Baðýþýklýk sistemi besin maddesini, yanlýþlýkla zararlý bir madde olarak algýladýðý zaman besin alerjisi ortaya çýkar. Vücut buna yanýt olarak savunma sistemini harekete geçirerek o besin maddesine özgü antikorlarýný üretmeye baþlar. Kiþi ayný besin maddesini daha sonralarý yediðinde, immun sistem büyük miktarlarda kimyasal maddeler ve histamin salgýlar. Bu kimyasal maddeler, solunum sistemi, sindirim sistemi, cilt ve kalp-dolaþým sistemlerini etkileyebilecek bir dizi alerjik reaksiyonu tetikler.
Bu besinlere dikkat edin
Besin alerjileri bebeklik çocukluk döneminden ve hatta anne karnýndan baþlayarak bile görülebilir. Ailesinde en azýndan bir ebeveyni veya bir kardeþinde alerjik rinit, astým, besin alerjisi veya egzema gibi alerji öyküsü olan bebeklerin yaþamlarýnýn ilk 5-7 yýlý içinde besin alerjisi ortaya çýkma riski yüksektir.
Besin alerjilerinin yüzde 90’ý süt, yumurta, buðday, soya, ceviz, badem, yer fýstýðý gibi yaðlý tohumlar, balýk, susam, kabuklu deniz canlýlarýna karþý geliþir. Bu besinlerin yapýsýnda bulunan alerjenler suda çözünebilir glikoproteinlerdir. Alerjik reaksiyonlarýn görülme sýklýðý, genetik faktörler, yaþ, beslenme alýþkanlýklarý ve yaþanan coðrafyaya göre farklýlýk gösterir. Genel olarak yetiþkinlerin yüzde 1.4-2.4’ünde alerji görülür. Bunun dýþýnda üç yaþ altýndaki çocuklarýn yüzde 6’sýnda, atopik dermatit tanýsý alan çocuklarýn yüzde 35’inde alerji dikkat çeker. Öte yandan astýmlý çocuklarýn yüzde 6-8’inde alerji görüldüðü veriler sonucu bilinmektedir.