ABD’nin “tek kutuplu dünya” projesi giderek suya düþmekte! Bunun sinyallerini artýk net görebiliyoruz. Gorbaçov’la baþlatýlan “iki kutuplu dünya” projesinin çöküþü ve “zayýflatýlan Rusya” projesiyle birlikte tavan yapan “yeni dünya düzeni”, 11 Eylül sonrasýnda farklý söylem ve eðilim pekiþtirdi. Orta Doðu’yu yeniden dizayn etmek istediði daha sonra anlaþýlan ABD’nin, bu coðrafyada giderek kan ve güç kaybý ise Rusya’nýn aktif devreye girmesi ile 15 Temmuz sonrasý ise Türkiye’nin kesin tavrýyla, dengeleri beklenmedik biçimde deðiþtirdi. Öyle ki; Brezilya, Venezuela gibi 5’ten büyük olan dünyadan, bunu ispatlayan görüntü ve söylemler çýkmaya baþladý.
Sadece Suriye daðýlýmý öncesi tabloyla, þimdiki tablo arasýndaki farklarý gözden geçirmekle, durum tespitini yapabiliyoruz.
Suriye süreciyle, ABD’nin esas niyeti ortaya çýkmýþ oldu. Ýsrail’i güçlendiren, güvenliðini saðlayan, PKK-YPG-PYD tandanslý ve Suriye’nin üçe bölünmesini oluþturan devletin kurulmasý giriþimini, esas hedeflerden biri olarak okuduk.
Türkiye’ye raðmen bu durumu pekiþtirme gayreti, ABD’nin Türkiye kamuoyunda oluþan imajý, Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý iliþkiler, Kýbrýs çýkarmasý sonrasý (Nixon mektubunu saymazsak) en derin yarasýný aldý.
15 Temmuz’la birlikte, ABD’nin gerçek niyeti belli oldu ve Amerika’nýn derin kodlarýný anlamaya yönelik kafa yormaya baþladýk.
Amerika’daki baþkanlýk seçimiyle birlikte, hem kendisinin hem de dünyanýn rengi belirlenecek. “Dünyayý savaþa sürükleyen, savunma sanayii finansörlerinin desteklediði aday mý yoksa demokratik ve silahla devrimleri pekiþtiren, istihbari hattýn desteklediði aday mý kazanacak” sorusu esasýnda, geleceðin rengini belirleyen soru olarak görülmeli!
Varþova Paktýný daðýttýktan sonra, piyasaya onlarca Amerikan ürünü strateji kitaplarý sürüldü. Dünyanýn geleceðini ve yeni dünya düzenini kurgulayan, yeni satranç oyunlarýnýn sinyalini veren kitaplarýn hiçbiri, bugün geldiðimiz sonucu tahmin edemedi. Tüm Hollywood filmlerinde olduðu gibi, bu kitaplarýn da kahramaný Amerika’dýr.
Lakin giderek bu hikâyenin ortaðý Avrupa’dan bile, pek fazla karþýlýk göremeyeceði döneme adým atmaktayýz. Ýslamofobik alt yapýnýn mimarý olan Amerika, Avrupa’ya yeni ve içinden çýkamayacaðý ortam sunmakta!
Rusya’ya yönelik planlý baský ve Ukrayna üzerinden Rusya’yý dizayn etme çabasý, baþýndan hesapladýðýný zannettiði gibi sonuç verememekte. “Ekonomik olarak köþeye sýkýþtýrdým” derken, denge deðiþmekte!
Yeni siyasi ortamda, Türkiye’nin açýk ve net tavrý, Amerika’nýn 15 Temmuz’la birlikte Türkiye’de darbeye teþebbüs edenlere yardým ve yataklýk etmesi, PYD-YPG terör örgütlerini ABD bayraklarý ile adeta kalkan oluþturarak korumasý, baþlý baþýna Amerika için hüsran sonuçlarýnýn sinyalini vermekte!
Koskoca Amerika’nýn, kala kala PYD-YPG gibi terörist unsurlara kalmasý, esasýnda büyük ve adil devlet geleneðinin kaybýna iþarettir.
Geldiðimiz nokta, ABD’nin 11 Eylül sonrasý yeni doktrininin yani “tek kutuplu dünya” modelinin, nihai hedefe ulaþamayacaðýný pek açýk anlatmakta. ABD süper güç olmak istedi, doðru! Lakin süper güç olmanýn en önemli özelliðinin, “adalet” olduðunu unuttu. Bu ortam; yeni ve çok renkli dünyanýn oluþumuna, adým adým itmekte dünyayý. Türkiye’nin duruþu, bu durumu fazlasýyla etkileyecektir. Bu duruþ, Rusya’nýn tutumunu etkileyecek. Ýran’ý; samimi olmaya, zaman zaman zorlayacaktýr. Latin Amerika’nýn sesi biraz farklý çýkacak! Avrupa, çatlak seslere sahne olacak! Çin ise “uzaktan ve sakince, bu renkli dünyaya sürükleyen kahramanlarý destekleyecektir” gibi analizler, sýk sýk seslenmeye baþlayacaktýr.
Bu ortamda, kimin pozisyonu ne olacak bilmem. Lakin tek gördüðüm, Türkiye’nin yeni ve yükselen güç merkezi olarak, yeni siyasi tarihin önemli sayfasý olmasýdýr. Bu nedenle Türkiye’de olaya Erdoðan gibi bakan, Erdoðan gibi hisseden, Erdoðan gibi misyondan anlayanlarýn mefkûre ordusu oluþturmasý þarttýr... Bu nedenle, Erdoðan ve bu Türkiye þarttýr...