Merkez Bankasý, Kredili Mevduat Hesaplarý’nýn (KMH) aylýk faizine üst limit getirmesi çok önemli bir adýmdýr. Kredili Mevduat Hesaplarý, bireysel ve ticari olarak, bankalarýn en çok kâr elde ettikleri ürünler arasýndadýr. Çünkü bu hesaplar, küçük iþletme sahibine, çalýþana-ücretliye bir hizmetmiþ gibi sunulur. Slogan þudur; ‘sýkýþtýðýn zaman avansýn hazýr’. Bankalar þimdiye deðin bu hesaplara ortalama yüzde 5’e varan faiz uyguluyorlardi ki, bu kredi kartý faizlerinin de ortalamasýndan 3 puan yüksekti.
Þimdi Merkez Bankasý, buradaki tavaný yüzde 2.2 olarak belirledi. Aylýk gecikme faizi de yüzde 2.72 ile sýnýrlandýrýldý. Yani, piyasayý belirleyen ve böylece bu alanda oligopol oluþturan sistemin çok önemli bir hortumu kesildi. KMH’lerin toplam büyüklüðü 10 milyar TL seviyesinde, buradaki kârlýlýk ise 3 milyar TL’ye kadar çýkýyor. Çok yüksek bir kârlýlýk oraný gördüðünüz gibi.
KMH’lerdeki faiz düþüþü kimi etkiliyor?
Þimdi bu düzenlemenin bir baþka yönü de þu; bu mablað, bankacýlýk sisteminden küçük iþletme sahibinin, çalýþanýn cebine gidecek. Yani bir nevi pozitif yönde-iyileþtirici ve anti-tekel- bir gelir aktarým mekanizmasý bu düzenleme ayný zamanda. Peki, bu düzenlemeden en çok hangi bankalar etkileniyor: Ýlk sýrada bir kamu bankasý var; ancak bu kamu yararýna bir düzenleme olduðuna göre, bunu geçelim. Bu durumda, Ýþ Bankasý’nýn bu anti-tekel düzenlemeden en çok etkilenen banka olduðunu söylememiz gerekiyor. Ýþ Bankasý’nýn KMH’leri içindeki payý yüzde 20’lere dayanmýþ durumda.
Reklamlar ürün satýlsýn diye yapýlmaz
Tabii ki, bu gibi düzenlemeler yan etkileri açýsýndan da çok önemlidir. Örneðin KMH’lerinde yüzde 20’yi bulan bir payý olan banka, burada ortalama faiz yüzde 5 gibi fahiþ bir seviyede ise, neden KOBÝ’leri, ihracatçýyý, sanayiciyi hýzla düþen faizlerden yararlandýrmaya dönük bir strateji izlesin, neden yüksek faize dayalý ekonomiyi savunmasýn, neden yüksek faizi baþ sorun olarak gören bir hükümetin bu politikalarýný destekleyen basýna ilan versin... Þunu unutmayalým, tekelci yapýlar, milyarlarca dolar harcadýklarý reklam, ilan vb ‘iþleri’ ürünleri satýlsýn diye kotarmazlar. O ürünler, zaten bu tekelci yapýlarýn sistemine çomak sokacak, kamu yararýna, anti-tekel bir düzenleme yapýlana deðin çaresiz satýlýr. Reklam sektöründe harcanan paranýn çoðu, basýný yola getirmek harcanýr. Yani bu tekeller aleyhine bir haber yaptýðýnýz zaman size milyarlarca dolarlýk reklam bütçesi hatýrlatýlýr.
Yaþasýn Rekabet Kurumu
Þimdi Rekabet Kurulu’nun da tam burada dikkatini çekmek istiyorum, bu düzenlemeye baðlý olarak, buradaki kaybý telafi etmek için, bankalar, kendi aralarýnda anlaþýp, komisyon ve diðer ürünlerin faizlerinde artýþa gidebilirler. Çünkü bu düzenleme, yýllýk kârlýlýklarda yüzde 10’a yaklaþan bir kayba yol açacak.
Rekabet Kurumu, bankalalarý tam þimdi yakýn takibe almalýdýr. Tüketici kredi faizlerinde ve diðer ürünlerde anlaþmalý faiz yükseliþi olursa bunu tespit etmelidir. Þu çok önemli ve sevindirici bir geliþme; Türkiye’de ilk defa vatandaþ olarak, anti-tekel mücadele yürüten bir kuruma bireysel baþvuru hakkýmýz var.
Gelir aktarým mekanizmalarý tersine dönmeli
Tabii bir de Türkiye’de, enflasyon mekanizmasý dahil, oluþturulan/oluþan bütün gelir artarým mekanizmalarý þöyleydi; doðudan-batýya, yoksuldan-zengine, küçük iþletmeden-tekellere, sanayi karýndan-faizci yapýlara vb... Þimdi ilk defa, en azýndan bu mekanizmalarýn bir kaçýný tersine çeviriyoruz. Örneðin, KMH’lerindeki düzenleme, bir gelir aktarým mekanizmasýdýr ve þöyledir; faizci banka sisteminden-küçük sanayi iþletmelerine ve çalýþanlara... Tabii ki bu yoksullaþtýrýcý gelir aktarým mekanizmalarýnýn sürekli tekeller lehine olmasý o ülkede demokrasinin de olmadýðýný gösterir. Þu soruyu, herkes samimi olarak cevaplasýn; faize dayalý tekelci banka sistemine dönük ama küçük iþletmeden ve çalýþanlardan yana böyle bir düzenleme, Türkiye eðer ki, darbelerle dolu geçmiþiyle hesaplaþmasaydý mümkün olur muydu?
Tüm dünya bugünkü krizin ana kaynaklarýndan birisinin hem finans hem de diðer alanlardaki tekeller olduðunu artýk biliyor. Sistem, anti-tekel, rekabetçi düzenlemeleri demokrasinin bir unsuru gibi görüyor artýk. Banka sistemi de buradan payýný alacak. Ama bugün yanýbaþýmýzdaki savaþlarýn kaynaðý da rekabetin ve demokrasinin olmadýðý bu çaðdýþý sistemdir.
Kim bu Muhammed Ceber ?
Bakýn Suriye’de Muhammed Ceber diye bir iþadamý var. Ceber’in ana faaliyet alaný enerji. Rejimin bu kadar dayanabilmesinin nedeni Ýran, Rusya ve Hizbullah’ýn desteðini alabilmesinin yanýnda, Caber gibi iþadamlarýnýn Esad’a olan baðlýlýðý. Ceber ambargoyu ve muhaliflerin enerji geçiþlerine yaptýklarý sabotajlarý önlemek üzere çok sayýda silahlý adam istihdam ediyor.
Ýran’dan Suriye’ye gelen petrol, muhaliflerle Hizbullah’ýn savaþtýðý El-Kusayr’e yakýn bir yerde iþleniyor. Ýþte bunun için Esad rejimi ve arkasýndaki güçler, Lazkiye Limaný’ný savunmak üzerine bir savaþ yürütüyor. Þu anda Ceber, Suriye’nin bütün petrol üretimini denetliyor ama onun da arkasýnda Ýran ve Rusya’nýn biricik enerji þirketi ve bu enerji þirketine gizli ortak olan Almanya var. Yeterince açýk deðil mi, gizliden gizliye Almanya’nýn, (Almanya, AB Dýþiþleri Bakanlarý toplantýsýnda Suriye Muhalefeti’ne silah ambargosunu savundu) neden Rusya ve Ýran’la birlikte Esad rejimini desteklediði...