Çok Yakýnda...! Türkiye’ye Çamur Atanlar ve Hüsran Sonlarý

Türkiye’yi zora sokma çabalarýnýn artýk tam anlamýyla mahiyeti anlaþýlmaktadýr. DAÝÞ terör örgütüyle ýsrarla Türkiye’yi ayný kefeye koyma niyetlerinin asýlsýzlýðý tartýlmayacak kadar nettir. DAÝÞ ve PKK gibi terör örgütlerini körükleyenler, bu gün ne komik ki Türkiye gibi terörden bu kadar zarar görmüþ bir devleti, bu baðlamda itham edebiliyor. Oysa DAÝÞ’in ve PKK’nýn dünyanýn gündemine nasýl çýktýklarýný herkes bilmektedir. Dünyanýn gözü önünde bilinen hakikatleri sanki yokmuþ gibi, Türkiye’nin de adýný bulaþtýrmaya gayret etmenin tek amacý var. Orta Doðu coðrafyasýný tek baþýna kontrole altýna almak. Türkiye’nin etkisini azaltmak. Dünyanýn konuþtuðu lideri yani Recep Tayyip Erdoðan’ýn hareket alanýný daraltmak.

Türkiye’nin içerisinden bile TERÖRÝST TÜRKÝYE tvitleri atanlar ile bu algýyý yönetenler arasýnda sýký bir baðýn olduðunu görmemek mümkün deðildir.

Kýsacasý þu ki; DAÝÞ’de, PKK’da, YPG’de, Türkiye’nin hareket alanýný daraltma çabasýnda olanlarýn kendi çocuklarýdýr.

Türkiye’yi terörle bir arada tutmak kadar alçakça bir tutum olamazdý. Hem dýþarýdan, hem içeriden bu kurguyu dizayn etmek isteyenlerin tek tapýndýklarý þey vardýr... MENFAAT.

Kobani’deki saldýrýlardan Türkiye’yi sorumlu tutan, sözde Türkiye Partisi olma iddiasýnda olduðunu söyleyen HDP zihniyeti de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için tehdit niteliðindedir.

Yaþadýðý, ekmeðini yediði, sana kucak açan bu muazzam devleti, teröristle bir kefede tutmanýn sadece bir ismi vardýr... Þerefsizcesine ÝHANET.

Ne garip bir manzara... Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý; bir siyasi zihniyet, Kobani’deki saldýrýlardan savunmadýðýný, Kürtlere sahip çýkmadýðýný, diðer siyasi zihniyet ise sadece Kürtleri ve Araplarý savunduðunu, Çin’deki Uygurlarý unuttuðunu dile getirerek itham etmektedir.

Tarih, her nokta ve virgülü kayýt altýna almaktadýr. Kobani’deki Kürtlere baðrýný açan, savunan, terörden zulüm gören Suriyeli her bir vatandaþ gibi Kürtlere de, Türkmenlere de sahip çýkan sadece Türkiye oldu. Çin zulmünden eziyet görenDoðu Türkistanlý Uygur Türklerini sonuna kadar sahiplenen, dini vecibelerini yerine getirmek isteyen Müslüman Uygurlarýn Hac ziyaretleri dâhil tüm ihtiyaçlarýný karþýlayan, kendi haklarýndan feragat ederek karþýlayan da Türkiye. Çin’e kafatutan, tutuklananlarýn býrakýlmasý için diplomasi trafiði yapan da Türkiye. Çin ziyaretine; Pekin’den deðilUrumçi’den baþlayan da Erdoðan’dýr.

Siyasi zihniyetin bazý söylemleri, “bu kadar haksýzlýk yeter artýk” dedirttiren seviyede. Ýran’daki Türklerin, Çin’deki Uygur Türklerinin, Kýrým’daki Tatar Türklerin de hepsinin koruyucusu oldu Erdoðan. Suriye’de Esed yüzünden ölen binlerce insanýn hakkýný, Esed’in varlýðýnda göremeyenler, 2 milyon insana koynunu açan Türkiye’nin cömertliðini göremeyenler, Doðu Türkistanlý Türklerin savunucusunun Türkiye olduðu göremeyenler, Ýran’daki Türklerin Kýrým’daki Tatarlarýn, Suriye’deki halklarýn, Ýsrail’in varlýðýndan zulüm gören Filistinlilerin tek hamisinin Türkiye olduðunu göremeyenlerin tek hedefinin Erdoðan Türkiye’sinin olduðu, yani kimseye hesap vermeyen, kendisinin kýrmýzý çizgileriyle hareket edenYeni Türkiye olduðu aþikârdýr. Kasýtlý olarak, Türkiye’yi terörle bir arada tutanlarla, halkýnýn çoðunluðunun seçimle Cumhurbaþkanlýðý makamýna getirdiði liderine ve devlet büyüðüne karþý kindar tutum sergileyenler, maalesef bir safta gözükmektedir. Unutulmamasý gereken bir hakikat var. Devletinin menfaatini, kendi menfaatinden üstün görmeyenlerin sonu muhakkak hüsrandýr.