Çöl Aslanı’ndan Anadolu Kaplanı’na

19 Eylül 2014’te “Ömer Muhtar’ın gözlüğü bugün kimin elinde” başlığıyla Haber7.com’da bir yazı kaleme almıştım. O yazının bazı bölümlerini hiç değiştirmeden bazı bölümlerine ise ilaveler yaparak bugün tekrar bu sütuna almak istiyorum.

Zira, özellikle 7 Haziran’dan bu yana yaşadığımız kaotik ortamdan çıkışımıza liderlik eden devlet adamına ve yine o lider ile uyum içinde bizi güvenli limana ulaştıran siyasi kadroya hakkını teslim etmemiz gerekiyor.

Ömer Muhtar’ın gözlüğü bugün kimin elinde

Ömer Muhtar: 20’ncı yüzyılın başında Libya’nın direniş lideri.

Ömer Muhtar: Kuzey Afrika’nın yiğit evladı.

Ömer Muhtar: Emperyalist Batı’ya karşı “yerli” direnişin sembol ismi!

Ömer Muhtar: İslam coğrafyasının emperyalizme başkaldıran direniş önderlerinden.

Ve Ömer Muhtar, Anthony Quinn’in o harikulade oyunu ile Mustafa Akkad’ın beyaz perdeye taşıdığı Çöl Aslan’ı filmindeki ana karakter! İslam dünyasının, son yüz yılda yetiştirdiği birkaç yiğit adamdan biri; Ömer Muhtar!

‘Asla teslim olmayacağız’

Çöl Aslan’ı filminin final sahnesini hatırlıyor musunuz? Ömer Muhtar Libya direnişinin sonunda İtalyanlara esir düşer. Af dilemesi halinde salıverilecektir. Ama o bağımsızlığa baş koymuştur. Halkının huzurunda idam sehpasına çıkartılır. Yağlı ilmek boynuna geçirilmeden hemen önce cebinden Kur’an-ı Kerim’i çıkartır ve okur. Sonra gözlüğünü avucunun içine alır. İlmek boynundayken, son söz olarak “ Allah’ım düşmanlarım tarafından öldürüldüğüm için şükürler olsun sana” der.

Ve iskemle ayağının altından çekilir. İdam gerçekleşir... Çöl Aslanı’nın gözlüğü yere düşer. Ve bir “esmer çocuk” o gözlüğü alır, annesinin kucağında “vaveylalar” eşliğinde İtalyan askerlerinin üzerine yürür.

Ömer Muhtar’ın silüeti eşliğinde sesi duyulur...

“Asla teslim olmayacağız..! Ya kazanırız ya ölürüz..! Bizden sonraki nesille de savaşacaksınız. Ondan sonrakilerle de. Bana gelince, ben cellatlarımdan sonra da yaşayacağım.”

Ve film sona erer.

‘Bu bir istiklal mücadelesidir’

Ömer Muhtar’ın gözlüğünü alan çocuk bugün kimdir? Ya da Ömer Muhtar’ın gözlüğü bugün kimin elindedir hiç düşündünüz mü? “Asla teslim olmayacağız” diyen kimdi? “Bu bir bağımsızlık mücadelesidir” diyen kimdi? “Ya istiklal, ya izmihlal” diyen kimdi? “İsteseler de istemeseler de özgürleşeceğiz” diyen kimdi?

Çöl Aslanı’nın, Anadolu’daki karşılığı kimdir? Anadolu Kaplan’ı kimdir? Bütün uluslararası kumpaslara, yerli işbirlikçilerin pusularına direnip, “Asla geri adım atmayacağız” diyen kimdir?

Bu soruların tüm cevabına bir tek isim tekabül ediyor: Recep Tayyip Erdoğan!

O halde birey olarak Ömer Muhtar’ın gözlüğü bugün için Recep Tayyip Erdoğan’ın elindedir. Yani Ömer Muhtar’ın direniş ruhunun temsilcisi bugün Recep Tayyip Erdoğan’dır. Direniş ruhunu diri tutacak. Yani ki “yerli olmayana” karşı savaşım verebilecek bir kadrodan da söz etmemiz gerekir.

O halde Çöl Aslanı filminin final sahnesini bir kez daha hatırlayın. Ömer Muhtar’ın gözlüğünü alan esmer çocuk kendini annesinin kucağına bırakıyor. Çocuk ve anne millete karışıyor, millet adım adım işgalci İtalyan askerlerinin üzerine yürüyor..!

Demem o ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ömer Muhtar ruhunun mirasına milletiyle birlikte sahip çıkıyor.

Erdoğan’ın liderliği Davutoğlu’nun uyumu: 49.5

Türkiye topyekun saldırı altındayken, bütün bu saldırılara karşı göğüs gerilirken liderlik eden devlet adamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan’ı bu süreçte yalnız bırakmayan başta Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Ak Parti’dir.

Millet, Ak Parti’ye yüzde 49.5’u oy vererek hem Erdoğan’ı hem Davutoğlu’nu “yedirmeyiz” demiştir! Ömer Muhtar’ın gözlüğü yani ki mirası yerde kalmamış, tarihi yürüyüş devam etmektedir.

Bu düşünceme siz katılmaz mısınız? 

Devlette devamlılık: Hem PKK, hem Paralel vuruluyor

Devlette devamlılığı gördünüz mü? 1 Kasım’da sivil iktidarı belirleyecek genel seçimler yapılıyor. Sandıktan tek başına Ak Parti iktidarı ezici çoğunlukta çıkıyor. Bir gün sonra Türk Silahlı Kuvvetleri PKK terör örgütünü İkiyaka Dağları ve Doçke Vadisi’nde vuruyor. Kandil’de, Kuzey Irak’ta vuruyor.

Polis, tarihin en büyük “kumpas” operasyonu olarak bilinen İzmir Casusluk Davası’nın peşine düşüyor“Pandora”nın kutusunu açıyor. Paralel Yapı’ya yönelik operasyonlar hız kesmeden devam ediyor.

3 günde gördüklerimiz, devletin devamlılığının esasını oluşturuyor. Memleketi sevmemiz bir kat daha artıyor.