BDP, Ýmralý’daki mahkum PKK elebaþý Abdullah Öcalan’la görüþmeler kesildiðinden bu yana politik tavýr belirleme konusunda sýkýntýlar yaþýyor. Öyle olunca da BDP hakkýnda içinden “politika belirleme” geçen cümle kurmak mümkün olmuyor.
Ancak BDP’nin kendisini “temsilcisi” saydýðý Kürtler cenahýnda politika geliþtirme çalýþmalarý hýz kesmeden sürüyor. Politikayý belirleyenler ise öncelikle Türkiye ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi; yani Mesut Barzani...
Barzani, 15 gün arayla önce Washington’da ABD Baþkaný Barack Obama ile görüþtü, ardýndan Ýstanbul’da Baþbakan Erdoðan, Ankara’da da Cumhurbaþkaný Gül tarafýndan kabul edildi. Barzani’nin Washington’daki“Silah býrakmasý konusunda PKK’ya baský uygulamaya devam edeceðiz”sözü, ayný zamanda Beyaz Saray’ýn tavrýný da yansýtýyordu.
Barzani sözlerini Türkiye’de bir adým daha ileri götürdü ve“Baþbakan Erdoðan, Erbil’de ‘Kürtlerin inkâr edilmesi döneminin geride kaldýðýný” söylemiþti. Türkiye’nin bu yeni bakýþýna PKK ve BDP daha çok destek vermeli. PKK savaþý, silahý seçerse sonucuna katlanýr. Ben, PKK’nýn Irak Kürdistaný’nda hüküm sürmesine izin vermem. Bunun için bütün yöntemleri denerim, artýk bu baský mý olur, harp mý olur... AK Parti’nin izlediði politika bizim için gerçekçi politikadýr”dedi. Bir anlamda Türkiye’nin yaklaþýmýný da özetlemiþ oldu.
Sözün kýsasý þudur: PKK tehdidi Türkiye’ye olduðu kadar Barzani’ye de yöneliktir. Barzani, kontrolündeki bölgede kendisi dýþýnda bir “ordu”, hatta “siyasi rakip” istememektedir. Irak merkezi yönetimine karþý da bir büyük ülkenin desteðine ihtiyacý vardýr. Ayrýca üzerinde oturduðu petrolün dünyaya açýlacaðý yer Yumurtalýk’týr. Hem siyasi hem de ticari yollar Türkiye’ye çýkmaktadýr. Son yýllardaki tutumuna bakýlýrsa Barzani buna mecbur olduðunu bildiði kadar, Türkiye ile iþbirliðine gönüllüdür de. Ve Türkiye de “aþiret reisi” tutumunu reddetmiþ, Barzani’yi “bölgesel müttefik” sayarak buna karþýlýk vermiþtir. Bu iþbirliðinin PKK terörünün sonunu getirecek, dolaylý olarak Türkiye’deki “Kürt sorunu”nun çözümü için gereken iklimi oluþturacak gücü vardýr.
BDP’nin de bu durumdan vazife çýkardýðý anlaþýlýyor. BDP heyeti, dün de ABD seyahatine çýktý. New York, Washington ve San Fransisco’ya gidecek olan heyette hem BDP eþbaþkanlarý Selahattin Demirtaþ ve Gültan Kýþanak, hem de DTK Eþbaþkaný Ahmet Türk de var. Programda ABD Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý Phil Gordon’la buluþma, baþkanlýðýný Kemal Derviþ’in yaptýðý Brookings Enstitüsü’nde de konuþma var.
BDP’lilerin bu ziyaretten Barzani’nin açýklamalarýna benzer bir tavýrla dönmelerini beklemek fazla olur. Ancak, Leyla Zana’nýn ifadeleriyle kamuoyuna duyurulan “Silah Kürtlerin sigortasý, güvencesidir”anlayýþýný terk etmek önemli bir “ilk adým” olacaktýr.
Baþbakan Erdoðan, bunun karþýlýðýný,“PKK’nýn silahý býrakmasý halinde operasyonlara da gerek kalmayacaðý”sözüyle önceden verdi zaten.
BDP, belki Ankara’dan göremediðini Washington’dan görebilir.
Çocuklar da yýldönümlerinde taþ atmaya deðil, ellerinde bayraklarla bayramlarý kutlamaya çýkarlar sokaklara.
Ve 23 Nisan’lar sadece çocuklara deðil hepimize kutlu olur...