Bense aksine kendimden bahsetmeye bayýlýrým!
Özel yaþamýmda ne zaman buna teþebbüs etsem derhâl çevrem boþaldýðý, yapayalnýz kaldýðým veyâ biri sertçe bir edâ ile sözümü kesdiði için midir nedir ben de zâhir kendimi böyle tatmîn ediyorum.
Artýk yazýyla bile olsun kendimden sözedemezsem çatlarým!
Bundan elli altmýþ sene evvel Nûrullal Ataç bir yazýsýna “Büðün kendimden sözetmekistiyor caným.” diye baþlamýþdý da kimimiz gülmekden kimimiz öfkeden deliye dönmüþdük.Nûrullah Ataç’ýn kim olduðunu bilenler bilmeyenlere anlatsýnlar!
“Büðün kendimden sözetmek istiyor caným.”
E, mâdem öyle buyur caným!
Böyle kendim, kendim diye debelenip duruyorum ya, aslýnda atla deve deðil, bir okuyucu telefonu sözkonusu:
Numaramý bir müþterek dostumuzdan almýþ, ki bunun hesâbý da ayrýca o þahýsdan sorulacakdýr, benden politik görüþlerime dâir bilgi almak istemiþ. Yazýlarýmda hiç deðinmiyormuþum. Deðinmiyorsam elbet bir bildiðim vardýr. Bu yaþdan sonra zindanlarda sürünmek istemiyorum þeklinde þakaya bulaþtýrýp yakamý kurtarmak istedimse de inâd etdi. Kýsacasý, ona anlatýp sizlerden saklarsam ayýb olur diye bâri burada da belirteyim dedim:
Benim politik baðlamda çok katý ve âdetâ fanatik denebilecek ölçüde baðlý olduðum bir temel prensibim, çoðulcu demokrasinin ödün vermez bir savunucusu olduðum vâkýasýdýr.
Buna ilâveten sosyal piyasa ekonomisi denilen sistemi beðenirim ama çoðulcu demokrasinin kurallarý bozulmaksýzýn baþka bir düzen hâkim olsa buna da diþlerimi gýcýrdatarak katlanýr, ancak deðiþmesi uðruna yine demokratik mücâdelemi veririm.
Katlanýrým, çünki meþrû þekilde iktidâra gelmiþdir. Ama gayrýmeþrû þekilde, meselâ bir darbe sonucu iktidârý ele geçiren her türlü politik formasyon karþý derin bir düþmanlýk hissi besler ve defolup gitmesi için elimden gelen her “meþrû”çâreye baþvururum.
Bu meþrû saydýðým çâreler arasýnda, son kerte olarak silahlý direniþ de yer alýr. Zîrâ diðer her yol týkanýrsa silahlý direniþ de meþrû hâle gelir.
Bunlarý bir yazý konusu yapmak normal olarak aklýmdan geçmezdi. Ama dediðim gibi merâk eden(ler?) olunca...
Öte yandan meþrûiyet gerçi benim için önemlidir ama politikada meþrûdur diye her yola baþvurulmasýný da tasvîb etmem. Meselâ Türkiye’de îdam cezâsý, savaþ sýrasý bile dâhil olmak üzere, çok þükür yýllar önce kalkdý. 1983’den beri kimse îdam da edilmedi. Ama eðer yürürlükde olsaydý buna karþý var gücümle mücâdele eder, kalkmasý için uðraþýrdým.
Sebebleri baþka bir yazýnýn konusu ama 1961’den beri þiddetle karþýyým.
Tuhafdýr, ben aslýnda bugün bambaþka bir mesele üzerine sert üslûbda bir yazý tasarlýyordum. Kýsmet deðilmiþ...Ýnþallah baþka bir sefere...Hem arada biraz sert üslûb çalýþýrým daha otantik olur!