Çok sinema az reyting...

Pazar gecesi sinemalarda gişe rekabetine giren filmler gibi televizyonlarda da filmlerin reyting rekabeti vardı. Kanal D, Star Tv, Atv, Fox Tv çeşitli filmlerle yarışa girdiler.

Gün birinciliğini Kanal D’de ekrana gelen Çakallarla Dans aldı. Garip olan hem reyting hem de share oranlarının çok düşük olmasıydı. Klasik bir yaz pazar gecesi değildi zira yağmur vardı. Digiturk çoğu zaman olduğu gibi D-Smar’ta ilk kez yayın gitti ama sonuçta o kadar etkili olduğunu zannetmem. Sonuçta ilginç ve verimsiz bir geceydi... 

Kekeç’in dili...

Tiyatro tarihinin en önemli yazarlarından biri Moilere, “döverek ya da söverek insanların bir süre canını yakabilirsiniz ama onları gülünç duruma düşürürseniz ömür boyu canları yanar “sözünü edeli birkaç asır geçti. 24 Tv’de, Günün Manşeti’nde Ahmet Kekeç’i seyrederken nedense aklıma bu cümle geldi.

Ahmet Kekeç ilginç bir adam ve bazı olaylarda tepkisini kızmak yerine alay ederek göstermeyi biliyor. Bu haliyle de aslında hedef aldığı kişinin canını daha çok yakıyor.

Hazır yeri gelmişken, Murat Çiçek Facebook sayfasında Günün Manşeti’nin tanıtımını koymuş. Altına yorum yapan insanlar program tekrarına dair erken saat talebinde bulunmuşlar. Programların sosyal medya dönüşlerini her zaman ciddiye almak gerektiğine inananlardanım...

Zerafet ve yayın yönetmenliği...

Halk Tv Nihat Genç’in programını yayından kaldırmış. Aslında yayından kaldırmamış da tırnak içi cümlelere bakacak olursak “ tekrar gözden geçirmek üzere ara vermiş” Konu dışarıya yansıyıp tartışılmaya başlanınca Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç bir açıklama yapmış ve “yeterince reyting alamadığı ve maliyeti yüksek olduğu için zaten kaldırmayı düşünüyorduk, 1,5 aydır da programını fiilen kaldırmıştık” açıklaması yapmış.

Nerede fikir özgürlüğü demeyeceğim zira daha önce de bir konuğun Ekmeleddin İhsanoğlu’nu eleştirdiği program reklam arasından sonra geri dönmemiş ve adı teknik arıza olmuştu. Ancak şekil şartı açısından da gariplikler yok değil.

Bir programı kaldırmak kararı aldın mı tekrar gözden geçirmek gibi işi sallantıda bırakan cümleler kurmak biraz çocuk kandırmaya benziyor. Sonra yapılan işi adı yayıncılık ve bir programı yayından kaldırma kararı verdiysen, bunu sebepleriyle birlikte muhatabına söylemen gerekir. Muhatabına söylemediğini uzun bir aradan sonra kamuoyuna söylemek hoş bir davranış modeli değildir.

Geçenlerde eski bir yayın yönetmeni “artık zaten çok arayıp soranım yok” mealinde cümleler yazdı. Bir makamı kaybettikten sonra ne kadar aranıp aranmayacağını aslında insanın makamda otururken takındığı tavır belirler. Egosu yüksek olan insanların çalıştığı bir sektörde, konuşmalar yüz yüze yapıldığı zaman kıymetli olur...