Deðiþim Psikoloji ve Danýþmanlýk Merkezi’nden Psikolog Ayþe Yanýk Knudsen, tüketim toplumunun 'çekirdek'ten yetiþtiðini söylerken bilinçli anne-baba olmanýn önemine iþaret ediyor. Çünkü çocuklarla birlikte yaptýðýmýz alýþveriþte onlara verdiðimiz 'kodlar' onlarýn hem bugünlerini etkiliyor hem yarýnlarýný. Knudsen’e göre, saðlýksýz ve ölçüsüz tüketim alýþkanlýðýna sahip ebeveynler, sürekli tüketmeye meyilli çocuklar yetiþtiriyor. Bu çocuklar sonraki yýllarda tüketimde ölçüsüz davranma, kiþisel deðerlere verilen önemi yitirme, özgüven eksikliði ve depresyona eðilim gibi sorunlarla karþýlaþýyor.
Knudsen, doyumsuzluktan uzak, mutlu bir hayat için þu önerilerde bulunuyor: “Çocuklarýnýzý kumbarada para biriktirmek gibi tutumlu davranýþ geliþtirmelerini saðlayacak aktivitelere yönlendirin. Sosyal yaþantýnýn ve hediyeleþmenin, büyük bütçeler gerektirmediðinin bilincine varýn. Çocuklarýnýzla alýþveriþ yaparken ihtiyaç odaklý düþünün. Ýhtiyacýnýz olmayan þeyleri satýn almayýn. Bu tutumunuzu, çocuðunuza da aþýlayýn. Üzerinde durulmasý gereken bir diðer konu da alýþveriþ merkezleri. Bazen sosyal donatý eksikliðinden sokakta baþýna bir þey gelebileceði endiþesiyle anne-babalar çocuklarýný dýþarý çýkarmýyor. Böyle olunca alýþveriþ merkezleri sosyal hayatýn da geçirildiði yerler haline geliyor.”
ESKÝ EÞYALARINIZI ONARIN
Knudsen, çocuklarýn alýþveriþ merkezleri yerine park, tarihi yerler, hayvanat bahçeleri eþ dost ve akraba ziyaretlerine de götürülmesi gerektiðini vurguluyor:
“Alýþveriþ merkezlerine arada gitmek bir sorun deðil ancak hemen hemen tek aktivite haline gelmeye baþlamýþsa bu bir sorundur. Ayrýca, eskiyen eþyalarýmýzý onararak, evde baþka görevlerde kullanmamýz çocuklarýmýza savurganlýk yerine, eskileri deðerlendirerek tutumlu olma davranýþýný aþýlamasý açýsýndan önemlidir.”