Çoklu program formatı

Bizim ekranlarda bir dönem bir kadın bir erkek sunuculu sabah şekerleri formatları vardı. Sonra marka sunucular devri başladı.

Bir yanda Saba Tümer bir yanda Seda Sayan kanallar kapıştı durdu.

Bu arada Alişan ve çeşitli programlarda çeşitli partnerleri formatı çıktı ama eski havasını kaybetti. 

Sonra şimdi yayında olmayan Turkmax’da Her Şey Dahil diye çoklu bir program çıktı ortaya, iyi izlendi.

Esin Övet Turkmax’tan ayrıldı Beyaz Tv’de benzer bir program yapmaya başladı. Onun yerine gelen İpek Durkal da kanal kapanıncaya kadar programda kaldı.

Show Tv şimdi değişik bir denemeye başlıyor.  

Kadro iyi.

Simge Fıstıkoglu, İpek Durkal, beden diliyle ilgilenenlerin adını yakından bildikleri Aşkım Kapışmak ve hem astrolog hem de oyuncu olarak yakından tanıdığımız Hande Kazanova.

Show Tv’nin genel izlenmeme problemine takılmazlar ise bu kadro ve çoklu format iş yapar.

Yeter ki karar vericiler klasik panikleriyle acele etmesinler...

Haluk Bilginer olmamış

National Geographic’te ekrana gelen “Cosmos, Bir Uzay Serüveni” meraklıları için iddialı bir yapım.

Türkiye’deki tanıtım, belgeseli Haluk Bilginer’in seslendirmesinin üzerine kuruldu.

Ancak bu belgesel, ekrana gelen sunucu, görünümü ve Haluk Bilginer’in sesi üst üste oturmadı.

Bilginer son derece başarılı bir sanatçı ve çok iyi bir ses ama bazen doku tutmuyor işte. Böyle bir ses ve yorum kapasitesi daha büyük ve hayata daha yakın bir projede kullanılsa çok daha etkileyici olurdu.

Okan sinirlendikçe

Okan Bayülgen, Atv’de ilk ekrana çıktığı yıllarda televizyonun asi çocuğuydu.  Kanal D yıllarında da bu tavır sürdü. Beyaz ailemizin efendi çocuğu, Okan ailemizin haşarı ve kuralları zorlayan çocuğuydu.  Hatta magazin medyasıyla girdiği kavga bile onun aykırı yanına artı puan olarak yazılmış, sevenlerince hem samimi hem de haklı bulunmuştu.

Sonra ne olduysa oldu ve değişik bir Okan Bayülgen portresi karşımıza çıkmaya başladı. 

Şimdi daha alıngan, daha zor beğenir, yeniliklere daha az açık, meseleleri daha fazla kişiselleştiren bir Okan Bayülgen var karşımızda.

Yazması,eleştirmesi,bu işte yenilenmekten daha kolaydır ama Okan Bayülgen’in mutlaka bir yenilik yapması ve en önemlisi kendi algısının ne olduğunu gözden geçirmesi gerekir.