Fransýz TV’sinde bir belgesel izliyorum... “Enfants volées”, “Çalýnmýþ çocuklar” yani...
Artýk yetiþkin olan iki kiþinin tanýklýðýyla baþlýyor belgesel... “Annelerinin doðduklarý zaman kendilerini terkettikleri” söylenmiþ olan iki kardeþ... Fransa’da büyümüþler ama tenlerinin rengi, yüz ifadeleri uzaklarý haber veriyor.
Uzun araþtýrmalardan sonra, gerçeðin kendilerine neredeyse 40 yýldýr anlatýldýðýndan daha farklý olduðunu öðreniyorlar. Anneleri onlarý terk etmemiþ ama çocuklarý Fransýz sosyal görevliler ailelerinden koparýp, Fransa’ya getirmiþler. Çocuklarýn doðum yeri Fransýz “yönetimi altýnda bulunan” Ile Re. Türkçesiyle Fransýz sömürgesi olan bir topraktan küçük yaþtaki çocuklar zorla alýnýp, Fransa’da ailelere evlatlýk verilmiþ.
Ýki kardeþ, aile kökenlerinin peþine düþüyorlar. Anne ve babalarý yýllar önce ölmüþ. Kardeþleriyle buluþuyorlar.
Bu hikayeyi izlerken, birkaç yýl önce katýldýðým bir konferans sayesinde tanýþtýðým Güney Kore asýllý bir Hollandalý gazetecinin serüvenini hatýrladým.
Çekik gözlü Asyalý kýz çocuðunu, yýllar önce Hollandalý bir aile evlat edinir. Kýz çocuðu okur, gazeteci olur ve bir konferans nedeniyle geldiði Güney Kore’de ailesiyle buluþur. Uzun süren aile köklerini bulma hikayesi burada da vardýr... Anne hayatta deðildir ama baba ile buluþur. Baba, 2. evliliðini yaptýðý için çocuklara bakan halasý, aileden habersiz olarak önce yetimhaneye ardýndan da Hollandalý bir aileye verir küçük kýz çocuðunu...
Start noktasý fark eder mi Batýlý için? Çoðunlukla fakir, zaman zaman da vicdanýn durduðu bir kesitte, doðulu, Asyalý ya da sömürge topraklarýnda yaþayan küçük çocuklar Avrupalý ailelere verilir. Muhtemelen de bir alýþveriþ sözkonusu olur, para karþýlýðý satýlýr çocuklar. O kadar çok devletin el koyduðu çocuk öyküsü var ki...
Kaybolan çocuklar ve pedofili korkunçluðuna girmiyorum bile.
Avrupa çocuk haklarý açýsýndan dipsiz bir kuyu, girdabýn ta kendisi... Politikalarý doðrultusunda çocuk yaþamlarýný çalmakta bir an bile tereddüt etmiyorlar. Bunu belki de en iyi bilen bir kalemden okuyorsunuz.
Bize verecek dersleri olmadýðýný bir kez daha belirtelim. Sahte tartýþmalarla Türkiye sosyolojisinin kodlarýyla oynamaya kalkmasýn kimse... Çocuklarýn dünya yüzeyindeki en merhametli anavataný Türkiye’dir. Nokta!