Musul kent deðil, bir vilayettir ve bir kavramdýr. Misak-ý Milli, zamanaþýmý olmayan bir egemenlik beyanýdýr.
Birinci Dünya Savaþý’nýn son haftalarýnda Irak ve Suriye cephelerinde ilerleyen Ýngiliz ordusunun telaþý Musul’du. Yani Musul petrolü... 30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Anlaþmasý, çatýþmayý durduruyor, ancak iþgalcilerin ‘güvenliði saðlamak’ için ilerlemesine izin veriyordu. Ateþkesin yürürlüðe girmesiyle ilerlemenin de durmasý beklenirdi, ancak iþgalci Ýngiliz ordusu 1 Kasým’da Musul vilayetine ilerleme emri aldý. Halbuki ateþkes ilan edildiðinde Musul’da deðildiler.
Osmanlý’nýn Musul vilayeti, Baðdat’ýn kuzeyinde Tikrit yakýnýnda baþlayýp Zakho’ya, bugünkü sýnýra ulaþýyordu. Diyarbakýr ve Van vilayetlerinin komþusuydu. Zaten Irak denen yerde üç vilayet vardý: Musul, Baðdat ve Basra... Bu üç vilayetin gerçekliði bugün de tekrar tekrar teyit edilmektedir.
Bölgede Osmanlý 6. ordusu vardý. Komutaný Ali Ýhsan Paþa, ateþkes sýrasýnda kendi birlikleriyle Ýngilizler arasýndaki alanýn tarafsýz bölge olmasýný ve ordularýn hareketsiz kalmasýný istemiþti. Ancak Ýngiliz komutan ilerliyordu.
Aslýnda Londra, Ýngiliz ordusuna ‘ateþkesten önce Musul’a ulaþma’ emri vermiþti. Ýngiliz ordusu bunu baþaramadý. Ateþkes ilanýndan sonra ise Mondros Anlaþmasý’ndaki bir boþluktan yararlanarak Musul’a ulaþtýlar... Mondros’ta ‘Arabistan topraklarýndaki Osmanlý garnizonlarýnýn Ýngiliz ordusunca teslim alýnmasý’ yazýlmýþtý. Burada Osmanlý tarafý, Hicaz ve Suriye’deki garnizonlarý kastediyordu. Hicaz’da, kukla kabilelerin Osmanlý ordusunu teslim almaya kalkýþmasý istenmemiþti. Halife askerini Hicaz’da teslim almaya kalkýþmanýn sonuçlarý vardý. Ýngiliz ordusunun ise bu birlikler için genel kurallara uyacaðý varsayýlmýþtý. Ancak Ýngilizler, bu kuralý Irak tarafýnda farklý yorumlayarak Musul’a yöneldiler: Nasýlsa ‘Arabistan’ ya da Arap topraklarýndaki Osmanlý birliklerinin teslim alýnmasý isteniyordu... Musul’da da Osmanlý garnizonu vardý ve Osmanlý garnizonunun teslim alýnmasý bahanesiyle Ýngiliz ordusu silah zoruyla giremediði Musul’a girip petrole konacaktý. Halbuki bu çarpýtmada bile yanlýþlýk vardý, çünkü Musul ‘Arap’ deðildi.
Osmanlý’nýn Musul vilayetindeki Türkmen nüfusuna o zamandan beri gözler kapalýdýr. Ýngiliz kaynaklar bile, o sýrada Musul’da Arap nüfusun çoðunlukta olmadýðýný yazar. Kürt sayýlan nüfusun da Halife ile bir meselesi yoktu.
Bu arada Ýngiliz komutan Marshall, Mondros anlaþmasýna atfen ve ‘Arabistan’ dýþýnda Musul’a ilerlediðini bilirken, Londra’nýn bu konuda emri olmadýðýný bilmektedir ve emirlerine karþý gelmekte olduðunu düþünür. Daha sonra Ýngiliz kaynaklar Musul’a General Marshall’ýn insiyatifiyle el konduðunu yazacaktýr.
Bu iþler olurken Musul’un Ýngiliz denetimine geçmesini izleyen bir komutan da Mustafa Kemal’dir. Atatürk Nutuk’ta, Musul’un terki konusunda Ali Ýhsan Paþa’nýn hatalarýna iþaret eder.
Mondros’tan bir gün önce Osmanlý Ordusu Dicle Grubu Ýngilizlere 13 bin mevcut ve 50 topla esir düþmüþtür... Atatürk, Dicle Grubu’nun gereksiz yere esir olmasýný ve Ýngiliz generalin ültimatomu üzerine Ali Ýhsan Paþa’nýn cepheyi býrakmasýný acý biçimde eleþtirir: Halbuki, (Dicle Grubunun esir düþtüðünün ertesi günü) ateþkes anlaþmasý yapýlacaðý belliydi. O gün Dicle Grubuna, Keyare mevziine çekilmek için direktif verilseydi, Ýngilizler gruba tesir etmek þöyle dursun, yenemezlerdi bile. Bu gruba 5’inci Tümen de katýlabilirdi. Bu halde ateþkes anlaþmasý yapýldýðý zaman, 8 piyade alayý esir düþmez, elde bulunurdu ve Musul da bizde kalýrdý.
