Çocukların yetiştirilmesinde babalar ne kadar var?

Eşler arasındaki sık sorunlardan biri de çocukların nasıl yetiştirileceği meselesidir. Anne ve babanın bu konuda bir uzlaşmaya sahip olması evlilik ilişkisini olumlu etkiliyorken, keskin ayrışmalar tartışmaların önünü açabilir.

Anne baba arasında belirgin bakış farkı sorunu

Anne ve babaların çocuklar ile ilgili konularda farklı düşünce ve siyasetlere sahip olması bir ölçüde kaçınılmaz. Fakat eşlerin “kişilik farklılıklarından” veya “ilişki kurma tarzlarından” dolayı farklılık belirgin olduğunda, çocuklar üzerinden çatışıp durabilirler.

Örneğin çocukların yaşadığı bir sağlık sorununu eşlerden biri oldukça önemseyip “tedavi arayışında incelikli tedavi arayışlarına girerken” diğeri “bedeni kendi haline bırakmak” eğiliminde olabilir. Bu iki tarz farkı “aşırı pimpirikli olmak” veya “çocuğun sağlığını önemsememek” eleştirilerine dönebilir. Benzer sorun eğitim meselesinde de kendini gösterebilir.

Çocuğunuzun dünyasını ne kadar tanıyorsunuz?

Eşlerin çocuklarının dünyasından oldukça uzak olması, onların gündelik hayatını bilmemesi sorunlu bir hal olarak kabul edilmelidir. Halbuki çocuğa rehberlik etmek anne baba olmanın gereği. Çocuğun iç dünyasını ve sosyal ilişkilerini yakından bilmek gerekli.

Mutlu evliliklerde çocuk yetiştirmede uzlaşı var

Mutlu evlilik çalışmamın “çocukların yetiştirilmesi” meselesinde gösterdiği ana sonuç şu: İyi/mutlu evliliklerde çocuk yetiştirilmesinde farklı modeller var. Eşlerden birinin ağırlıklı olarak çocukları sırtladığı model de var, ikisinin yükü ortak taşıdığı model de var. Ortak nokta ise birbirlerinin rollerini kabul etmeleri. Bir nevi iyi evliliklerde eşler çocuk yetiştirilmesinde uzlaştıkları ve işleyen bir tarzları var.

Kadının çocukların yükünü çektiği model

Elimizdeki 45 mutlu çift görüşmelerine göre, çocukların yükü ağırlıklı olarak kadınlar üzerinde. Bu görüşmelerden 34 yıllık evli, lise mezunu, emekli, ev hanımı şöyle dedi: “Ya tabii ki doğal olarak anne ilgileniyor. Kimi zamanda birlikte yaptık. Ne bileyim doktora falan birlikte götürdük küçükken. Ama büyüyüp okula gitmeye başlayınca genelde ben ilgilendim. Daha çok bildiğim için o konuları herhalde. Bana bıraktı eşim de. Tabii ben de onu bilgilendiriyorum. Eğitim hususunda ben daha içinde olduğum için ben ilgilendim. Ama o hep destek oldu arkamızdan”.

31 yıllık evli, ilkokul mezunu, ev hanımı şöyle dedi: “Çocukları yalnız bırakmamaya çalıştım. Düzenli beslenme, uyku, temizlik, eşyalarının hazırlanması vs. ben ilgilendim. Baba çalışıyordu. Yorgun, argın oluyordu, nasıl yapsın bu kadar şeyi. Elimden geldiğince çocuklarımla ilgilendim”.

30 yıllık evli, yazılım mühendisi erkek şöyle dedi: “Vallahi bu ağırlıklı olarak hanımda kaldı. Bana işin ekonomik tarafı düştü. Diğer ilgilenmek tarafı, özellikle hanım çocuk olduktan sonra, iş dünyasından ayrıldıktan sonra, yüzde yüz kendini onlara adadı diyebilirim. Yani her şeyleriyle, bakımı, gelişimi, eğitim hayatı hep ondaydı”.

Erkeğin önde olduğu model

11 yıllık evli, akademisyen erkek şöyle dedi: “Çocukların gelecekleri ile ilgili kararlarda koordinasyon bende. Mesela, şu an oğlumuz ilkokula gidiyor. Bir süre devlet okulunda her çeşit aileden gelmiş çocuklarla okumasını istedik. O havayı solumasını, ortamı görmesini istedik. Bu kararı vermek bizim için zor oldu”.

Birlikte paylaşım modeli

11 yıllık evli, ortaokul mezunu, ev hanımı şöyle dedi: “Birlikte bakarız. Babası yıkar, geceleri tuvalete kaldırır. Eğitimde derslerinde kimi isterse o yardım eder. Akşamları babasıyla vakit geçirirler”.

39 yaşında, 15 yıldır evli, yönetici erkek şöyle dedi: “Oğlumuzu zaman zaman ben lifliyorum duşta. 3-4 yıldır okul toplantılarına da ben gidiyorum. Daha önce eşim gidiyordu. Vakitle alakalı. Duruma göre paylaşıyoruz”.