini ve sayýsýz entrika, þantaj, terörün acýmasýzlýðýný sonuna kadar kullanarak Ýsrail devletini kuran Siyonistler, yanlarýsýra kan ve ölüm getirdi bölgeye.
Arap topraklarý üzerinde bir Yahudi devleti kurabilmek için Filistin’deki Siyonist terör örgütü Hagannah’nýn Baþkaný Yigael Yadin “Dalet Planý”ný yaptý ve örgüt uygulamaya baþladý. Bu plana göre amaç Ýngiltere’nin Filistin’den çekilmesi sýrasýnda doðacak otorite boþluðundan, bir dizi terörist eylemi devreye sokarak faydalanmaktý. Ancak Hagganah’nýn hem silaha hem de insan gücüne ihtiyacý vardý. Bunu kim saðlayabilirdi? “ABD’de 3 milyondan fazla yaþýyordu ve Siyonizmin dünyadaki en güçlü merkeziydi. (US Foreign Relations Volume 5) Dünyadaki en güçlü ülke oloan ABD elbette Siyonist hedefler için biçilmiþ kaftandý. Daha sonra Ýsrail Baþbakanlýðý yapacak Golda Meir, Chicago’ya gitti. Roosevelt’în Maliye Bakaný, Yahudi kökenli, Henry Morgenthau yanýnda önemli iþ adamlarýyla birlikte, Golda Meir’i þehir þehir dolaþtýrdý ve sonunda 50 milyon dolarlýk bir kaynak saðlandý. Bu para Ortadoðu’nun en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan’ýn 1947’deki toplam gelirlerinden fazlaydý! Morgenthau ABD’de B’nai Brith ve Yahudi Refah Kurumu gibi örgütlerin baþkanlýðýný yaptý ve o güne kadar görülmemiþ, duyulmamýþ miktarda paralarýn Ýsrail’e akmasýný saðladý. Siyonist sanayici Rudolph Sonenborn “Filistin Ýçin Maddi Destek” adlý bir örgüt kurdu, toplanan paralarýn önemli bir bölümüyle geliþmiþ silahlar satýn alýndý, bunlar Hagganah terör örgütüne ulaþtýrýldý. Gerçi Ýsrail büyük miktarda baðýþ topluyordu ama aldýðý silahlar için ciddi anlamda da borçlanýyordu. Ýþte bu anda Marshall Planý devreye girdi. Marshall Planý Ýsrail’in Amerikalý ve Avrupalý silah üreticilerine olan borçlarýný sýfýrlamakla kalmýyor gelecekdeki borçlarýný da karþýlamaya söz veriyordu.
Artýk geriye Ýsrail’in resmen bir devlet olarak kurulmasý kalýyordu. Bu görevi Ýngiltere üstlendi ve Ýngiltere’nin isteðiyle BM Genel Kurulu bir Filistin Özel Komitesi kurulmasýna karara verdi. Bu komiteye üye olarak Avustralya, Kanada, Çekoslovakya, Guatemala, Ýsveç, Peru, Uruguay, Hindistan ve Ýran seçildi. Komite, Siyonistlerin istekleri doðrultusunda Filistin’in bölünmesi ve yeni bir Yahudi Devleti kurulmasýný önerdi genel kurula. Raporda Filistin topraklarýnýn yüzde 42.88’i Yahudi Devletine veriliyordu. Ama kimsenin aklýna Filistin’lilere danýþmak bile gelmedi. Bu arada ABD Baþkanlýðýna gelen Harry Truman’da var gücüyle yeni Siyonist devleti destekleyeceðini açýkladý. Truman, “yeni kurulacak Yahudi/Siyonist devletin Araplarca saldýrýya uðramasý durumunda ABD’nin bütün gücüyle yardýma koþacaðýný” Mart 1948’de, yeni kurulacak devletin temsilcisi Chaim Weizmann’la gizli bir toploantýda dile getirdi. Ancak bütün dünyadan gelen yardým öyle akýllara ziyan boyutlara ulaþmýþtý ki, ABD’nin müdahelesine gerek kalmadý. Bunun en büyük nedeni Yahudilerin denetimindeki medya ve sinemanýn, Ýkinci Dünya Savaþý öncesi ve sýrasýnda Nazi’lerce uygulanan soykýrýmý insanlýðýn vicdanýna her gün, her saat çivilemesi ve dünyada nüthiþ bir Yahudi sempatisi uyanmasýdýr. Dünya yeni kurulacak devlete yardým ederek kendi günahlarýndan arýnabileceðine inandýrýldý! Bu reklamcýlýk ve propaganda alanýnda, bir daha belki hiç görülmeyecek bir baþarýydý! Ve 14 Mayýs 1948’de Ýsrail resmen kuruldu ve hemen 13 dakika sonra ilk tanýyan ülke ABD oldu. Ýsmet Paþa da hemen ardýndan Ýsrail’i tanýdý.
Ve o tarihten sonra Ýsrail her türlü yola baþ vurarak sýnýrlarýný geliþtirmeye baþladý, sonunda Filistin’i avuç içi kadar bir topraða hapsetti. Bunun böyle olacaðýný daha 1948’de, Ýsrail kurulduktan bir kaç gün sonra, Devlet Baþkaný David Ben Gurion açýk açýký söylüyordu: “Biz geniþlemeye yönelik, dinamik bir devlet kuruyoruz.Statükoyu korumak gibi bir kaygýmýz yoktur, olamaz da!”
Ýsrail Arablarýn onayý alýnmaksýzýn, onlarýn kan ve göz yaþýyla sulanmýþ topraklarý üzerine kuruldu. Bunun baþ sorumlularý da ABD, Ýngiltere ve Sovyetler Birliði’dir! Ýsrail’se sadece “kuruluþ amaçlarýný”, gene bu devletlerin üç maymunlarý oynamasýyla yerine getiriyor. Kurduðu “demokrasi” çocuk cesetleri üzerinde yükselip yayýlýrken de kendisini eleþtirenlere “ben bunlarý yapacaðýmý daha 1948’de söyledim. Niye þaþýrýyorsunuz ki?” diye soruyor büyük bir piþkinlikle!