Halime Sürek KAHVECİ
Halime Sürek KAHVECİ
Tüm Yazıları

Çocukları eğitmeye çalışmıyorum

Kitapları dünyanın her yerinde çok satanlar listesine giren Saftirik Greg’in Günlüğü’nün yazarı Jeff Kinney ile hem kahramanı Greg’i hem de kendi çocukluğunu konuştuk.

“Saftirik Greg’in Günlüğü serisinin yazarı Jeff Kinney, Türkiye’ye geliyor. Trump AVM’deki D&R mağazasında kitaplarını imzalayacak” duyurusunu paylaştığımda birçok evde olduğu gibi bizde de çığlıklar yükseldi “Gidelim, gidelim” diye. Gittik, güzelce sohbet de ettik. Kitabevinin kapısında bekleyen kalabalık arttığı için biraz kısa kesmek zorunda kaldık ne yazık ki... Kinney, dört çocuğun üçüncüsü. Abisi, ablası ve küçük erkek kardeşi varmiş. İki de oğlu, 13 ve 10 yaşlarında. Saftirik serisinin nasıl ortaya çıktığını sorduğumda şunları söylüyor: “Gençliğimde en büyük hayalim karikatürist olmaktı. Lisede okurken bir şeyler çizerdim. Bunda başarılı olabileceğimi düşünmüştüm. Ancak hiçbir geribildirim almayınca bundan vazgeçmem gerektiğine karar verdim. Kimse hiçbir şey söylemedi. Doğru yolda olduğumu göstermesi açısından geribildirimlerin faydası olurdu ama ben hiç almadım. Ardından da hem yazıp hem çizmeye karar verdim.” Greg hakkındaki kitabı yazmaya 1998’de başlamış. Bunun ilk dört yılı ‘çocukluğun nasıl bir şey olduğunu hatırlamakla’ kalanı da yazmakla geçmiş. Sonunda bir fuarda kitabıyla ilgilenen editörle buluşunca da Greg, 2007’de ABD’de çocuklarla buluşmuş. Kinney, bu serinin çocuklara okumayı sevdirdiğini söylüyor. “Bir ebeveyn olarak ben de bazen çocuklarımın kitaplarını okuyorum. İçeriğini, mesajlarını görmek için.” Siz, kitaplarınızı yetişkinlerin de okumasını önerir misiniz?” sorusu üzerine düşünmeden “Bazen çocuklara okumayı sevdirmede sorunlar yaşayabiliyoruz. Bence Saftirik serisi okumayı sevdiriyor. Fakat kitaplarımın gerçekten bir mesajı olduğu konusunda emin değilim. Çünkü çocukları eğitmeye çalışmıyorum. Eğer bu kitaplardan bir mesaj alacaklarsa bu eğlence olabilir. Çocuklar zevk almak için okuyabilir” diyor.

Greg’in kim olduğuna gelince açıklıkla “Benim o yaşlarımın abartılmış bir versiyonu gibi... En kötü taraflarımın abartılı hali. Otobiyografik değil ama bana çok benziyor” diyor. Benzerliklerin neler olduğunu merak ediyorum. Kinney de hemen cevaplıyor: “Greg benmerkezci, kendi dışındaki dünyayı göremiyor. Pek olgun değil. Bazı kötü seçimler yapıyor. Bunlar küçükken yaptığım şeylere çok benziyor. İkimizin arasındaki fark ise o hayatını bir günlük olarak belgelendiriyor. Hayatının kaydını tutuyor. Ben bunu yapmadım.”

Kinney dünyaca ünlü. Türkiye’den önceki durağı olan Portekiz’de imza sırasında izdiham yaşanmış sonradan öğrendiğime göre... 2009’da Time’ın ‘en etkili 100’ listesine girmiş. Çocukken okumayı sevdiği yazarları soruyorum. Türkçe’ye çevrilen kitapları arasında Orada mısın? Ben Margaret ve Dördüncü Sınıf Bir Hiçin Hikayesi bulunan Judy Blume, Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi’nin yazarı Tolkien ile Narnia Günlükleri’ni yazan C. S. Lewis’i sıralıyor. Fantastik eserleri sevdiğini anlatan Kinney, “Bunları okumaya ablam sayesinde başladım. Onun kitaplarını okuyordum. Sonra kendi seçimlerimi de ekledim” diye konuşuyor.

Aptallarla çevriliyim

Saftirik Türkçe’ye ilk çevrildiği dönemde, çevremdeki kimi anne babalar argo kelimeler nedeniyle çocuklarının bu kitaplarını okumasını istemiyordu. Bunu paylaştığımda gülerek “Türkçeye nasıl çevrildiğini bilmiyorum ama muhtemelen benim kullandığım tek argo kelime ABD’deki ilk baskısındaydı. Greg ilk kitabında ‘Aptallarla çevriliyim’ diyordum. Bence bunda sorun yok. Bu biraz provakatif olabilir ama kitaplarımın argo kelimelerin çok olduğunu düşünmüyorum” diyor.

