Eðer bir gün topraðýmýn iþgal edilmesi ile kültürümün iþgal edilmesi arasýnda bir seçim yapmak zorunda býrakýlsam kesinlikle toprak iþgalini tercih ederim.
Kültürel iþgal, silahsýz ve sessiz bir iþgaldir, etkileri ise derin ve uzun vadeli olur.
Toprak iþgali, fiziksel sýnýrlar ve topraklarýn ele geçirilmesi anlamýna gelirken, kültürel iþgal, bir toplumun deðerlerini, inançlarýný, benliðini ve yaþam tarzýný tehdit eder.
Kültürel iþgal, bir kültürün, baþka bir kültür üzerindeki baskýn etkisidir. Bu etki genellikle medya, eðitim, futbol, sanat yoluyla ve ekonomik iliþkiler aracýlýðýyla gerçekleþtirilir.
Bu duruma yakýn dönemden verilecek en bariz örnek Arabistan'dýr. Dünyanýn en pahalý ve en yetenekli futbolcularý ithal edildi. Toplumun düþünce kodlarýný fanatizm uyuþturucusuyla hissizleþtirerek yabancý duygularý zihinlere zerk etmek en kötü ve en etkili kültürel iþgallerdendir.
Kültürel iþgal, toplumlarýn dilini, geleneklerini, sanatýný ve düþünce tarzýný hedef alýr.
Toprak iþgalinde topraklar kaybedilirken kültürel iþgalde toplumlar kendilerine özgü kültürel kimliklerini kaybeder. Kültürel iþgal ile oluþan bu kimlik kaybetme hali, bireylerde þahsiyet disiplini bozulmuþ bir dünya görüþüne yol açar.
Kültürel iþgal, görünmez bir savaþýn, sessiz bir iþgalin adýdýr.
Edward Said'in "Kültürel Emperyalizm" teorisinde belirttiði gibi, bu iþgal, bir toplumun temel deðerlerine, inançlarýna ve yaþam tarzýna sinsice sýzar. Toprak iþgalinin aksine, kültürel iþgal daha az fark edilir ancak etkileri derin ve kalýcý olur.
Bu durumun farkýnda olan küresel egemen güçler, güç kullanarak iþgal edemedikleri ülkeleri kültürel iþgal yoluyla ele geçirmeyi tercih ederler. Mekke ve Medine'nin Ýslam dünyasýndaki yerini bilenler, güç kullanmanýn iþlerine gelenden büyük tepki çekeceðini bildikleri için futbolla, müzik festivalleriyle, vb. kültürel iþgal yöntemini seçmiþlerdir.
Bu kültürel iþgal yoluyla ele geçirme tercihinin en müþahhas örneði ise ülkemizdir. Bin yýllýk haçlý ruhu, güç ile ele geçiremediði insanýmýzý, karþýt kültürel iþgalin bütün öðelerini kullanarak elde etmiþtir.
Tanzimat sonrasýndaki tarihsel sürecin her bir katmanýnda bu söylediklerimize yýðýnla örnek gösterebiliriz. Ancak buna gerek yok.
Zira ülkemize ihraç edilen, kültürel iþgalin önemli örneklerinden biri olan "Noel ve yýlbaþý kutlamalarý" ülkemizde o kadar çok benimsenmiþtir ki "haçlýlardan daha haçlý!" bir güruh ortaya çýkmýþtýr.
Yaklaþan yýlbaþý ise bu yýl ayrý bir önem arz etmektedir. Çünkü yaný baþýmýzda bir insanlýk ve vicdan katliamý yapýlmaktadýr.
Gazzeli çocuklar, kadýnlar, hastalar katil Ýsrail devletinin iþgali altýnda acýmasýzca öldürülüyor.
Gazze bir kan gölüne dönmüþ durumda. Bizler burada sýcacýk yataklarýmýzda mýþýl mýþýl uyurken oradaki insanlar yatacak yer bulamamakta.
Gazze savaþý baþladýðýndan beri "boykot", gündemlerimizin ana temasýný oluþturuyor. Kabarýk listelerde sýralanmýþ ürünlere boykot çaðrýlarý arzulanan sonucu tam olarak verememekte.
Bilge Kral Aliya Ýzzetbegoviç'in: "Savaþ, ölünce deðil düþmana benzeyince kaybedilir!" sözünden mülhem bu meseleye yoðunlaþtýk. Boykot listelerinin çokluðu bir yýlgýnlýðý beraberinde getirdiði gibi kimilerinin ise hiç gündemine dahi giremiyor!
Büyük bir araba markasý katil Ýsrail'e desteðini açýkladýðýnda; insan görünümünden uzak kimi þarkýcýlar sosyal mecralar aracýlýðýyla; "Ýslamcýlar yiyip içtiklerinden sonra arabaya kadar boykotu level atlatabilirler mi?" paylaþýmlarýna bunu alay konusu ediyor!
Bunlarýn tezahürü, boykotun aslýnda üründen ziyade kabul görmüþ alýþkýnlarýmýzý deðiþtirmek olduðunu düþündürttü.
Gelin bu yýl yýlbaþý kutlamayalým.
Vicdanýmýzý dinleyelim ve düþmana benzemekten Gazze için vazgeçelim.
Ve bunu bir kampanyaya dönüþtürelim.
Çünkü Gazze'de her gün binlerce çocuk öldürülüyor; #ÇocuklarölürkenYýlbaþýkutlanmaz.
Masumlar, çocuklar, kadýnlar ve hastalar dünyanýn gözü önünde katledilirken insanýn eðlenebilmesi düþünülemez.
Bir insan bu kadar alçalamaz ve duyarsýzlaþamaz.
Zihinleri ele geçiren kültürel iþgale dur diyebilmek için bunu bir toparlanma fýrsatýna çevirelim.