24 Haziran 2018’deki Cumhurbaþkanlýðý seçimlerinden birkaç ay öncesi. Önceki oturduðum sitenin büyük çoðunluðu ayný siyasi görüþe mensup, nasýl denk geldiðini sormayýn, ben de bilmiyorum.
Whatsapp grubunda sürekli bu baskýn siyasi görüþün paylaþým bombardýmaný var. O görüþü benimsemeyip mevcut iktidarý destekleyenler ise sessiz. Bir þey yazdýklarýnda ya da bir paylaþýma itiraz ettiklerinde hücuma uðruyorlar çünkü.
O nedenle de boþvermiþler. Yazmýyorlar, itiraz da etmiyorlar.
Bir gün sitenin yöneticisi olan kiþi, bir Atatürk paylaþýmý yaparken “Aah Atam ah! Seni herkes anladý, bir tek þu iktidarýn yalakasý, yandaþý olan aptallar anlamadý” þeklinde bir çýkýþ yaptý.
Ben bu ayrýþtýrýcý, kavgacý, bölücü yaklaþýma itiraz ettiðimde ise hemen “Ömer Bey, ne oldu, yoksa Atatürk’ü sevmiyor musun?” diye bir soru geldi. Yakýþýksýz, ama düzenek bu soruya göre tasarlanmýþtý.
Gerekli cevabý verdikten sonra þöyle dedim, “Seçimlere az bir zaman var, komþuluk hukukunu siyasi holiganizme teslim etmeyelim, ben komþumun hangi partiye oy verdiðini bilmek istemiyorum”.
Evet, farkýnda mýsýnýz, ya da siz de katýlýr mýsýnýz bilemem, ama fazla yaklaþtýk, fazla yakýnlaþtýk.
Ýþyerinde, okulda, oturduðumuz yerde, akrabalar arasýnda, esnaflar arasýnda, kýsacasý her yerde herkes birbirinin siyasi görüþünü, en küçük detayýna kadar biliyor.
Ýnsanlarýn komþularýna hoþ bir gülümsemeyle selam verebilme ihtimalini yok ettik.
Hatýrlayýn, Gezi Parký günlerinde sosyal medyada akrabalar birbirine hakaretler yaðdýrýyor, hayatýndan ve sosyal aðlarýndan siliyordu. Belki hala görüþmeyen akrabalar var ve o günlerden kalan küslükler…
Sadece farklý dünya görüþleri ya da farklý inanýþlar içinde deðil, ayný istikamette olanlar bile detaylarda ayrýþýyor. Þu partili ama o partideki þu adamcý, bu adamcýlar, þu cemaatte ama o cemaatin þu kolundan, bu kolundan…
Bir derneðe üye olmak istediniz diyelim, her görüþten insanýn bir çatý altýnda durabileceði bir dernek var mý? Maalesef yok. Bir derneðe gidecek olsanýz, “Oraya gitme, orasý þucularýn, bucularýn” diye uyarý alýrsýnýz etrafýnýzdan. Haydi kulak asmadýnýz ve gittiniz diyelim. Gittiðinizde o dernekteki insanlar gözleriyle sizi süzerek “sen buraya göre deðilsin” deyiveriyor.
Çözüm ne?
Çözümü ben etiketsiz yapýlarda görüyorum. “Sizin dünya görüþünüz, sizin inancýnýz bizi ilgilendirmez” diyen kurumlarda.
Mesela bir tanesi AHBAP Platformu. Haluk Levent uzun yýllar Anadolu Rock’ýn önemli ismiyken son yýllarda baktý ki iþ baþa düþüyor, kollarý sývayýp bir çatý oluþturdu. Herkesle konuþuyor, herkesle görüþüyor. Normal þartlarda protest bir duruþa sahip olsa da insan ayýrmadan diyalog kuruyor.
Neden AHBAP’ý örnek verdim? Best FM’de sevgili Adem Metan’ýn programýnda öylesine güzel, kapsayýcý, kucaklayýcý konuþtu, öylesine güzel þeylere odaklandýðýný gösterdi ki, hiç kimse “Haluk Levent bizden ya da sizden” diyemedi bir baþkasýna.
Haluk Levent’in profiline ya da AHBAP Platformu’nun hesaplarýnda AHBAP Gönüllülerinin fotoðraflarýna bakýn, rengarenk bir insanlar demeti göreceksiniz. Her görü(nü)þten insan var, her fikre sahip insanlar olduðuna adým kadar eminim.
Ve bir þeye daha eminim, oradaki insanlar birbirinin siyasi görüþünü bilmiyor ve önemsemiyor.
Bu da onlarý özel ve bugünün koþullarýnýn çok ötesinde kýymetli kýlýyor.
Birbirimize yaklaþmak için biraz uzaklaþmamýz gerekiyor.
* * *
Gözlemlediðim bazý þirketler var; tek iþleri sürekli olarak onu bunu þikayet etmek, ihalelere girip alýrlarsa ne alâ, alamazlarsa ihaleyi iptal ettirmek üzere dava açmak, sürekli birilerini mahkemeye vermek, sürekli kavga, sürekli olaylar.
Ne aðýz tatlarý var, ne aðýz tadý býrakýyorlar.
Çevrelerinde kim varsa uzaklaþýyor, çalýþtýklarý firmalar yaka silkiyor.
Para bir þekilde kazanýlýyor ama iþin en büyük zararýný yine kendileri çekiyor, hep huzursuzlar, hep güvensizler, hep korku içindeler. Kendileri sürekli birilerinin altýný oyduðu için ayný korkuyu yaþýyorlar; acaba þu beni kazýklayacak mý, acaba bu beni dolandýracak mý?...
Þirketlerin de insanlar gibi bir ruhu, karakteri var. Çalýþtýðýnýz þirkete çok dikkat edin. Ruhu, karakteri bozuksa, içinde boðuluyorsanýz, nefes alamaz gibi oluyorsanýz terk edin orayý, uzaklaþýn.
Eðri cetvelden doðru çizgi çýkmaz.