Vücutta bir enfeksiyon riski ortaya çýktýðýnda kemik iliði lökosit (akyuvar) üreterek riskli bölgeye yardým gönderir. Kanda lökosit deðerlerinin düþmesi bireyin direncinin azalmasýna neden olabilir. Çözüm çörekotu yaðýnda!
Vücutta bir enfeksiyon riski ortaya çýktýðýnda kemik iliði lökosit (akyuvar) üreterek riskli bölgeye yardým gönderir. Bu bakýmdan kanda lökosit deðerlerinin düþmesi bireyin mikroplarýn yol açtýðý enfeksiyonlara karþý olan direncinin azalmasý bakýmýndan tehlike yaratmaktadýr. Bu durum her bireyde soðuk algýnlýðý ya da grip gibi akut enfeksiyonlar sonrasý görülebileceði gibi kanser hastalarýnda kemoterapi veya radyoterapi sonrasý da sýklýkla görülmektedir. Ayrýca aplastik anemi, miyelofibroz, lupus, HIV ve AIDS gibi çeþitli hastalýklarda da ayný risk söz konusudur. Bu duruma yol açan çeþitli etkenler arasýnda folik asit, bakýr, çinko eksikliðinin de rol oynadýðý bildirilmektedir.
Çalýþmalar gösteriyor ki...
Okuyucularým tarafýndan bana sýklýkla yönlendirilen sorulardan biri kanser kemoterapisi ya da radyoterapisi sýrasýnda hastalarda görülen lökopeni (akyuvar sayýsýnýn azalmasý) tedavisinde yararlý olabilecek doðal ürün seçeneklerinin neler olduðu. Bu konuda bilimsel literatüre yansýmýþ olan araþtýrmalar arasýnda çörek otu yaðýnýn etkisi üzerindeki çalýþma dikkatimi çekti.
Sýçanlar üzerinde yürütülen bu çalýþmada dört hafta süresince bir grup hayvana aðýz yoluyla (gavaj ile) haftanýn iþ günlerinde (yani 5 gün süre ile) çörek otu yaðý verilmiþ. Hayvanlar bu uygulamanýn ardýndan gama radyasyon ýþýnlarýna maruz býrakýlmýþ. Sonuçlar çörek otu yaðý verilmeden radyasyona maruz býrakýlan hayvanlarýn kan tablosundaki deðiþiklikler ile karþýlaþtýrýlmýþ. Çörekotu yaðý verilmeden radyasyona maruz býrakýlan sýçanlarda kan deðerlerinin (akyuvar, total protein, globülin) belirgin bir þekilde düþtüðü ve vücudun kendi antioksidan enzimlerinin (glutatyon, malondialdehit, süperoksit dismutaz, katalaz) miktarýnýn dikkat çekici seviyede azaldýðý gözlemlenmiþ. Buna karþýlýk koruyucu olarak çörek otu yaðý uygulanan sýçanlarda radyasyonun neden olduðu bu olumsuz deðiþikliklerin önlenebildiði, vücudun kendi antioksidan enzimlerini miktarýný belirgin bir þekilde yükselttiði, normal kan deðerlerinin sürdürülebildiði tespit edilmiþ. Bu bakýmdan özellikle kanser hastalarýnda tedavi öncesi bir ay süre ile hastalarýn çörek otu yaðý ile koþullandýrýlmasý kan deðerlerinin korunmasý yararlý olabilecektir.
Diðer taraftan, Çörek otunun baðýþýklýk sistemi üzerinde etkili olduðu bilinmektedir. Bu durumda bu uygulamanýn kemoterapiyi bir þekilde olumlu ya da olumsuz etkileyebileceði düþünülebilir. Bu nedenle kullanýlan ilacýn hangi baðýþýklýk hücreleri üzerinde etkili olduðunun bilinmesi gerekir. Dolayýsýyla bu konuda tecrübeli ve bilgi birikimi olan hekimlerin önerisi önemlidir.
Deney hayvanlarý üzerinde yürütülen bir baþka çalýþmada ise düþük ve yüksek miktarlarda E vitamini desteðinin kan lökosit deðerleri üzerindeki etkisi araþtýrýlmýþ. Kanser ilacý uygulanan sýçanlara standart tahýllý besinin yaný sýra düþük miktarda (hayvanýn kilogram aðýrlýðý baþýna 50 miligram) ya da yüksek miktarda (hayvanýn kilogram aðýrlýðý baþýna 750 miligram) E vitamini verilmiþ. Yapýlan deðerlendirmede düþük miktarda E vitaminin lökosit deðerlerini koruduðu, yüksek miktarda ise etkisi bulunmadýðý görülmüþ. Çalýþmada ayrýca E vitaminin kanser ilaçlarýnýn (doksorubisin ve dosetaksel) emilimi ve etkinliði üzerinde herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmadýðý tespit edilmiþ. Buradan da anlaþýlacaðý üzere, kullanýlacak miktarýn doðru bir þekilde hesaplanmasý gerekiyor. Ne kadar çok kullanýrsam o kadar iyi sonuç alýrým þeklinde bir düþünce yanlýþ olacaktýr.