Ateþkes yapýldýðýnda Mustafa Kemal ve Aþir Paþalar da Musul’daydýlar. Mustafa Kemal, Ýngiliz General Marshall’ýn “Musul’u terk” çaðrýsý üzerine Ali Ýhsan Paþa’nýn hemen Nusaybin’e gittiðini, kendisiyle ve Aþir Paþa’nýn Musul’da kaldýðýný anlatýr.
30 Ekim ateþkesi itibarýyla Ýngiliz birlikleri Musul vilayet merkezinde ve petrol sahalarýnda deðildiler. ‘Musul’un 60 km uzaðýndaydýlar’... Bu tanýmda Musul’un vilayetinin mi, yoksa kent merkezinin mi dýþýnda olduklarýnýn belirlenmesi önem taþýr. Atatürk’ün Nutuk’ta söz ettiði El Kayyare, þimdi de Musul kentinin 60 km güneyinde Dicle’nin Batý kýyýsýnda stratejik bir kasabadýr.
Osmanlý Ordusu Mondros sýrasýnda ve sonrasýnda Musul’u 60 km güneyden korumayý sürdürse, El Kayyare tutulsa, bugün tarih ve coðrafya farklý yazýlýr mýydý? Muhtemelen evet... Musul derken, bir kent deðil, bir vilayetin kast edildiðini Ayrýca Musul vilayetinin Misak-ý Milli sýnýrlarý içinde olduðunu biliyoruz. Misak-ý Milli temel bir egemenlik beyanýdýr ve zaman aþýmýna tabi deðildir.
Sykes ve Picot yani Ýngiltere ve Fransa 1916’da bölgeyi harita üzerinde paylaþýrken, Musul, Fransýz etki alanýna býrakýlmýþtý. Fransa Baþbakaný Clemenceau, Aralýk 1918 Londra ziyaretinde Musul’u Ýngilizlere terk etti. Burada Clemenceau’nun aldatýlýp aldatýlmadýðý hala tartýþýlýr. Fransa’nýn Doðu Akdeniz’de ters köþede kaldýðý ilk ve son olay bu deðildi.
Aralýk 1918’de, Paris Konferansý ve Versay Anlaþmasý süreci baþlamadan, Fransa Baþbakaný Clemenceau Londra’ya, Baþbakan Lloyd George’u ziyarete gider. Niyet, önce kendi aralarýnda anlaþýp, ABD Baþkaný Wilson’a karþý hazýrlýk yapmaktýr.
Clemenceau ile George, güle-oynaya pazarlýk yaparlar:
Clemenceau: Peki... Ne konuþacaðýz?
George: Mezopotamya ve Filistin.
C: Söyle, ne istiyorsun?
G: Musul’u istiyorum.
C: Tamam senin olacak. Baþka?
G: Kudüs’ü de istiyorum.
C: O da senin olacak, ama bizim dýþiþleri bakaný (Pichon) Musul için zorluk çýkartýr.
Bu görüþmenin tutanaðý yoktur. Ýkinci kaynaklarca anlatýlmýþtýr. Clemenceau’nun neden bu kadar kolay teslim olduðu ve karþýlýðýnda ne aldýðý, tartýþmalýdýr. Ýngiltere’nin Fransa’yý kandýrdýðý düþünülür. Ýddialara göre George bunlara karþýlýk Lübnan kýyýsý ve Suriye Þam ve Halep’te Fransa hakimiyetini destekleyeceðini söylemiþtir. Ayrýca Musul petrolünden pay verecektir. Anadolu’da da Ýskenderun-Adana Fransa’ya ayrýlmýþtý.
O sýrada Fransa, Suriye’de 5-6 bin askerle hakimiyet kurmak derdindeydi ve bunu baþaramýyordu. Musul için Ýngiltere askeri açýdan avantajlýydý, Filistin ve Basra’dan Anadolu’ya doðru bir milyon askerle ilerlemiþti. Fransa’nýn tesellisi þuydu: Musul ve Filistin karþýlýðýnda komþusu Almanya’dan Ren nehri boyunca geniþ arazi, kömür madenleri ve Strazburg’u alacaktý. Aldý, ancak ikinci savaþta da faturasý geldi.
Ýngiltere Musul’u, Ýran’a ve Ýran petrolüne baðlantý noktasý olarak istiyordu. Musul’da petrol de vardý... 1917 Bolþevik ihtilali ile devre dýþý kalan Rusya, artýk Ýran-Basra hattýnda tehdit edildi ve Hindistan yolu açýktý. Ýngiltere, önce Filistin’i ‘uluslararasý’ saydý, sonra da tekeline geçirdi: Orada Ýsrail’in kurulmasýný saðlayarak, Süveyþ’i korumayý planlamýþtý.
Nisan 1920 San Remo anlaþmasýnda da Musul, gelecekteki kukla Irak hükümetine býrakýldý. Tekrar ve her durumda: Musul tek baþýna bir kent deðildir, bir vilayettir.