Çocuklarımız bize emanet

Televizyon yarışmalarında görmüşsünüzdür.. ‘Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?’ sorusunu yanıtlarken;   “.. iki çocuk sahibiyim..” der ya bazı adamlar..  Değerli dostlar temel hata işte tam da burada başlıyor.. Çocuklara sahip olduğumuz yanılsamasından.. Ve sanki onlara sahipsek rakı masasında bir kadeh de onlara koymamızda bir sakınca yokmuş zannediyoruz.. Sigara içerken“bir fırt da benim aslan oğlum çeksin bakalım” diyerek sözde delikanlılık yapıyoruz.. Efendim arz edeyim.. Çocukların sahibi değil anne ve babalarıyız.. Ve üzerimizde, onların asıl sahibine karşı bir sorumluluk var.. Çocuklarımızı, iyi insan olarak yetiştirme sorumluluğu.. Akşam haberlerinde bonzai çektikten sonra apartmanın tepesinden, yüzme havuzu zannedip atlayan çocuğun haberini dehşet içinde izliyorsunuz ya.. Peki bir şey yapıyor musunuz?..  Hadi yapın.. İşe çocuklarınıza sahip çıkmaktan başlayın..  Siz bakmayın bu batı tipi etik pedagog geyiklerine.. Çocuğunuzun sosyal medya mesajlarını kontrol altında tutun. Bakın kimlerle etkileşim halinde.. Telefon görüşmelerini izleyin. Gitttiği yerlerden harcadığı paralardan haberdar olun. Diyecekler ki size;“çocuğunuzun bir birey olduğunu kabul edin ve onun özel hayatına dahil olmayın…” bırakın desinler, sallamayın.. Sonunda hep birlikte ağlayacağınıza şimdi o özel hayatın içine dalın.. Elbette bunun dengesini biliyorsunuzdur.. Görmezden gelmeniz gereken, görseniz de asla konusunu açmayacağınız özel şeyler olacaktır.. Kız/erkek arkadaşıyla yazışmaları ya da bir arkadaşına  dert yandığı mesajlar gibi.. Bunlar anne-babaların görse de görmeyeceği şeyler.. Söylemeye gerek yok..  Ama diğer konuda dizginler elinizde olmalı.   Bir de asıl mesele rol model meselesi.. Bütün araştırmalar gösteriyor ki; evlerinde içki-sigara içilen çocuklar, içilmeyenlere oranla daha büyük risk altında.. İyi bir şey yapmak istiyorsanız, çocuklarınıza faydalı olmak istiyorsanız, siz de içkiyi-sigarayı bırakın.. Bonzaiye giden yolun kapısını sigaranın araladığını unutmayın. O kapı sımsıkı kapalı kalsın.

Mangalcılara dokunmayın

Bayram tatilinde İstanbul’un sahil hattından geçtiyseniz, göğe yükselen siyah dumanları görmüş olmalısınız.. Korkulacak bir şey yok. Memleketim mangal sefasında.. Evinde nefes alma imkanı olmayanlar bütçesine göre yapmış hazırlığını atmış kendini mesire alanlarına.. Kimi ormanlık alan tercih etmiş, kimi otoban kıyısı kimi deniz kenarı. Benim çocukluğumda mangal organizasyonları yoktu ama ‘piknik’ hep vardı.. Steyşın arabası olan komşu, iki aileyi çoluk çocuk doluşturur, kuru köftelerle yalancı dolmalarla pikniğe taşırdı.. Ünlü çubuklu pijama-atlet kombini oradan kalmadır işte..  Mangal sonra girdi hayatımıza.. 90’lardan sonra.. O vakte kadar Amerikalıların yaptığı filmlerde garden-barbeque partilerini izlerdik.. Şimdi bizim kültürümüz gibi, atadan dededen mangalcıymışız gibi elimizde yelleme kartonuyla dolaşıyoruz ortalarda.. Bir araba dolusu lafı neden ettim?.. Arz edeyim.. Belediyelere mangalcılarla ilgili şikayetler geliyormuş. ‘Çok duman oluyor’ vesaire gibi.. Muhtemelen mangalların yakıldığı sahil şeridinde oturan dert üstü teyzeler şikayet ediyor olmalı.. Ya hu sizin tabi tuzunuz kuru.. Var balkonunuz isterseniz mangal yakarsınız isterseniz çay içersiniz gün batımına karşı.. Bu insanlar dip dibe evlerinden kaçıp nefes alabilmek için mecburen geliyor sizin mahalleye.. Biraz insaf edemez misiniz?..

Mangalı ucuza nasıl getiririz?

1) Meşe kömürü yerine çalı-çırpı ile de yakabilirsiniz.
2) Paketi 3,5 TL’den Hindi sosis, 25’li paketi 10 TL’den hazır köfte kullanabilirsiniz.
3) Mangal almak yerine dört taşı çevirip üzerine tel koyarak da düzenek kurabilirsiniz.
4) Erken gidip sokak mobilyalarını kaparsanız yaygı, tabure gibi şeyler taşımak zorunda kalmazsınız..

Sokak hayvanlarını unutmayın

Hangi kanalı açsanız, havaların ne kadar sıcak olduğundan söz ediyorlar..‘Cehennem sıcakları’, ‘Afrika sıcakları.. Fonda çalan şarkı, Emre Altuğ’dan; ‘..sıcak, çok sıcak, daha da sıcak olacak..’ Peki tüm bu kavurucu sıcaklara biz dayanmakta güçlük çekiyoruz da, sokakların tüylü sakinleri nasıl katlansın?.. Değerli dostlar bakın yemek mesele değil.. Elbette çöplüklerden oradan-buradan buluyorlar yemeklerini bir şekilde.. Ama bu günlerde kedi-köpek suya ulaşamıyor.. Ve susuzluktan ölüyorlar.. Allah rızası için kapınızın önüne bir kapla su bırakın.. N’olur..