Çok önemli geliþme

Son zamanlarda PKK terör örgütüyle mücadele gerçek kulvarlarda yürütüldüðü, buna özen gösterildiði için, ortaya son derece þaþýrtýcý “sonuçlar/görüntüler” çýkýyor. 

Bu cümlenin, eskiye dönük olarak zýmnen bir “suçlamayý” içerdiðini belirtmeliyim. 

Kurulduðu günden itibaren mücadele ettiðimiz, bazen de “eder göründüðümüz” örgüt, (mücadele gerçek kulvarlarda yürütülmediði için) silah zoruyla bir sosyoloji oluþturmayý bile baþardý. 

HDP iþte bunun (bu sosyolojinin) bir ürünüdür ve varlýðýný büyük ölçüde “PKK otoritesine” borçludur. 

Mücadele, bu otoriteyi ortadan kaldýrmaya dönük olmadýðý (ve PKK’nýn varlýðý sadece bir “asayiþ sorunu” olarak görüldüðü) için böyle oldu... Bir anlamda örgütün “siyasallaþmasýna” ve otorite sahibi olmasýna göz yumuldu. 

Elbette iþin “asayiþ” boyutu da var ama PKK sosyolojik zorunluluðun ortaya çýkardýðý bir yapý deðildir. 

Kurgulanmýþ bir yapýdýr. 

Mücadele, öncelikle, bu “kurgu”yu bozmaya dönük olmalýydý/olmalýdýr. 

Baþlýktaki “çok önemli geliþme” ifadesine gelirsek... 

Dün, Ýçiþleri Bakanlýðý’ndan bir açýklama yapýldý. 

Biraz uzunca ve karýþýk ifadelerle örülü açýklamayý þu þekilde özetleyebiliriz: “Terör örgütlerine ve devletin milli güvenliðine karþý faaliyette bulunduðuna karar verilen yapý, oluþum veya gruplara üyeliði, mensubiyeti, iltisaký veya irtibatý bulunduðu deðerlendirilen 635 güvenlik korucusu Ýçiþleri Bakanlýðý tarafýndan görevden uzaklaþtýrýlmýþtýr...”

Birkaç gün önce bu sütunda “FETÖ, PKK’nýn neresinde?” baþlýklý bir yazý yazmýþ, FETÖ’cü polis ve savcýlar eliyle yürütülen KCK operasyonlarýna dikkat çekmiþtim. 

Önemine binaen o yazýdan ilgili bölümleri yeniden hatýrlatýyorum: 

Kulaðý delik meslektaþlarýmýzdan biri, epey bir süre önce (devlet içindeki FETÖ varlýðýnýn devam ettiði dönemde), PKK içindeki devlet ajanlarýnýn “yön” deðiþtirdiklerini, karþý taraf için çalýþmaya baþladýklarýný iddia eden ilginç bir yazý kaleme almýþtý.  

Bu ilginç iddiayý okuyunca, aklýma FETÖ’cü polis þeflerinin ve savcýlarýnýn baþlattýðý “KCK soruþturmasý” (operasyonu) geldi. 

Resmî verilere göre, 10 binin üzerinde gözaltý yapýlmýþ, binlerce kiþi tutuklanmýþtý. 

Tutuklananlar arasýnda, seçilmiþ belediye yöneticileri, kamuoyunun yakýndan tanýdýðý bazý yazar, akademisyen ve yayýncýlar da bulunuyordu. 

Derken, bir fotoðraf “çýkarýldý” ortaya. Daha doðrusu, bir fotoðraf servis edildi: Tutuklu sanýklar, bileklerinde plastik kelepçe, tek sýra halinde Adliye’ye götürülüyorlar... Görüntü mide bulandýrýcýydý ve “temerküz kampý uygulamalarýný” hatýrlatýyordu. 

Soruþturmanýn “ilerleyen” bölümlerinde, bazý tutuklularýn resmî kimlik taþýdýklarý ortaya çýktý... Daha doðrusu, ortaya çýkarýldý. 

Daha açýk konuþacak olursak... 

FETÖ’cü polisler ve savcýlar, yememiþ içmemiþ, “terör suçlularýný açýklýyoruz” gerekçesinin arkasýna sýðýnarak, tamamen masumane (!) niyetlerle, KCK içindeki devlet görevlilerinin kimliðini deþifre etmiþlerdi. (KCK içindeki 329 “Jandarma muhbiri” de, isimleri ve görev alanlarýyla birlikte bu dönemde deþifre edilmiþti.) 

Durum sonradan anlaþýldý: 

Kamuoyunun “teröre karþý üstün mücadele” diye alkýþladýðý bu giriþim, MÝT’in KCK içinde kurduðu “tezgâhý” bozmayý amaçlýyormuþ. 

Diyorum ki, PKK içindeki bazý “devlet unsurlarý” gerçekten de yön deðiþtirdilerse ve “karþý taraf” için çalýþýyorlarsa, önce KCK operasyonuna bakmamýz gerekmiyor mu? 

Bir becayiþ mi söz konusuydu? 

FETÖ’cü polis ve savcýlar, kimliklerini deþifre ettikleri gerçek devlet görevlilerinin yerine, kendi elemanlarýný mý yerleþtirdiler? Daha doðrusu, bugün bizim “devlet görevlisi” zannettiklerimizin arasýnda FETÖ mensuplarý mý bulunuyor? 

Dün Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn yaptýðý açýklama, bu sorularýn cevabýný da içeriyordu. 

Evet, FETÖ’cü polis ve savcýlar gerçek devlet görevlilerinin kimliðini açýða çýkarýrken, onlardan boþalan yere “kendi elemanlarýný” ikame etmiþler.