Coğrafya doğuya kaydıkça darbelere ‘erken seçim’ kılıfı

Minareyi çalan kılıfını hazırlar” sözü tam da Mısır’da yaşanan darbe için söylenmiş sanki.

Mısır’da yaşanan askeri darbe en az Mısır kadar Avrupa Birliği’ni de vurdu. Tanklar, Avrupa Birliği’nin değerlerini ezdi geçti.

Mısır’da dünyanın gözleri önünde bir general çıktı, televizyonlarda darbe bildirisi okudu, sonra cumhurbaşkanlığı sarayının çevresi askerler tarafından sarıldı. Yönetime ordu zorla el koydu. Ve dünyanın bütün sözlüklerinde askeri darbe tanımını açıklayan bu olaylar zincirine Avrupa Birliğe “darbe” diyemedi, demedi.

Olayların yaşandığı saatlerde refleks gösteremeyen AB ülkeleri ve de kurumsal olarak da AB kurumları, saatler sonra yaptıkları yazılı açıklamalarda “darbe” kelimesini ısrarla kullanmadılar. Mısır’daki gelişmeleri bilmeyen birisi, AB açıklamalarına bakıp, “sonunda” erken seçim ilan edildiğini düşünebilirdi.

Zira ilk açıklamayı yapan Fransız dışişleri Bakanı Laurent Fabius başta olmak üzere AB yetkililerin açıklamalarında erken seçimle ilgili temenniler yer alıyordu.

Darbenin ertesi günü Brüksel’deki basın toplantılarında gazetecilerin ısrarlı sorularına karşın “darbe” ifadesi kullanılmadı.

AB’ye üye ülkelerden cılız itiraz sesleri yükseldi yükselmesine ama yine de AB’nin bu çifte standardı değişmedi.

Mısır darbesi, Batı dünyasının kendi doğusundaki coğrafyalara nasıl bir demokrasi layık gördüğünün somut kanıtı olmuştur.

Batıda “darbe” olduğu tartışılmaz olan şey, coğrafya doğuya kaydıkça “erken seçim ilanı” muamelesi görmüştür.

Bu ayıp da eski kıtaya yeter...

Bundan sonra, AB “demokrasi” kelimesini her telaffuz ettiğinde önüne atılacak bir “Mısır darbesi” dosyası var artık.

‘Bir kareye kaç tabut sığar?’

Fransa’da yaşayan Yönetmen Bülent Gündüz, Uludere olayının filmini çekmiş. Paris’teki gösteriminden önce filmle ilgili konuşurken, Gündüz’ün aktardığı filmde geçen bir cümle, her şeyin özeti gibiydi: “Bir fotoğraf karesine kaç tabut sığar?”

“Roboski Mon Amour” Roboski Aşkım filmi için iki kez köye gitmiş Gündüz... Tabutların sığamadığı o kareleri anlatmaya çalışmış.

Bir yolculuk filmi olan “Roboski Mon Amour” bugün Paris’te izleyiciyle buluşuyor.