Oğulları da kitaplarını seviyormuş. “Babalarının bu kadar ünlü bir yazar olması hakkındaki düşünceleri neler?” diye sorduğumda Kinney, şunları söylüyor: “Onlar kitaplarımı seviyorlar. Ama bu tür şeyleri (ünlü bir yazar olmak vb.) biraz evin dışında tutmaya karar verdik. Onların biraz gölgede büyümesini istedik. Büyük oğlum arkadaşlarına benim kim olduğumu söylemiyor. Hatta bunu saklıyor. Ama küçüğü tanıştığı herkese söylüyor. Farklı karakterleri var.”

Tek çarem yeni bir hobi

Yemek konusunda içimdeki ışığı (!) bir atölye sayesinde gördüm. Etkinlikte ‘çocuklar gibi şen’ değil daha çok heyecanlıydım.  

Hayatın kendine göre bulvarları, yan yolları ya da daracık sokakları var. O geniş bulvarlarda akın akın sağa sola giderken birbirimize ve kendimize pek dikkat edemiyoruz. Ne zaman ki her gün yaptığımız şeylerden biraz başımızı kaldırıp kendimize nefes alacak alanlar yaratacak sokaklara dalıyoruz işte oralarda ferahlıyoruz. Bu daracık sokaklar kimi zaman bir hobi atölyesi oluyor kimi zaman çocuklar okula gittiğinde kendimizi dar attığımız bir sinema salonu. Geçenlerde “Ben ne zamandan bu yana sadece kendi istediğim bir şeyi yaptım ya da öğrendim?” diye düşündüm epey olmuş. Üzerinde kafa yorduğum nokta yeni bir şeyler öğrenmek, hayatına katmak. Bir arkadaşım mesela, dikiş dikmeye başladı. Üzerinde pek güzel elbiseler görüyoruz. Söz verdi bana da dikecek. Bir diğeri yemek yapmayı öğrenmek için kursa başladı. Bu yemek kısmı benim özellikle ilgimi çekti. Çünkü sanırım ben de bu konuda bir şeyler yapmak istiyorum.

Tarhanada ayva

İçimdeki ışığı (!) görmem de yine bir atölye çalışması sayesinde oldu. Üç yıl önce Türkiye pazarına giren meyve suyu markası Tropicana, meyvesiyle ünlü yörelerden topladığı ürünleri sunuyor; Bursa Şeftali, Malatya Kayısı, Afyon Vişne, Antalya Nar gibi... Şimde de bu meyve sularını yemek tariflerine dahil etmişler. Ayva suyuyla yapılan tarhana çorbası mesela... Bu lezzetleri yapmak için bizi gastronomi uzmanı Vedat Başaran ile bir araya getiren Tropicana Lezzetleri ile Şef Sofrası etkinliğinde çocuklar gibi şendim demek isterdim ama daha çok heyecanlıydım. Hele de sufle yapacak grubun içinde olunca... Yumurtanın sarısını beyazından ayırmanın kolay bir yöntemi olduğunu öğrendim diyeyim de varın siz benim beceri düzeyimi anlayın. Vedat Başaran bize bir yandan tarifleri anlattı bir yandan püf noktaları ve ben sufle yaptım. Çırparken kolum koptu! Tarifi aşağıda, kanıtı da yandaki fotoğrafta.

Sufle için malzemeler

- 500 gr süt n 500 gr Tropicana Vişne suyu

-  200 gr un

-  4 adet yumurta

-  4 adet yumurta beyazı

-  1/2 çay kaşığı badem esansı

-  150 gr vişne tanesi

-  300 gr toz şeker

Yapılışı Süt ve vişne suyunu tencerede kaynatın. Ayrı bir kapta şeker ve 4 yumurtayı çırpın. Kaynamış süt ve vişne suyu karışımına, toz şeker ve yumurta karışımını ilave edin. Unu ekleyin, karıştırmaya devam edin. Katılaşınca ocaktan alıp ve soğumaya bırakın. Soğuturken arada karıştırarak kabuk tutmasını önleyin.4 adet yumurta beyazını kar olana kadar çırpın ve karışıma ekleyin. Vişne tanelerini de ilave ederek yağlanmış sufle kaplarına doldurun. 160 derecede 15 dakika pişirin.

ANNENİN AJANDASI

Otel işletmek çocuk oyuncağı

Eğlence ve öğrence konseptinden yola çıkılarak tasarlanan çocuk şehri KidzMondo, Hilton Otelleri işbirliğiyle çocuklara otelciliği öğretiyor. Çocuklar resepsiyondan restorana, oda temizliğinden otel yönetimine tüm detayları deneyimleyerek öğreniyor. Hilton Oteli’nde çalışıp kazandıkları parayla da eğlence sonunda KidzMondo dükkânından hediyesini seçiyor. Ayrıntılı bilgi  www.kidzmondoistanbul.com’da